FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Korona virüs sürecinde bankalarda nefes kesici bir değişim yaşanıyor. Şubelerdeki zorunlu kapanmalardan nakit kullanımındaki azalmaya, acil destek kredi kullanımındaki artıştan çevirim içi konferanslara bankalar hızla dijital çağın acil durum gereksinimlerine hızlı bir şekilde ayak uydurmak zorunda kaldı. Bloomberg yazarı Elisa Martinuzzi‘ye göre bankalar bu değişim sürecini salgın süreci sonrasında da devam ettirmesi hayati bir mesele haline geldi. İşte Martinuzzi’nin o yazısı:
Salgının neden olduğu kısıtlamalar sonrasında tüm işletmelerde olduğu gibi bankalarda da çok az bir süre içinde yeni normale ayak uydurma süreci kendini hissettirdi. Bankalar şubelerinin büyük bir kısmını kapatmak zorunda kaldılar ve çalışanlarının çoğunu uzaktan çalışmaya göndermeyi başardılar. Şu ana kadarsa bu yeni yöntemde çok büyük aksaklıklar yaşanmadı ve büyük oranda öğretici sonuçlar çıkarıldı.
Personel ordularını yeniden dağıtarak, bankalar çoğunlukla acil durum destek kredilerinin ve mortgage erteleme isteklerinin kullanıma sunulmasına eşlik eden müşteri ihtiyaçlarındaki benzeri görülmemiş dalgalanmaya uyum sağlayabildiler. Hepsinden önemlisi bankalar dijital geleceklerine ilişkin bir öngörü sağlayabildiler. Kısıtlamaların kalkmasıylaysa en zor kısım olan işe yarar değişiklikleri korumak kısmı kalıyor.
İnternet bankacılığına olan talep fırladı
Yönetici danışmanlığı şirketi McKinsey’nin nisan ayı ortasında Fransa, İspanya, İtalya, Almanya, Portekiz ve İngiltere'de perakende banka müşterilerine yaptığı bir anket, çevrimiçi banka kullanımının tüm ülkelerde arttığını, İtalya'daki %7'lik Portekiz'de %19'luk bir artış gerçekleştiğini ve mobil erişimde de benzer bir modelin oluştuğunu gösteriyor. İspanya ve İngiltere'deki her beş müşteriden biri ilk kez çevrimiçi bankacılığı denedi. McKinsey'e göre, bu büyüklükteki dijital kullanıma geçiş muhtemelen Kovid-19’un neden olduğu kısıtlamalar olmadan en az birkaç yıl sürerdi.
Bununla beraber korona virüs salgını dijital paranın banknotun yerini ne kadar hızlı aldığını gösterdi. Çoğunlukla korona virüsün bulaşmasını önleme ihtiyacına dayansa da bu süreçte daha fazla dijital ödeme yapıldığı yadsınamaz bir gerçek. Bir diğer yönetici danışmanlık şirketi BCG’nin İngiltere’deki müşterilerle nisanın üç haftası boyunca yaptığı ankette, cevap verenlerin %63’ünün krizin başlangıcından beridir nakit kullanımını azalttığı, %43’ünün ise sosyal medya mesajlaşma uygulaması üzerinden daha fazla ödeme yaptığı belirtildi.
İşin daha ilginç kısmı ise cevap verenlerin beşte biri kriz sonrasında şubelerde daha az işlem yapmayı ya da şubelere hiç gitmemeyi planlıyor. BCG’nin araştırmasına göre daha varlıklı müşterilerde ise müşteri banka ilişkisi üç kat artmış durumda. Ev konforunda görüntülü sohbet imkânı varken şubeye gitmek birçok müşteri için anlamsız geliyor.
Bankaları kredi krizinden yine dijital çözümler koruyacak
Yüksek harcamalar, azalan gelirler, salgına bağlı kredi kayıplarında beklenen artış ve fintech uygulamalarındaki yükselişten kaynaklanan rekabetten rahatsız olan Avrupalı kredi kuruluşları için, teknolojinin daha fazla kullanımı maliyetleri kontrol etmek açısından kritik öneme sahip olacak.
Euro bölgesinin gayrisafi yurtiçi hasılasının 2020 yılında %11 oranında düşeceği kovid-19 iyileşme senaryosuna göre, McKinsey Avrupa bankalarının mali ve ülke borç krizleri sonrasında şu anda olduğundan daha büyük bir gerileme yaşayacağını öngörüyor. Kredi ödemelerinde gecikmeler yaşandıkça oluşacak risk maliyetleri banka gelirlerini %40 düşürebilir. Bankalar 2024 yılına kadar salgın öncesi gelir ve kârlılık seviyelerine geri dönemeyebilirler. Sermaye enjeksiyonları ise kaçınılmaz görünüyor.
Dijitale geçiş kolay olmayacak
Her ne kadar bankacılığın bazı bölümleri diğerlerinden daha esnek olacak ve kredi kayıplarının şiddeti bankaların bireysel stratejilerini belirleyecek olsa da finans endüstrinin bir bütün olarak teknolojiye yatırımlarını sürdürürken giderleri azaltması gerekecek ve bu hiç de kolay bir görev gibi gözükmüyor.
Bankalar devralma yoluyla yeni uygulamalar ve hizmetler eklemenin hızlı bir yolu olarak düşünebilir. Sonuçta fintech uygulamalarının şirket değerleri krizin neden olduğu düşüşle çok daha ucuz hale geldiler. Ancak yeni teknoloji platformlarını eski sistemlerle bütünleştirmek kolay değildir ve yeni teknoloji yeteneğini koruyabilmek de kesin değildir.
Bankaların şube ağlarının küçültülmesi veya yeniden kullanılması, maliyetleri düşürmek ve yatırımları desteklemek için diğer bariz fırsatlardır. McKinsey'e göre, kredi verenlerin maliyetlerinin %40'ı şubelerle ilgili giderleri de içeren ürünlerin satışından kaynaklanıyor. Finans endüstrisi uzun yıllardır binalara olan bağımlığını kesmekteydi fakat şu noktada yapılacak çok fazla şey var. İtalya, Fransa ve Almanya'da, banka şubeleri ortalama 3.500'den az kişiye hizmet vermektedir. Bu, özellikle Hollanda'da şube başına ortalama kişi sayısının üç kat daha yüksek olduğunu düşünürsek, şubeleri açık tutmayı haklı çıkarmayabilir.
Şubeler ofise dönüşebilir
Eğer bankalar siyasi muhalefet yüzünden şubeleri hızlı bir şekilde kapatamazsa veya kiralar kapanları geciktirirse, bu alanlar farklı şekilde kullanılabilir. Salgın sırasında, yerel personel uzaktan tavsiyede bulunmak üzere yeniden görevlendirildi. Gelecekte, artık şehir merkezindeki koca koca gökdelene gitmeyen yatırım bankacıları bunun yerine banliyö şubesindeki ofisini kullanabilir. Bankalar salgın öncesinde dahi bir süredir halihazırda mikro satış noktalarından kafe tarzı mekanlara kadar farklı şube formatlarıyla denemeler yapmaktaydılar.
Bankaların teknolojiyi hızla benimseme ihtiyaçları yeni değil, ancak şu anda çok daha acil. Bankalar son birkaç ayda öğrendiklerini idrak etmeli.
IMF Başkanı Georgieva: Bankalar temettü ve geri alımları durdursun
İtalyan bankalara kredi uyarısı
İngiliz ve Japonlarla swap anlaşması ne aşamada?