Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile ortak düzenlediği online konferansta yeni tip korona virüs (Kovid-19) sonrası AB – Türkiye iktisadi ve ticari ilişkilerini değerlendirdi.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Kovid-19 salgının tekrar gelmemesi, ikinci dalga oluşturmaması için çalışılması gerektiğini, devletler ve hava yollarının bunun önüne geçilmesi için çeşitli tedbirler aldığını belirtti.
Berger, Kovid-19’un dünyayı kapsamı ve hızı açısından eşi görülmemiş bir şekilde etkilediğini ifade ederek, “AB’nin ticarette bir azalma göreceğiz. Yüzde 10 ila 16 arasında AB ticaretinde bir düşüş yaşanacak. AB’nin büyüme oranlarında da yüzde 5 ila 7,4 arasında bir azalma olacak.” dedi.
Ticarette bir belirsizlik görüldüğü kaydeden Berger, malların ve insanların serbest dolaşımında bir gerileme söz konusu olduğunu, dışarıdan gelen talepte düşüş olduğunu ve bunun üretim ve tedarik zincirlerine bir etkisi olduğunu ifade etti.
Berger, küresel ekonomik ve ticaret faaliyetlerde bir gerilemenin olduğunu dile getirerek, “Tedarik zinciri, istihdam, sanayi çıktısı, emtia fiyatları ve sermaye akışında da bir yavaşlama olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.
AB olarak acil tedbirler aldıkları dönemden çıktıklarını kaydeden Berger, “Krizin ekonomiler üzerinde ki etkisi kısmına geçiyoruz. Sosyal güvenlik, sağlık sigortası krizden sonrası için, ekonomik etkilerini aşmak için önemli.” ifadelerini kullandı.
Berger, Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesinin iyi olacağına değinerek, "Türkiye'nin serbest ticaret anlaşmasının olduğu, AB'nin olmadığı ülkeler var. Bunlar müzakerelerde konuşulacak. Mevcut Gümrük Birliği 24 yıllık. Çok verimli değil. Hem Türkiye hem de AB tarafındaki ticaretle ilgili makamlar bunları konuşuyor. Ne zaman Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi ile ilgili görüşmelerin başlayacağına bakmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesini istiyoruz"
Konferansın açılışında konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç de Türkiye’nin, bin yıllık tarihi boyunca daima Avrupa’nın bir parçası olmayı başardığını, geleceğinde de Avrupa’nın olacağını ifade etti.
Avdagiç, AB kaynaklı yatırımların, doğrudan uluslararası yatırımların yaklaşık neredeyse 3’te 2’sini oluşturduğunu hatırlatarak, “Türkiye, ihracatının neredeyse yarıya yakını AB ülkelerine yapıyor. Bu rakamlar AB ile ilişkilerimizin gücünü ve boyutunu ortaya koyuyor.” dedi.
Gümrük Birliği Anlaşmanın şartlarının Türkiye’nin aleyhinde sonuçlar doğurmaya başladığına dikkati çeken Avdagiç, “Türkiye’de artık ciddi biçimde Gümrük Birliği Anlaşması sorgulanıyor. Günün şartları ve tarafların ihtiyaçları çerçevesinde revize edilmesinde önemli fayda olduğu mütalaa ediliyor. Biz Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, Gümrük Birliği çerçevesinde yaşanılan sorunlara değinerek, şunları kaydetti:
“Haksız rekabetle karşı karşıya kalıyoruz. Gümrük Birliği’ni ilgilendiren alanlarda AB’nin karar alma mekanizmalarına yeterli düzeyde dahil olamıyoruz. Bazı üye ülkelerce ülkemizde kayıtlı ticari araçlara uygulanan kara yolu kotaları ve kara yolu taşımacılığındaki engeller kaldırılmalı. Son olarak da iş adamlarımızla kamyon şoförlerimize uygulanan vizelerin oluşturduğu teknik engeller kaldırılmalı. Gümrük Birliği Anlaşmasında revizyon, Gümrük Birliği’nin işleyişinde var olan sorunların aşılmasını sağlayacaktır. Ayrıca Türkiye ile AB arasında ekonomik açıdan daha geniş bir entegrasyon oluşturacaktır.”
