Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkanı Suma Chakrabarti'den Türkiye'ye övgü dolu sözler geldi. Türk sağlık sektörünün korona virüs salgınıyla başarılı bir şekilde mücadele ettiğini belirten Chakrabarti, Türkiye’yi salgının ardından yeniden güçlü bir ekonomik büyüme beklediğini söyledi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Chakrabarti, “Türkiye’nin sağlık sistemi yoluyla bu salgınla başa çıkabilmesinden son derece etkilendiğimi belirtmeliyim. Hastanelerde çok güçlü yatırımlarınız var. Biz de daha önce Bursa, Elazığ, Adana gibi şehirlerde hastaneleri finanse etmiştik.” ifadelerini kullandı.
EBRD’nin ekonomik büyüme tahminlerini 13 Mayıs tarihinde açıklayacağını belirten Suma Chakrabarti, “Türkiye’nin gelecek sene yeniden güçlü bir büyüme göstereceğine inanıyorum. Bu yıl verilerin ne olduğuna bakacağız ama bu yıl EBRD’nin faaliyet gösterdiği her piyasada daralma söz konusu. Türkiye’de ve faaliyette olduğumuz bazı ülkelerde V şeklinde bir iyileşmenin olacağına inanıyorum. Türkiye sağlık sektörü bu krizi yönetmekte dikkate değer şekilde iyi bir iş çıkardı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’ye yatırımlarımızın bu yıl daha yüksek olmasın bekliyorum”
Türkiye’nin bankanın yatırım portföyünde en büyük paya sahip olduğunu belirten Chakrabarti, “Türkiye’ye bağlılığımız güçlü. Türkiye yatırım portföyümüzde en yüksek paya sahip. Yıllar içerisinde Türkiye’de 300'ün üzerinde projeye toplam 12 milyar avronun üzerinde yatırım yaptık. Geçen yıl 35 projeye yaklaşık 1 milyar avro yatırdık. Bu sene bunun daha yüksek olmasını bekliyorum.”dedi.
Chakrabarti sözlerine söyle devam etti:
“Türkiye’nin bu krizle mücadele etmesi ve hızlı bir şekilde toparlanması için yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bu yıl en azından 1 milyar avroluk yatırımımız olacak. Fakat daha fazla olmasını bekliyorum. Şu ana kadar bu yıl Türkiye’ye 415 milyon avroluk yatırım yaptık. (Yatırımlar konusunda) pozitifim.”
Korana virüs salgınından iç talebin ve turizm sektörünün olumsuz etkilenebileceğinin altını çizen Chakrabarti, Avrupa’daki daralmanın Türkiye’nin dış talebi üzerinde baskı oluşturabileceğini ekledi.
Chakrabarti, “Fakat petrol fiyatları da düşük. Her şey negatif değil. Düşük petrol fiyatları nedeniyle pozitif katkılar da görülecek.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’nin imalat sanayisinden etkilendim”
Türkiye'nin imalat üretim merkezi olarak kişisel koruma ekipmanları (PPE) ve diğer sağlık ekipmanların sağlanması konusunda önemli bir rol oynadığını belirten Chakrabarti, “Türkiye’nin imalat sanayisinin, tekstil sektörünü gelişmelere bu kadar hızlı bir şekilde karşılık vermesinden ne kadar etkilendiğimi belirtmek istiyorum. Türkiye, her hafta milyonlarca maske ve önlük üretti. Türkiye’deki fabrikalar hükümetin bu ürünleri dışarıya gönderebilmesine olanak sağladı. Sağlık sektörü açısından bu çok güçlü bir eylemdi.” ifadelerini kullandı.
Suma Chakrabarti, “EBRD’nin iş ortaklarının bu girişimde adım atmış olmalarını görmekten gurur duyuyorum. Arçelik solunum cihazlarının üretilmesinde rol aldı. Ford Otosan ve Tofaş yine solumum cihazı üretimi, siperli maske ve diğer ürünleri üretilmesi için adım attı. “ dedi.
EBRD’den 21 milyar avroluk salgına karşı Dayanışma Fonu
Chakrabarti, ERBD'nin yakın zamanda korona virüs etkisine karşı faaliyette bulunduğu ülkelerde kullanılmak üzere 2021 yılının sonuna kadar kullanılması planlanan 21 milyar avroluk bir finansman paketi açıkladığını da hatırlattı.
Chakrabarti sözlerine şöyle devam etti:
“Öncelikle dayanışma fonu olarak tanımladığımız bu fonu anlatalım. İçerisinde müşterilerimize sunduğumAuz 4 milyar avroluk kısa vadeli likidite finansmanı da var. Hali hazırda çok sayıda müşterimiz likidite sıkışması ile karşı karşıya. Bunun için elden geldiği kadar likidite sağlamak istiyoruz.
Bir diğer alan da, Ticaret Kolaylaştırma Programı için sağladığımız finansmanı büyük oranda artırmak. Son olarak, son derece önemli ve gerekli altyapı yatırımlarının ihmal edilmemesini istiyoruz. Birçok belediyenin finansmanı bütçe daralması nedeniyle zorlaşacak. Vergi gelirleri normal koşullarda olandan daha az olacak. Bu da verilecek kamu hizmetlerinin baskılanması anlamına geliyor. Bu anlamda EBRD’nin likidite desteği son derece önemli. Tüm bu olanaklar Türkiye için de mevcut."