Uysal, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) tarafından yayımlanan "Finansal İstikrar Raporu'nun giriş bölümünde yaptığı açıklamada, bankacılık sektörünün güçlü sermaye ve likidite yapısının, atılan zamanlı politika adımlarıyla birlikte sektörün risklere karşı dayanıklılığını desteklediğini belirtti.
Uysal açıklamanın devamında şunları söyledi:
"Türkiye’nin makroekonomik göstergelerinde 2019 yılı ikinci yarısından itibaren belirgin bir iyileşme kaydedilmiş, bu eğilim 2020 yılının ilk aylarında da sürmüştür.
Bu dönemde, enflasyon ve enflasyon bekleyişleri hızla gerilerken, faiz oranları düşmüş, yerleşiklerin artan Türk lirası varlık talebi ile dolarizasyon süreci duraklamış, etkin çalışan kredi mekanizması ile krediler ağırlıklı olarak Türk lirası cinsi olmak üzere artmaya başlamış, iktisadi faaliyetteki toparlanma eğilimi güç kazanmıştır.
Mart ayı ile birlikte dünya geneline yayılan korona virüs salgınına bağlı olarak küresel büyüme görünümü belirgin ölçüde zayıflamıştır.
Salgına ilişkin gelişmeler ve belirsizlikler küresel risk iştahının gerilemesine ve uluslararası piyasalarda oynaklığın artmasına neden olurken, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, salgının olumsuz etkilerini azaltmaya ve kredi koşullarını desteklemeye yönelik genişleyici para ve maliye politikaları uygulamaya başlamışlardır.
Türkiye’de iktisadi faaliyet, salgının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak Mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başlarken enflasyon beklentileri, toplam talep koşulları ve emtia fiyatlarındaki gelişmeler enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu dönemde, diğer kamu otoriteleri ile koordineli olarak attığı geniş kapsamlı politika adımlarıyla finansal sektörün likiditesini ve kredi koşullarını desteklemiş, salgının ülkemiz ekonomisi üzerindeki etkilerini sınırlandırmayı amaçlamıştır. Söz konusu tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir.
Bankacılık sektörünün güçlü sermaye ve likidite yapısı, atılan zamanlı politika adımlarıyla birlikte sektörün risklere karşı dayanıklılığını desteklemektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, elindeki bütün politika araçlarını, veri odaklı bir yaklaşımla, fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda etkin biçimde kullanmaya devam etmektedir."
30. Finansal İstikrar Raporu'nda ise öne çıkan mesajlar şu şekilde:
"Korona virüs salgını küresel büyüme görünümünü belirgin ölçüde zayıflatırken, toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir.
Salgına ilişkin gelişmeler ve belirsizlikler küresel risk iştahının gerilemesine, uluslararası piyasalarda oynaklığın artmasına ve küresel finansal koşulların sıkılaşmasına neden olurken, bu dönemde gelişmekte olan ülkelerden yüksek miktarda portföy çıkışları gerçekleşmiştir.
İktisadi faaliyet, korona virüs salgınının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak Mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başlarken enflasyon beklentileri, toplam talep koşulları ve emtia fiyatlarındaki gelişmeler enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir.
Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir.
Hanehalkı borçluluk oranı, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altındaki seyrini sürdürmekte, reel sektörün yabancı para borçluluk oranındaki ve yabancı para açık pozisyonundaki gerileme devam etmektedir.
TCMB tarafından atılan kapsamlı likidite adımları ve yapılan faiz indirimleri, salgının finansal koşullara olumsuz etkilerini sınırlamış, borçlanma maliyetleri gerilemiştir.
Kredilerde 2019 yılının son çeyreğinden itibaren bireysel kredilerle başlayan toparlanma, son dönemde TL cinsi ticari krediler öncülüğünde sürmektedir.
Düşük seyreden finansman maliyetleri, sunulan teşvikler ve alınan politika önlemlerinin önümüzdeki dönemde kredi büyümesini desteklemeye devam edeceği değerlendirilmektedir.
Süregelen kredi büyümesi ve son dönemde atılan adımlarla desteklenen aktif kalitesi görünümünün, küresel gelişmeler ve yurt içi iktisadi faaliyetin seyrine göre şekillenmesi beklenmektedir.
Bankaların güçlü sermaye yapısı ve likidite tamponları sektörün risklere karşı dayanıklılığını desteklemektedir."