FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Merkez üssü Avrupa’ya dönüşen korona virüs hastalığı Covid-19 ile mücadelede politika yapıcıların karşılaştıkları seçimler oldukça sert. Bloomberg yazarı Lionel Laurent makalesinde ülkelerin yaşadıkları karantina dönemi zorluklarına Fransa örneğini göstererek bazı potansiyel çözümler öneriyor.
Ülkeleri resesyonla tehdit eden kitlesel önlemler ekonomik olarak acı verici olsa da sağlık sisteminin yükünü hafifletiyor. Daha yumuşak ve hafifletici yaklaşımlarsa ekonomilerin çalışmalarına izin verse de daha fazla insanın ölmesi tehdidini doğuruyor.
Çin’in virüs konusundaki sert politikalarının başarısı görüldükçe korona virüs vakaları artan ülkeler gün geçtikçe daha sert önlemleri tercih ediyor. AFP’ye göre dünya genelinde 2.6 milyar insan korona virüs sebebiyle hareket kısıtlamasına tâbî. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yaptığı açıklamaya göre dünya bu sene içerisinde resesyona girecek. ABD Başkanı Donald Trump ise virüsün bu şekilde tedavi edilmesinin virüsten daha tehlikeli olduğunu söylüyor fakat bu eleştirel görüş her geçen gün daha fazla yalnız bırakılmakta. İngiltere’de dahi alışık olunmayacak bir biçimde polis desteğiyle karantina uygulamaları gerçekleştiriliyor.
IMF: 80 ülke yardım için başvurdu
Yine de bu virüsü bu şekilde bastırmak bitirmek için değil sadece zaman kazanmak için yapılıyor. Ekonomik ve politik dilemmalara rağmen hükümetler barış zamanı yapılan en sert önlemleri almak zorunda kalıyorlar. Yeni verilerin ışığında yapılan yorumlara göre, Almanya’nın zor durumdaki imalat sanayisinin her geçen gün Avupa’nın en büyük ekonomisini durgunluğa bir adım daha yaklaştırması ve Fransa borsalarında kayda geçen keskin düşüşler Euro bölgesini şimdiden sarsıyor.
Peki az bir miktar da olsa ekonomiyi rahatlatmanın yolları var mı? Sert karantina önlemleri devam ederken kimler çalışmaya zorlanmalı? Karantinalar beklenilenden daha uzun sürerse ne olacak?
Dünya bu soruların cevaplarını ararken Fransa ve İspanya virüs önlemlerinin süresini arttırdı ve İtalya da kısıtlamaların sınırlarını daha da fazla arttırdı.
Fransa öğretici bir örnek sunuyor
Diğer Avrupalı liderler gibi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da haklı olarak gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık %2'si değerinde mali teşvik planları sözü verdi. Komşu ülkelerin merkez bankası önlemlerini takip ederek yapılması gereken her şeyin yapılacağının sözünü verdi. . Fakat Fransa’nın virüse karşı ilan ettiği bu savaş ilanından bir hafta sonra ülkede kâbus senaryoları gerçekleşti. Fransız Les Echos gazetesinin haberine göre, sanayi sektörü kapasitenin yaklaşık %25'inde çalışıyor, şantiyeler sessiz kaldı ve elektrik tüketimi %20 oranında düştü. Bir haftalık tecrit sonrasında durum İtalya veya İspanya'daki düşüşlerden daha kötü.
Fransız yatırım bankası şirketi Natixis’in ekonomisti Patrick Artus’a göre virüsün etkileri gayri safi yurt içi hasılanın %7 düşmesine neden olacak kadar istikrarlı. Merkez bankalarının önlemleri dahi çökmüş ekonominin hızla yeniden düzenlenmesi için yeterli olmayabilir.
Mücadelenin bir başka yolu ise talepte çok büyük bir düşüş olsa da daha fazla insanın çalışmasını sağlamak olabilir Fakat Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yaptığı gibi insanlara çalışmayı öğütlemek ya da İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın yaptığı gibi önemli iş sahalarındaki insanları çalışmaya zorlamak sorunu çözmeyecektir. Temel veya gerekli olmayan sektörler arasında seçim yapmak ve seçmek, tedarik zincirlerinin entegre doğasını göz ardı eder. Ayrıca evinde çalışma lüksü olmayan insanlar, fabrika çalışanları, inşaat sektörü çalışanları ve eğlence sektörü çalışanları gibi, doğal olarak kendi sağlıkları konusunda endişeliler. Çalışmaya devam etmek için sosyal mesafe kuralını ihlal etmek zorunda kalabilirler. Fransa’nın şu anda ihtiyacı olan en son şey işçi ilişkileriyle ilgili bir sorun ya da İtalya’da gerçekleştiği gibi bir grev ortamının oluşması.
Bu baskıları dengelemek için, fabrikaların, şantiyelerin ve ofislerin sıkı sosyal mesafe uygulamaları çağında nasıl yeniden araçlandırılabildiğini ve maskeler ve tıbbi ekipmanlar gibi kaynaklardaki artışları görmek için sektör bazında bir yaklaşım olmalıdır. Hiç şüphesiz ki bu ekipman sağlamada öncelik sağlık sektörünün. Fakat Fransa’da diğer bazı alanlarda da bu ekipmanlar sağlanıyor: Şantiyeler, insanların araç paylaşmalarını veya birbirine çok yakın çalışmalarını önlemek için ekiplerini yeniden tasarlıyor. Normal şartlarda toplumda en az ödeme alan çalışanlar işlerine devam ettikleri için ikramiye alıyorlar. Fransa'daki çok sayıda süpermarket zinciri kasiyerlere ve raf stoklarında çalışanlara 1.000 euroluk ikramiye veriyor.
Eğer bu bir savaş çabasıysa, ev cephesinde de daha fazla dayanışma olması gerekir. Büyük şirketler, küçük işletme tedarikçilerini ayakta tutmaya yardımcı olmak için kışkırtılmalı. Eğer büyük firmaların başkalarının zararına servet edinme hissine kapılırsa moraller artmayacak. Hükümetler de teknoloji ve eğlence ekonomisi aktörlerinin hizmetlerini devam ettirmesi için güvenli bir ortam oluşturmak konusunda da sorumlu.
Turkcell'den vicdansız uygulama
Bu kısa vadeli çözümlere bir yıl süreceği söylenen aşı araştırmalarının sonuçlanmasına dek orta vadeli geçiş planları da eşlik etmeli. Örneğin, gençler risk altındaki nüfusları evlerinde tutmak için önce işe geri gönderilebilir. Fakat bunun gerçekleşebilmesi için çok daha fazla insanın Covid-19 testi yapması gerekiyor. Test, izleme ve karantina süreci için Güney Kore’de verilen mücadele örnek olabilir.
Macron'un bu hafta yaptığı açıklamada, daha da acımasız bir tecrit rejimi taleplerine yanıt olarak, kilitlenmelerin "her derde deva olmadığını" söylediği bildiriliyor. Haklılık payı var. Tüm liderler baskılı önlemleri tepkinin sadece bir parçası olarak düşünmelidir. Bunun yanında aşırı gerilmiş hastanelere daha fazla kaynak ayırmanın yanı sıra, ev cephesindekiler için daha fazla ekonomik koruma ve kısıtlamalar nihayet kaldırıldığında daha fazla test yapabilme de önlemlerin önemli bir kısmını oluşturur. Hastalıktan daha kötü bir tedaviden kaçınmak için oldukça uzun bir yol görünmekte.