FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Korona virüsün yayılmasını engellemek amacıyla dünya çapında birçok ülkede görülmemiş ölçekte karantina ve kapatma uygulamaları hayata geçiriliyor. Ekonominin bu büyük yükü kaldırabilmesi içinse hükümetlerin ve merkez bankalarının rolü oldukça önemli. Financial Times’ın haberine göre bu kararların bazıları spekülatörleri ve başarısız şirketleri koruyarak ekonomiye daha büyük bir zarar veriyor.
Geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası’nın (FED) düşük dereceli tahvilleri satın aldığına dair haberlerine şahit oldu. Piyasalar bu haberle beraber tekrar FED tarafından kurtarıldığı reaksiyonunu verdi. Hatta bazı stratejistler Wall Street’e “Paskalya tavşanından hediye verildiği” şeklinde yorumlarda bulundu.
Merkez bankaları paniği önlemek için iyi bir teminat ve bir ceza oranı karşılığında sorun çözme yetisi olan şirketlere limitsiz ve erken borç verme sorumluluğuna sahip. Eski ABD Hazine Bakanı Timothy Geither 2008 yılında bu sorumluluğu bilerek göz ardı etti. Dönemin FED başkanı Ben Bernanke ve Geither iflas eden piyasa gruplarına sıfır faizle bedava borç sağladı. Bu eylemlerse büyük ölçekte ahlaki bir sorunun ortaya çıkmasını teşvik etti. O dönemden beridir merkez bankaları ihtiyatlılık karşılığında destek vermek yerine teşviklerinde daha açık bir politika tercih etti.
Uluslararası Para Fonu (IMF) merkez bankalarının şirketleri finansal risklere ve borç almaya teşvik ettiği için kendi finansal kırılganlıklarının arttığı konusunda uyarıyor. Şirketlerse daha düşük borç seviyelerinde dolaşmak yerine borç almaları durumunda ödeyemeseler dahi kurtarılabileceklerini öğrendiler.
Şirket borçlanmaları bu seviyelerdeyken iflaslar korona virüs olsa da olmasa da gerçekleşecekti. Şirket borçlanmaları ABD gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 47’sini oluşturuyor ve borçlanmalar daha önce hiç bu kadar yüksek seviyeye ulaşmamıştı. Küresel olarak finans dışı borçlanmalar bir önceki finansal krizin iki katına ulaşmış durumda.
Finansal piyasaların başbelası zombi şirketler
Ekonominin büyük bir bölümü artık birkaç yıl içerisinde faiz maliyetlerini karşılamak için yeterli nakit üretememiş “zombi” şirketler tarafından işgal edilmiş durumda. Bank for International Settlements’ın araştırmacıları ondan fazla ekonomide doksanların ortasından itibaren yüzde 4 yükselen zombi şirket sayısının 2018’in sonundan bu yana yüzde 12 arttığını belirtiyor. Borç daha fazla borcu finanse ediyor ve zombi şirketler kapasitenin aşılmasına ve verimliliğin düşmesine neden oluyor.
On yıllık ekonomik büyüme ve cömertçe uygulanan vergi indirimleri sonrasında ABD şirketlerinin gelir olmadan kısa bir süreliğine kendilerini destekleyebilecek kadar nakit bulundurmaları gerekiyordu. Fakat çoğunluğu borçlu olan şirketleri zor günler için herhangi bir birikim yapamadılar.
Bugünse borçlanmalardaki artış dikkat çekiyor ve göstergeler borçlanmaların daha da yüksek seviyelere çıkacağını gösteriyor. Buna karşın söz konusu aşırı borçlanma günün getirdiği stresten çok daha önce gerçekleşen doğal olmayan sakinlikten kaynaklanıyor.
Yatırım araştırmaları şirketi Variant Perception’ın ortaya çıkardığı veriler, tarihsel olarak şirketlerin yüksek seviyelerdeki net borçlarının yüksek seviyelerdeki finansman giderlerindeki nakit akışıyla karşılaştırıldığını gösteriyor. Fakat bu ilişki en son krizde kırılma eğiliminde. Sadece korona virüs krizi sırasında bu temellerde yeniden değerlendiriliyor ve kötü seviyelerdeki şirketler daha fazla yayılabilmek için fırsat bulabiliyor.
FED Başkanı'nın keskin geri dönüşü spekülatörlere yaradı
Bununla birlikte 2012’den bu yana FED’in başkanlığını yapan Jerome Powell için bu durum bir sürpriz değil. 4 yıl öncesindeki konuşmasında Powell, “Uzun süren düşük faiz oranları aşırı risk almaya itebilir ve zamanla yüksek seviyedeki varlıkların fiyatlarını ve kredi büyümesini sürdürülemez hale getirebilir” ifadelerini kullanmıştı. FED Başkanı volatilitenin bastırılması konusunda da sıklıkla uyarılarda bulunmuştu. Fakat Powell 2018 Aralık ayındaki piyasaların gidişatıyla birlikte rotasını aniden ters yöne çevirdi. Piyasalardaki borç büyümesi üzerine vaaz vermek yerine çürük tahvili EFT’lere likidite sağlamaya başladı.
İflas sürecinde olması muhtemel şirketlere borç vermesi yeterli değilmiş gibi Federal Rezerv Yasası’na aykırı olduğu tartışılan bir hamle olan ikinci seviye piyasalardan şirket tahvilleri ve EFT satın aldı. Ekonomiyi fonlamak için hiçbir yardımı olmayan bu hamle bu şirketlerin fonlarını halihazırda satın alınmış yatırımcılara da çok sınırlı bir fayda sağladı. Spekülatörler içinse cennet gibi bir dönemin kapısını açtı.
Çürük tahvillerin satın alınması programından bariz olarak en fazla yararlananlar aşırı kaldıraç kullanan özel sermaye grupları ve aşırı borçlananlar oldu. Sermaye devi Carlyle’da yıllarca çalışmış olan FED Başkanı içinse bu durum şaşırtıcı olmamalı. Aynı şekilde bir başka özel sermaye kuruluşu olan Warburg Pincus’un başkanlığından ABD Hazine Bakanlığı’na geçen Geithner için de aşırı borçlanma sorunun ortaya çıkması sürpriz olmamalıydı.
Yatırımcılar ve üst düzey yöneticilerse iyi zamanlardaki borçlanmalarında ne kadar tedbirsiz olsalar da kötü zamanlar geldiğinde onlara can simidi atılacağını öğrenmiş oldular.