Küresel Ekonomi
Şubat ayında küresel piyasaların gündeminde korona virüse ilişkin gelişmeler öne çıktı. Virüsün Çin dışında yayılmaya başlamasıyla ekonomik aktiviteye etkisinin küresel bir nitelik kazanacağı kaygıları piyasaların seyrinde belirleyici oldu. Risk algısında yaşanan bozulma hisse senedi piyasalarında sert satışları beraberinde getirdi.
Güvenli liman olarak algılanan varlıklara yönelik talep ise hızlı biçimde arttı. ABD tahvillerinin getirileri tarihi düşük düzeylere gerilerken, altın fiyatları 2013 yılından bu yana en yüksek seviyeleri gördü. 3 Mart’ta olağanüstü toplanan Fed korona virüsün olası etkilerine karşı politika faizini 50 baz puan indirdi. Fed’in izleyen dönemde para politikasını daha da gevşetebileceği düşünülüyor.
ABD’de açıklanan makroekonomik veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı seyrin sürdüğüne işaret ediyor. ABD ile Çin arasındaki ticaret anlaşmasının birinci aşaması uyarınca Çin ABD’ye yönelik bazı vergi tarifelerini kaldırdı. Attığı adımlar Çin’in anlaşmaya uyacağı görüşlerine destek olurken, ticaret savaşı kaynaklı riskleri gündemin ön sıralarından uzaklaştırdı.
Çin’de Şubat ayı PMI verileri ekonomik aktivitede önemli oranda kayıp yaşandığını gösteriyor. Euro Alanı’nda açıklanan veriler Bölge ekonomisinin yılın ilk iki ayındaki seyrine ilişkin ılımlı bir tablo çiziyor. Öte yandan, Bölgede virüs kaynaklı ölümlerin artması önümüzdeki döneme dair soru işaretlerini artırıyor. Petrol fiyatları, ekonomik aktivitedeki kayba bağlı olarak talebin baskı altında kalacağı
beklentileriyle hızlı biçimde geriledi.
Türkiye Ekonomisi
Türkiye ekonomisi 2019 yılında %0,9 ile 2009 yılında kaydedilen %4,7’lik daralmanın ardından en düşük yıllık büyüme performansını kaydetti. İşsizlik oranı Kasım 2019 döneminde yıllık bazda 1,0 puan yükselerek %13,3 düzeyinde gerçekleşti.
Ocak ayında 22 aylık aranın ardından eşik değerin üstüne çıkan imalat PMI Şubat’ta 52,4 ile iki yılın en yüksek düzeyinde gerçekleşti. Özellikle yılın ilk yarısında iktisadi faaliyette kaydedilen gerilemenin dış ticaret açığını daraltmasının etkisiyle cari denge 2019 yılı genelinde 1,7 milyar USD fazla verdi.
Merkezi yönetim bütçe fazlası Ocak ayında 2019’un aynı ayına kıyasla dört katına çıkarak 21,5 milyar TL düzeyinde gerçekleşti. Bütçe gelirleri yıllık bazda %26; bütçe harcamaları %9,6’lık artış kaydetti. Şubat ayında TÜFE aylık bazda %0,35 ile beklentilerin altında yükselirken, yıllık TÜFE enflasyonu %12,37 oldu. Bu dönemde yurt içi ÜFE artışı aylık %0,48; yıllık %9,26 düzeyinde gerçekleşti.
TCMB Şubat ayı toplantısında politika faiz oranını 50 baz puan indirerek %10,75’e düşürdü.
Türkiye- Büyüme Beklentiler…
2018’in son çeyreğinden itibaren 3 çeyrek daralan Türkiye ekonomisi düşük bazın ve iktisadi faaliyetteki göreli toparlanmanın etkisiyle 2019’un ikinci yarısından itibaren yeniden büyüme trendine girerek yılı %0,9’luk büyüme performansıyla kapattı. 2020 yılının ilk çeyreğinde düşük baz etkisinin sürdüğü ve büyümenin ertelenmiş tüketimin devreye girmesiyle hız kazandığı tahmin ediliyor. Türkiye ekonomisinin 2020 yılını %4 civarında bir büyümeyle tamamlayacağını öngörüyoruz. Öte yandan, jeopolitik gelişmelerin büyüme performansına olumsuz yansıyabileceğini değerlendiriyoruz. Ayrıca, küresel ölçekte yayılarak endişe yaratan korona virüsün yurt içinde ekonomik aktiviteye net etkisi henüz belirsizliğini koruyor.
