Çek Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte karşılıksız çek davalarına ilişkin yeni uygulamalar da ortaya çıktı. Karşılıksız çek nedeniyle adli para cezası uygulananlar ve meblayı ödeyemedikleri için hapis yatanlar yeni uygulamayla karşılıklı çekten yükümlü oldukları miktarı ödedikleri zaman serbest bırakılabilecekler.
Hürriyet yazarı Erol Ulusoy konuya ilişkin ayrıntıları bugünkü yazısında ele aldı. İşte Ulusoy'un o yazısı:
"İhsan Amcanın büyük oğlundan olan torunu Murat, Kayseri’ye yerleşti ve orada ticaretle uğraşıyor. Dedi ki, 'Hocam hem benim düzenlediğim hem de müşterilerden aldığım bazı çekleri ödeyememe ihtimalim var, lütfen hukuki durum konusunda bizleri aydınlat!' Elbette sevgili Murat, bilirsin seni sever sayarım!
Çek Kanunu’nun hiçbir yerinde karşılıksız çek için doğrudan hapis cezası yok. Adli para cezası var.
Fakat adli para cezası ödenmezse, hapis cezasına çevriliyor. Görünüşte kişi adli para cezasını ödemediği için hapis cezası alıyor ama, karşılıksız çıkan çekten dolayı borçlarını ödediğinde ortada ne hapis cezası ne de para cezası kalıyor.
Demek ki hapis cezası ile karşılıksız çek arasında aslında doğrudan bir bağlantı var.
Bu da karşılıksız çeke verilen adli para cezasının hapis cezasına çevrilmesinin sonuçta dolaylı olarak, bir özel hukuk sözleşmesinden doğan borcun ödenememesi sebebiyle hapis cezası verilmesini yasaklayan Anayasa md 38/8 ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 4 No:lu Protokol md 1 kurallarına aykırılık taşımaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin bana göre hukuka aykırı yorum ile tersine karar vermesine rağmen.
Sevgili Murat, adli para cezası almış olsan, hatta bu para cezası hapis cezasına çevrilmiş olsa bile, adli para cezasını ödemekle sadece hapis cezasından kurtulursun, çek borcundan kurtulmazsın.
Meblağ ne olmalı?
Ama karşılıksız çek borcunu faizi ile birlikte ödersen, hem adli para cezasından, dolayısıyla hapis cezasından, hem de çek düzenleme yasağından kurtulursun.
Bu da “Devlet Baba’nın sana bir güzelliği” olsun; “Ben adli para cezasını tahsil edip Hazine’ye gelir kaydetmeyeyim, yeter ki sen çek borcunu alacaklıya öde” diyor!
Çek Kanunu geçici 5’inci maddeden yararlananlar, cezaevinden tahliye oldukları tarihten itibaren en geç bir yıl içerisinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ilk ödeme olarak öderler.
Alacaklıya yapılacak ilk ödeme, aman dikkat çek bedelinin karşılıksız kalan kısmının onda biri değil, kalan borcun onda biri olacak. Daha da açıklama gerekirse, 100 bin TL bedelli çekin 50 bin TL’si karşılıksız kalmış olsun.
Yargılama sonucu önce adli para cezası verilmiş sonrasında da ödenmediği hapis cezasına çevrilmiş olsun. Bu arada keşideci alacaklıya 10 bin TL daha ödemiş olsun. Bu çekten dolayı kalan borcu, işlemiş faizi hariç 40 bin TL’dir.
İşte, karşılıksız çek mahkumunun bir yıl içinde ödeyeceği % 10, işlemiş faizi eklenmeden kalan çıplak borç olan 40 bin TL’nin % 10’dur, başlangıçta karşılıksız kalan tutarın değil.
Bu tutara faiz borcunun eklenmeyeceğini bir kere daha vurgulayayım.
İlk ödeme yapılmazsa
Hapis cezalarının infazı durdurulan karşılıksız çek mahkumlarının, ilk ödeme olarak kalan borçlarının faiz hariç % 10’unu tahliye tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ödemezlerse, hapis cezasının infazına kaldığı yerden devam edilir.
Diyelim ki, çek keşidecisi bir şekilde buldu buluşturdu, karşılıksız kalan çek borcunun % 10’undan daha fazlasını ödedi. Burada aman bir hususa dikkat etmek gerekir; eğer ilk bir yıl içerisinde % 10’dan daha fazlasını ödemek istiyorsak, % 10 oranındaki ilk ödemeyi ayrı, üzerindeki parayı ilse ileriki taksitlere mahsuben yapmakta büyük fayda var.
Mesela 100 bin TL borçta, 22 bin TL ödenecekse, 10 bin TL’yi ilk ödeme olarak, birinci 6 bin TL’yi ilk taksit, ikinci 6 bin TL’yi de ikinci taksit olarak ödemekte fayda var.
Böylece infazın durdurulmasından itibaren 6’ncı aya kadar geçecek sürede başka bir ödeme yapılmasına gerek kalmaz.
% 10 oranındaki ilk ödemeyi ilk yıl yaptıktan sonra, kalan borcu 15 eşit taksitte ödenmesi mecbur. Taksitler ikişer aylık süreye göre ödenecek.
Böylece taksitlerin ödenmesi için 30 aylık bir süre tanınmış oluyor.
Taksitlerin ödenmesinde aksamalar, gecikmeler olursa ne olacağı da yine geçici 5’inci maddede düzenlenmiş.
Yasa 15 taksitten sadece bir kere süresi içerisinde ödeme olanağı tanıyor.
Diyor ki, hükümlü, taksitlerden birisini süresi içerisinde ilk defa ödemezse, bu taksit sürenin sonuna eklenir diyor.
Böylece aslında 30 aylık süre 32 aya çıkarılmış oluyor.
Borçluya taksitlerden birisini 15’inci taksitten sonra 32’nci ayın sonunda 15’inci ve son taksit olarak ödeme olanağı getiriyor.
Misafir istememek haklı boşanma sebebi
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/12070 sayılı kararına göre, koca bağımsız konut temin etmeyerek, anne ve babası ile birlikte eşini oturmaya zorlayarak kusurlu hale gelmiştir. Ancak evli kadın da evlilik birliği görevlerini yerine getirmediği, intihar girişiminde bulunduğu, eşinin ailesini ve misafirlerin gelmesini istemediği için kocasına nazaran daha ağır kusurludur, eşit kusurlu değildir.
‘Pastadan ben bile çıkarım’ demek...
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/3186 sayılı kararına göre, eğer bir cafe çalışanı, cafeyi arayıp kutlama pastası siparişi vermek isteyen müşteriye, “istiyorsanız kutlama pastasının içinden ben bile çıkabilirim” demişse, işyerinin ticari itibarını sarsmış olacağından, haklı sebeplerle tazminatsız işten çıkarılabilir.
Karşılıksız çekte 9 ay ek süre
Kredi talebi patladı vatandaşın borcu 720 milyara dayandı
İcra dairesine gitmeden haciz sistemi geliyor