Libya'da mayıs ayının ilk saatleriyle birlikte meşru yönetimi Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlı birlikler, isyancı Hafter'in güçlerine ağır darbeler indirmeye başladı. Askeri üstünlüğü kaybeden Hafter'den Sebha kenti sakinleri de desteklerini çekti. BM'den yapılan açıklamada da akan sivil kanından Halife Hafter'in sorumlu olduğu bildirildi.
Libya'nın Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki meşru temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı silahlı birliklerin sözcüsü Yarbay Muhammed Kununu, Öfke Volkanı Operasyonu sosyal iletişim sayfasından yaptığı açıklamada, "Hava kuvvetleri terörist Hafter milislerine bağlı kişilerin olduğu silahlı konvoya 6 hava saldırısı düzenledi" ifadelerini kullandı.
Operasyonun Mersit Vadisi yakınındaki Kariyyat ve Nesme bölgeleri arasındaki bir yola düzenlendiği belirtildi.
Açıklamada daha fazla ayrıntıya yer verilmedi.
Son dönemde hükümet güçleri, darbeci asker Halife Hafter'e bağlı silahlı milislere karşı başlattığı operasyonlarda büyük başarılar elde ediyor. Hezimete uğrayan Hafter'e bağlı milisler başkent Trablus'un çevresinde ellerinde tuttuğu çok sayıda noktayı terk etmek zorunda kalıyor.
Libya'nın Sebha kenti sakinleri Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne desteğini açıkladı
Libya'nın Sebha kenti sakinleri ortak bir açıklama yaparak, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'den desteklerini çektiklerini ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH) meşruiyetini kabul ettiklerini duyurdu.
Başkent Trablus’un 750 kilometre güneyinde yer alan Sebha kenti 17 Şubat Devrimcileri, sivil toplum kuruluşları ile şehir sakinleri, yazılı ve görüntülü ortak bir açıklama yaptı.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır gibi Arap ülkelerinin yanı sıra Rusya ve Fransa’nın Halife Hafter’i desteklediğinin hatırlatıldığı 5 maddelik açıklamada, "Libya halkının reddetmesine rağmen ülkede silah zoruyla Mısır tecrübesi hayata geçirilmeye çalışılıyor" ifadelerine yer verildi.
Trablus’u savunmak için hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet dilenen açıklamada, Suheyrat Anlaşması ve siyasi çözüme işaret edildi, ülkede halen var olan parlamento ile Devlet Yüksek Konseyinin meşruiyetine vurgu yapıldı.
Açıklamanın üçüncü maddesinde, BM tarafından tanınan UMH'nin meşruiyetinin kabul edildiği belirtildi.
"Askerin yönetimi ele geçirmesini reddettiğimizi ilan ediyoruz" ifadelerinin yer aldığı açıklamada, Trablus'a farklı silahlarla yapılan saldırıların kınandığı vurgulandı.
Açıklamanın son maddesinde sivil devlet, demokrasi ve anayasa çerçevesinde yönetimin seçimle ve barışçıl yöntemlerle el değiştirdiği bir sistemin benimsendiği kaydedildi.