Türkiye Ekonomisi - Dış Ticaret ve Ödemeler Dengesi Beklentiler…
2019 yılında ekonomik aktivitenin zayıf seyri paralelinde dış ticaret açığındaki daralma cari dengenin fazla vermesinde belirleyici oldu. Öte yandan, ekonomik aktivitedeki toparlanma eğilimiyle birlikte 2019’un ikinci yarısında genişlemeye başlayan dış ticaret açığı bu seyrini 2020’nin ilk iki ayında da sürdürdü. Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre dış ticaret açığı OcakŞubat 2020 döneminde yıllık bazda %85 genişledi. Bu seyrin önümüzdeki aylarda da devam etmesine bağlı
olarak 2020 genelinde cari dengenin yeniden açık vereceğini tahmin ediyoruz.
Türkiye Ekonomisi - Bütçe Dengesi Beklentiler…
TCMB faaliyet gelirinin 2019’da olduğu gibi bu yıl da bütçeye erken aktarılması mali görünümde yıla olumlu bir başlangıç yapılmasını mümkün kıldı. Önümüzdeki dönemde de faiz indirimleriyle birlikte ekonomik aktivitede gözlenen canlanmanın yanı sıra faiz dışı harcamalarda öngörülen yavaşlamanın etkisiyle bütçe performansının hedeflere paralel bir seyir izleyebileceğini düşünüyoruz.
Türkiye Ekonomisi - Enflasyon Beklentiler…
Petrol fiyatlarındaki zayıf seyir yurt içi enflasyon göstergeleri açısından olumlu bir duruma işaret etse de, jeopolitik gelişmeler nedeniyle finansal piyasalarda artan oynaklık ile Çin’den ithal edilen hammadde ve tüketim mallarında yaşanabilecek tedarik sıkıntısı enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabilecek risk unsurları olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede, yıllık TÜFE artışının yılın ilk yarısında iki haneli seviyelerde seyredeceği yönündeki tahminimizi koruyoruz.
Finansal Piyasalar ve TCMB
Yurt içi piyasalarda korona virüs endişelerinin yanı sıra jeopolitik gelişmeler etkili oldu. Korona virüs salgınının Çin dışındaki ülkelere de yayılması küresel risk iştahını olumsuz etkiledi. Virüs kaynaklı endişelerin artması güvenli liman olarak nitelendirilen yatırım araçlarına talebin güçlenmesine neden oldu.
Yurt içinde ise küresel risk algısındaki bozulmanın yanı sıra jeopolitik gelişmeler ve TCMB’nin faiz kararı etkili oldu. TCMB, politika faizini 50 baz puan indirdi. TCMB Şubat ayı Para Politikası Kurulu toplantısında politika faiz oranını 50 baz puan indirerek %10,75’e düşürdü. Merkez Bankası, enflasyon göstergelerinde ılımlı bir seyir izlendiğini ifade ederken, mevcut görünümün yılsonu tahminleriyle büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Bu çerçevede, faiz indiriminin önceki faiz indirimlerine kıyasla daha ölçülü olduğunu vurgulayan TCMB, ekonomik aktivitedeki toparlanma eğiliminin devam edeceğini öngördü. Merkez Bankası ayrıca, korumacılık önlemleri ve korona virüs gibi küresel faktörlerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olası etkilerinin yakından takip edildiğini belirtti.
Bankaların swap limitlerinde düzenlemeye gidildi. BDDK bankaların swap limitlerinde düzenlemeye gidildiğini açıkladı. Buna göre, bankaların yurt dışı yerleşiklerle yaptıkları bir bacağı döviz diğer bacağı TL olan ve vadede TL alım yönünde gerçekleştirecekleri para swapı, forward, opsiyon ve diğer türev işlemlerin toplamının bankaların en son hesapladıkları yasal özkaynaklara oranı %25 seviyesinden %10’a indirildi. Ayrıca ay içinde yapılan bir düzenlemeyle bankaların finansal tüketicilerden ve ticari müşterilerden alabileceği ücret ve komisyonlar aşağı yönlü güncellendi.
