Önümüzdeki aylarda enflasyonun Merkez Bankası’nın çizdiği patikanın üzerinde seyretmesini beklememizin ardında iki temel neden var: (i) Gıda fiyatlarındaki yükseliş (ii) Türk lirasında devam eden değer kaybı.
Petrol fiyatları başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki sert düşüş nedeniyle 2020 enflasyon tahminimizi %10,5’ten %10,0’a çekiyoruz. Yukarıda saydığımız risklere rağmen Fed’in olası faiz indirimine paralel Merkez Bankası’nın faiz indirimine küçük adımlarla (25bp-50bp) devam etmesini bekliyoruz" diye beklentilerini ve revizyonlarını da iletiyor.
Merkez Bankası için, bu verileri baz almadan yapılacak bir değerlendirmede 25-50 baz puanlık bir faiz indiriminin masada kaldığını söylemek mümkün. Çünkü reel getiri ve politika faizi adımı, geleceğe dönük enflasyon üzerinden baz alınıyor. Fakat cari enflasyon verisi baz alındığında bir faiz indirimi için Mart ayı kararının pas geçmek yönünde olması piyasalar için destekleyici olmasını bekleriz. Bu adım en azından negatif reel faizin derinleşmemesi adına da önemli bir unsur" diye belirtildi.
Enflasyonun geçen yıla göre sınırlı da olsa yükselmesinde, işlenmiş ve işlenmemiş gıda fiyatları ve konut grubunda gözlenen fiyat ayarlamalarının etkili olduğunu vurgulayan Bürümcekçi, "Buna karşılık, kura hassas gruplarda ve enerji grubunda fiyat düşüşleri gözlendi. Şubat ayında enerji grubunda yüzde 0,63 ile geçen yılın tersine düşüş izlendi. Giyim fiyatları mevsimlik düşüşünün ise yüzde 4,83 ile geçen yılki düşüşe benzer olması ise yıllık enflasyonu etkilemedi. Böylece yıllık TÜFE de önceki ayki yüzde 12,15 seviyesinden yüzde 12,37'ye çıktı." ifadelerini kullandı.
Bürümcekçi, gıda enflasyonunun hem işlenmemiş hem işlenmiş gıda fiyat artışı kaynaklı yükseldiğine dikkati çekti.
Manşet enflasyonda yılın zirvesinin geride kalmak üzere olduğuna işaret eden Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemin seyri açısından gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamaları enflasyon üzerindeki risklerin yönünü belirleyecektir. Kısa vadede petrol ve emtia fiyatlarının sert gerilemesi olumlu yansırken, Çin kaynaklı tedarik zinciri aksaklıkların üretici fiyatlarında yaratacağı yukarı yönlü baskılar ve son günlerdeki kur artışı ile beraber yıllık bazda kur sepeti değişiminin yüzde 16 civarına yükselmesi enflasyonu yukarı yönde etkileyen bazı faktörlerin güçlenmeye devam ettiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla son günlerdeki değer kaybının ancak daha belirgin bir kur atağına dönüşmediği durumda yıllık enflasyonun ikinci çeyrekten itibaren geçen yılın aynı döneminin oluşturduğu lehte baz etkisi nedeniyle kademeli gerileyerek yılı yüzde 10-11 aralığında bitirmesi halen olası duruyor."
"Faiz indirimleri devam edebilir"
Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankası'nın piyasa sinyallerine muhtemelen bakmayacağını ifade etti. Merkez Bankasının son beklenti anketinde gelecek enflasyon beklentilerindeki düşüşün durması, CDS priminin önceki toplantıya göre 100 baz puan yükselmesi, tahvil getiri eğrisinin yüzde 12-13 aralığına kayması ve offshore swap para piyasası faizlerinin daha belirgin yükselmesinin, faiz indirimlerine devam edilmesi durumunda TL'de değer kaybının güçleneceğini düşündürdüğünü ifade eden Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Buna karşılık başta Fed olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının yeni faiz indirimlerine yönelik hazırlıkları ve tahvil faizlerinin rekor düşük seviyelere inmesi, TCMB'nin gevşek para politikası duruşuna destek vermekte. Son olarak geçen hafta Bursa'da konuşan Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, politikada bir değişiklik sinyali vermemişti. Bu nedenle bankanın 19 Mart'taki toplantıya kadar küresel ve yerel risklerdeki gelişmeleri izleyerek bir sonuca varması beklenebilir. Ancak ağır basan beklenti, bankanın 25 ya da 50 baz puan indirimle devam edeceği yönünde olacaktır."