Kovid-19 sonrası ilişkilerimizde, Türkiye’yi etkileyecek konuların başında AB’nin karbon yoğun sektörlerden yapılacak ithalata getirmeyi düşünülen karbon sınır vergisinin geldiğini ifade eden Avdagiç, “Biz Türk iş dünyası olarak bu gelişmeyi yakından izliyor, hazırlıklarımızı bu yönde yapmaya özen gösteriyoruz. Çünkü düşük karbonlu ekonomiye geçiş Türk sanayisini de etkileyecektir.” şeklinde konuştu.
Avdagiç, Türkiye’nin AB için hem alımda hem satımda daha etkin bir partner olabileceğini ifade ederek, “Pandemi, küresel tedarik zincirini bozdu. Ülkeler temin etmekte zorlandıkları malzemeleri ya iç piyasada üretmeye yöneldiler ya da daha uzak bölgeler yerine daha yakın bölgeleri tercih etmeyi tercih ettiler. Bu kapsamda AB ülkelerinin de Çin ve diğer Asya ülkelerini kapsayan küresel tedarik zincirleri yerine, yakın coğrafyayı tercih edecekleri görülüyor. Amerika kıtasında Meksika, Avrupa’da Doğu Avrupa ülkeleri ile Avrasya’nın kavşak ülkesi Türkiye bu ülkeler arasında hızla öne çıkıyor.” yorumunda bulundu.
"Devletler arasında iş birlikleri çok daha büyük bir önem kazandı"
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da dünya, Kovid-19 pandemisine hazırlıksız yakalandığını ve Çin’de başlayıp dünyayı etkisi altına alan bu virüsün hayatın her alanında büyük değişimlere yol açtığını dile getirdi.
Oğurlu, Kovid-19’un en büyük değişiminin hiç şüphesiz ekonomi alanında olduğunu, pandemi sebebiyle getirilen kısıtlamaların dünya genelinde kaldırıldığını anımsattı.
Mesafe, maske gibi yeni normallere alışılacağını ifade eden Oğurlu, “Yakın bir zamanda dünya yine online iletişimden yüz yüze iletişime geçecek. Pandemi sürecinde yavaşlayan veya birçok alanda durma noktasına gelen ekonomik ilişkilerde yeni dönem başlayacak.” dedi.
Oğurlu, pandemi sürecindeki olumsuzlukların tüm ülkeleri etkilediğine işaret ederek, “ABD, İngiltere ve Fransa gibi büyük ekonomilere sahip ülkeler en fazla kaybın yaşandığı yerler oldu. IMF, Dünya Bankası gibi ekonomik kuruluşlar dünya genelinde ekonomik büyüme rakamları ile ilgili öngörülerini revize etti. Birçok bölgede sıfırın altında büyümeden bahsediliyor. Çok hızlı yayılan virüs belki de etkileri şu ana kadar en hızlı duyulan ekonomik krizine zemin hazırladı.” değerlendirmesinde bulundu.
Devletler arasında iş birliklerinin pandemi sebebiyle çok daha büyük bir önem kazandığına dikkati çeken Oğurlu, “AB ülkeleri de Türkiye olarak hem ekonomik hem de sosyal ilişkiler açısından önemli ortaklarımız. Dış ticaretimizin çok önemli bir kısmını AB ile yapıyoruz. Bu bölge ile ayrıca eğitim, kültür ve daha birçok alanda iş birliklerimiz söz konusu. Pandemi sürecinde bunlar da akamete uğradı. Yeni normal süreçte bunların da bir an önce toparlanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.