Fitch Türkiye’nin kredi notu ve görünümünü teyit etti. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Şubat ayında yaptığı açıklamada Türkiye'nin BB- olan kredi notunu teyit ederken, kredi notu görünümünü "durağan" olarak korudu. Fitch, finansman koşullarındaki iyileşmeye bağlı olarak ekonomik büyümenin hızlandığına dikkat çekerken, 2020 yılı için ekonomik büyüme tahminini %3,1’den %3,9'a yükseltti. Kuruluş enflasyonun bu yılsonunda %10,5; 2021 sonunda %10 olacağı tahmininde bulundu.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD ise Türkiye ekonomisine yönelik büyüme tahminini 2020 yılı için %3’ten %2,7’ye düşürürken, 2021 yılına yönelik öngördüğü %3,2 büyüme tahminini %3,3’e yükseltti. Hazine Şubat ayı borçlanma programını öngörülenin altında tamamladı. Hazine Şubat ayında gerçekleştirdiği ihalelerle piyasadan toplam 19 milyar TL borçlandı. Bu dönemde toplam 25,5 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 21 milyar TL’lik iç borçlanma gerçekleştirilmesi öngörülüyordu. 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi bir önceki aya göre 221 baz puan yükselerek Şubat ayı sonunda %12,41 oldu. TL Şubat ayında değer kaybetti.
Türk lirası varlıklar Şubat ayı genelinde jeopolitik gelişmelerin etkisiyle değer kaybetti. Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi Ocak ayının son işlem gününden itibaren 134 baz puan artarak Şubat’ı 373 seviyesinde tamamladı. Ay boyunca dalgalı bir görünüm sergileyen ve özellikle ayın son günlerinde hızla değer kaybeden BIST-100 endeksi Şubat’ta %11 gerileyerek ayı 105.994 düzeyinde kapattı. Şubat ayına 5,99 civarında başlayan USD/TL, ay sonunda 6,25’e yükseldi. Aynı dönemde EUR/TL de 6,63’den 6,86’ya çıktı.
Genel Değerlendirme
Korona virüs Ocak ayının ikinci yarısından itibaren küresel ekonominin başlıca gündem maddesi haline geldi. Virüsün Çin dışında yayılmaya başlaması iktisadi faaliyetteki kaybın Çin’le sınırlı kalmayarak küresel ekonomik büyümeyi belirgin biçimde sınırlayacağına yönelik kaygıların yükselmesine neden oluyor. Söz konusu endişelerle 3 Mart’ta olağanüstü toplanan Fed politika faizini 50 baz puan indirdi. Güvenli yatırım araçlarına olan talep Şubat ayı içinde önemli ölçüde artarken, ABD Hazine tahvillerinin getirileri tarihi düşük seviyelere indi. Altın fiyatları ay içinde 7 yılın zirvesini gördü. Öte yandan, petrol fiyatları ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin etkisiyle sert biçimde geriledi.
Yılın ilk iki ayına ilişkin açıklanan makroekonomik veriler; Çin’de ekonomik aktivitedeki kaybın düşünülenden büyük olduğuna işaret ediyor. Virüsün sınırlayıcı etkisinin henüz görülmediği ABD ve Euro Alanı’nda ise iktisadi faaliyet bu dönemde ılımlı bir tablo çizdi. Öte yandan, başta Fed olmak üzere merkez bankalarının izleyen dönemde daha gevşek para politikası izleyeceği beklentisi güçleniyor.
Yurt içinde başlıca gündem maddesi olarak öne çıkan jeopolitik gelişmeler Şubat ayının ortasından itibaren Türkiye’ye yönelik risk iştahının sert biçimde düşmesine neden oldu. TL cinsi varlıklar önemli ölçüde satış baskısı altında kalırken, Türkiye’nin Ocak ayını 240 düzeyinden tamamlayan 5 yıllık CDS primi Şubat ayı sonunda 373’e çıktı. Türkiye ekonomisi 2019 yılının son çeyreğinde yıllık bazda
%6 büyürken, 2019 yılı genelinde GSYH büyümesi %0,9 düzeyinde gerçekleşti. 2020’nin ilk aylarında açıklanan veriler ekonomik aktivitedeki toparlanmanın sürdüğünü gösteriyor. Düşük baz etkisi ve ertelenen talebin devreye girmesiyle birlikte yılın ilk yarısında büyümenin ivme kazanmaya devam edeceği anlaşılıyor.