YÖK ve ÖSYM, 2,5 milyon adayın gireceği YKS'nin iptaliyle ilgili suskunluğunu yürütmeyi durdurma talepli davadaki savunmalarıyla bozdu. 2020 YKS'nin haziranda yapılma ısrarının sebebi savunmada, "Salgının hazirandaki durumu öngörülebilir olarak değerlendirilirken sonraki bir tarih olan temmuz ayında salgının ne şekilde seyredeceği hususu hazirana oranla daha belirsiz bir zaman dilimine işaret etmektedir. Temmuz ayının haziran ayına göre salgın bakımından daha güvenli bir zaman dilimi olduğunu söyleme imkanı yoktur" olarak açıklandı.
YKS 2020’ye kızı da girecek olan İyi Parti İzmir Milletvekili ve TBMM Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu’nun sınavın ilk ertelendiği 25-26 temmuz’dan 27-28 haziran’a geri çekilmesi kararında mevcut Covid-19 koşulları nedeniyle, ‘kamu yararı’ olmadığı ve “hukuka aykırı” olduğu iddiasıyla yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’a açtığı davada, taraflar savunmalarını verdi.
Sözcü'nün haberine göre; Dervişoğlu adına, İyi Parti Genel Sekreteri Av. Uğur Poyraz’ın açtığı ve halen Danıştay 8. Dairesi’nde görülen davaya, 14 Haziran Pazar günü 2020 MSÜ sınavında Kocaeli’de yaşanan olay da eklendi. Davaya ek dilekçe verilerek, bir öğrencide Covid-19 virüsü çıkması nedeniyle, 14 öğrenci 2 hafta süreyle karantinaya alınması, Bilim Kurulu’nun uyarıları ve Sağlık Bakanlığı’nın son vaka sayısı da eklendi.
Danıştay 8. Dairesi’ndeki davada YÖK ve ÖSYM de savunmalarını sundu. Dervişoğlu’nun erişkinlik nedeniyle kızı adına dava açamayacağı ve davanın Medeni Kanuna göre usul yönünden reddi istendi.
YÖK'ün konuya ilişkin savunmasında şu ifadeler yer aldı:
"Salgın dolayısıyla YKS’yi hazirandan temmuza alsak da, salgın kontrol altına alındığı için önceki doğal zamanında sınavın yapılması zorunluluğu ortaya çıktı.
Öğrencilerin sınav çalışmalarına odaklanma ve motivasyonları yaz aylarında düştüğü için temmuz sonuna kadar uzatılmış bir sınav takviminin, bu anlamda öğrenciler üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı açıktır.
YKS tüm ülkede gerçekleştiriliyor. Güney illerinde 50 dereceyi bulan sıcaklıkta sınava giren öğrencilerin önemli bir güçlükle karşılaşacağı aşikar.
Ülkemizin başta yasama ve yargı olmak üzere, bir çok alanda faaliyet gösteren kurumu çalışmalarını doğal alarak mevsim koşullarının dikkate alarak düzenliyor. Eğitim sistemi de bunlardan biridir. Ancak içtimai hayatta en etkili olanı kuşkusuz eğitimdeki tatil zamanı tespitidir.
İlk, ortaöğretim ve yükseköğretimde ara verme zamanı ülkemizin en sıcak olduğu aylar esas alınarak yapılır. Bu durum sıcağın öğrencilerin öğrenme sürecine olumsuz etkisiyle açıklanabilir.
Salgının hazirandaki durumu öngörülebilir olarak değerlendirilirken sonraki bir tarih olan temmuz ayında salgının ne şekilde seyredeceği hususu hazirana oranla daha belirsiz bir zaman dilimine işaret etmektedir. Temmuz ayının haziran ayına göre salgın bakımından daha güvenli bir zaman dilimi olduğunu söyleme imkanı yoktur.
Bu yılki sınav, geçtiğimiz yıla ve gelecek yıllara oranla avantajlı bir sınav olarak formüle edilmiş, Sağlık bakanlığı ve Bilim Kurulu görüşleriyle koruyucu önlemler alınarak ÖSYM tarafından ve uygun şartlarda ÖSYM tarafından gerçekleştirilmesi planlanmıştır."
ÖSYM: ‘Emredici’ kurum YÖK’tür
ÖSYM'nin savunmasında ise "Sınav tarihini hazirandan temmuza YÖK aldı. Sorumluluğumuz tedbir almakla sınırlıdır. Sınav takvimiyle ilgili, ‘Emredici’ kurum YÖK’tür. ÖSYM’nin bildirilen tarihte sınav ve yerleştirme işlemini yapmaktan sorumludur, davalı olmaktan çıkarılmalıdır" denildi.
Davacı İyi Parti İzmir Milletvekili ve TBMM Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu adına İyi Parti Genel Sekreteri Av. Uğur Poyraz’ın açtığı davada özetle şunlar kaydedildi:
"YKS sınavına hazırlanan gençler aylar boyunca ölüm, vefat, vaka sayısı haberlerini okuyarak ve bu korku altında evlerinden çıkmayarak çalışma yapmaya gayret etmiştir. Dershane ve benzeri birebir-yüz yüze hazırlık imkanlarından da yoksun kalmışlardır.
İdari işlemlerde belirlilik ve öngörülebilirlik esastır. Bu kişilerin davranışlarının hukuki sonuçlarını önceden bilmeyi sağlar. YKS haklı olarak Covid-19 nedeni ile 1 ay ertelendiğinde, öğrenciler de hazırlık ve planlamalarını buna göre yaptı.
Ertelemeye ilişkin kararnamede, salgının durumuna göre sınavın erkene çekilmesine dair bir bildirim de yapılmadı. İşlem bu açıdan da hukuka aykırıdır.
Her ne kadar gerekli önlemlerin alındığı ifade edilse de bu kişilerdeki korku ve kaygıyı azaltmadığı gibi aksine benzer önlemler altında yapılan MSÜ ve benzeri sınavlarda sakıncaların önüne geçilmediği görülmüştür. MSÜ sınavına giren 430 bin adaya karşılık, YKS’ye 2.6 milyon yani 5 katından daha fazla aday girecek olması nedeniyle YKS’de sosyal mesafe kurallarına uyulmasının imkansızlığı sıralanarak, yürütmenin durdurulması talebi yenilendi."