Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan Roundup adlı ilaçtaki glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti ve ABD’de davacılara toplamda 10 milyar 900 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Söz konusu ilaç Türkiye’de de satılıyor.
İLACIN TELİFİ MONSANTO’DA, TÜRKİYE’DE DE DAVA AÇILDI
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, söz konusu ilacın telifini elinde bulunduran Bayer’e ait Monsanto şirketi hakkında Türkiye’de avukat Senih Özay’ın girişimiyle kullanımının yasaklanması talebiyle açılan bir dava olduğunu söyledi.
Davada mahkemenin ZMO, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Eczacılık Fakültesi ve Kanser Derneği’nden görüş istediğini aktaran Suiçmez, bu ilacın çok yaygın olarak kullanıldığını belirtti.
İlacın hava alanları ve büyük beton zeminlerde yabancı otlara karşı da kullanıldığını belirten Suiçmez, “Tarım Orman Bakanlığı AB’de yasak olmayan ilaçları genellikle Türkiye’de yasaklamıyor. Glifosatın kanserojen etkisi var. Bilimsel bilgiler ve yürürlükteki mevzuatlar ışığında insan ve çevre sağlığı için büyük riskler taşıdığı, yurt dışındaki otoritelerin aldığı kararlar da göz önüne alındığında glifosat adlı maddenin Türkiye’de kullanımının zararlı olabileceği düşünülmektedir” dedi.
YÜZDE 60 DAHA PAHALI
Bursa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Raif Döner, kentte birçok oda tarafından söz konusu ilacın satışının yasaklandığını belirterek, “Zaten o ilacın fiyatı diğer ot kurutan ilaçlardan yüzde 60 daha pahalı” ifadelerini kullandı.
Tahıl ambarı Konya'nın Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Akbulut, Konya'da Bayer'e karşı açılmış bir davanın bulunmadığını belirterek, şöyle konuştu;
“Monsanto’ya ait Roundup ilacının içeriğinde bulunan glifosat etken maddesi herbisit ot ilaçlarında kullanılan tüm ticari ilaçların ortak etken maddesidir. Ülkemizde de üretilen ot ilaçlarında da aynı etken madde bulunmaktadır. Glifosatın kansere sebebiyet verdiğine veya vermediğine dair kabul edilebilir bir çalışma bulunmamaktadır. Bu sebeple ilimizde henüz firmaya açılmış bir dava bulunmamakta. Ülkemizde de glifosat yoğun bir şekilde kullanılmakta. Üreticilerimiz maalesef bu ilaçları kullanmak zorunda.”
“ÜLKEMİZDE BU İLAÇLA İLGİLİ KISITLAMA YOK”
İlacın kullanılmamasının verimde düşüşe neden olacağını belirten Akbulut, “Dünyada ve ülkemizde bu ilaçların kullanımına dair bir kısıtlama yok. Kullanımının yasaklanması halinde çok ciddi verim kayıpları oluşacaktır. Ancak Amerika'da açılan yüz binlerin üzerindeki dava sayısı da göz ardı edilemez. Sağlık tabii ki her şeyden önemlidir ve bu ilaçların kullanım prosedürlerinin bakanlığımızca yeniden düzenlenerek kullanıcı üreticilerimize zarar vermeyecek ölçekte kullanım şartlarına dayandırılması zorunluluktur” diye konuştu.
İZMİRLİ ÇİFTÇİLER DAVA AÇTI
İzmir Bergamalı çiftçiler Hamzar Kural ve Tahsin Sezer ile avukat Senih Özay, bakanlığa başvurarak kanserojen içerikli ürünlerin piyasadan toplatılmasını, Monsanto'nun da lisanslarının iptalini istedi.
Bakanlığın başvuruyu yanıtsız bırakması üzerine idare mahkemesine başvurdu. Bir buçuk yıl önce açılan dava, Ankara 18. İdare Mahkemesi'nde görülüyor.
Monsanto şirketi, Tarım ve Orman Bakanlığı yanında yer almak için mahkemeye müdahillik başvurusu yaptı. Şirket, mahkemeye sunduğu dilekçede, Türkiye'de ruhsat aldıkları Roundup ve Platoon adlı yabani ot zehirlerinde glifosat etken maddesini kullandığını kabul etti.
İLACIN ETKİLERİ TARTIŞMALI
Bayer, glifosat maddesi hakkındaki iddiaları reddediyor. Son olarak Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA), dikkatli kullanıldığında glifosatın güvenli olduğunu açıkladı. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) ise 2015 yılında glifosatı insanlar için olası kanserojen maddeler sınıfına aldı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise 2016 yılında glifosat kullanımıyla ilgili yayınladığı bir raporda “glifosat kalıntısı barındıran gıda ürünlerinin yüksek ihtimalle kanserojen olmadığı” tespitine yer verdi.
RAPORLAR ÇELİŞİYOR MU?
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) uzmanlarının katkısıyla hazırlanan raporun yine DSÖ'ye bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından hazırlanan ve “glifosatın insanlar için kanser yapma riski taşıdığı” görüşünün dile getirildiği 2015 yılına ait raporla çelişki içermediği belirtildi. IARC'ın glifosatın aşırı dozda alımını araştırdığı, DSÖ'nün 2016 raporunda ise gıda ürünleriyle birlikte sınırlı oranda alımının gözetildiği vurgulandı.
(Sözcü)