Bir türlü hükümet kuramadığı için bir yılda üçüncü sandık sınavını 2 Mart'ta verecek olan İsrail Başbakan Benyamin (Bibi) Netanyahu'ya seçim kazandırmaya yönelik dış politika aksiyonlarında çıta yükseliyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Yüzyılın Anlaşması' lakaplı İsrail-Filistin barış planını Netanyahu ile birlikte hazırlayıp açıklamasıyla, İsrail'in Batı Şeria'yı resmen ilhakı kutudan çıktı.
Beyaz Saray'daki Trump-Netanyahu basın toplantısında Körfez krallıklarının büyükelçileriyle hazır bulunmaları ve ardından destek açıklaması yapmalarıyla İsrail-Körfez ittifakı ayyuka çıktı.
Son olarak Haaretz, görevdeyken yolsuzluktan yargılamasına karar verilen ilk İsrail Başbakanı'nın seçim öncesi bir Arap ülkesini resmen ziyaret etmek ve hükümdarıyla el ele göz göze fotoğraf çektirmek için seferber olduğunu duyurdu.
"Netanyahu ile seçim fotoğrafı operasyonu için bir Arap prens ya da kral aranıyor" başlığıyla durumla dalga geçen İsrail gazetesi, İsrail'in üst düzey güvenlik yetkilileri ya da iş insanlarının düzenli olarak Körfez ülkelerine uçup gizli temaslarda bulunduklarını, şimdiyse İsrail liderinin kendi ziyaretleri üzerinden halkla ilişkiler kampanyası yürütmek istediğini belirtti.
Habere göre dış istihbarat servisi Mossad'ın başkanı Yossi Cohen, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben Shabbat ve başbakanın danışmanlar ekibi, Netanyahu'nun 2 Mart seçimi öncesi bir Arap ülkesini ziyaret edebilmesini ayarlamak için hep birlikte çok çalışıyor.
'Tercih ettiği Arap liderler listesinin başında Suudi Veliaht Prensi Selman var'
Son 16 ayda açıkça Umman ve Çad'ı ziyaret etmiş olan İsrail Başbakanı'nın bir hafta önce de Uganda'ya uçup Sudan'ı geçici olarak yöneten Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el Burhan ile biraraya geldiğini hatırlatan Haaretz, Netanyahu'nun 'tercih ettiği Arap liderler' listesinin başında ise Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın (MbS) bulunduğunu belirtti.
İsrail gazetesi "Çabalar başarılı olur ve ikili herhangi bir zamanda dünyanın herhangi bir yerinde kamuoyunun bilgisine açık şekilde görüşme yürütürse ve bunu tercihen seçimden önce yaparsa, başbakanın diplomasi ve güvenlik alanındaki başarılarını taçlandıracağı ve İsrail'in dış ilişkilerine önemli katkı oluşturacağı şüphe götürmez" dedi.
Suudi Veliaht Prensi Selman, İhvan yanlısı olduğu için muhalif haline gelen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim 2018'de İstanbul Konsolosluğu'nda vahşice öldürülmesinin emrini vermek ve Amazon'un kurucusu unvanıyla dünyanın en zengin kişisi konumunda olduğu kadar Kaşıkçı'nın yazdığı The Washington Post gazetesinin sahibi Jeff Bezos'un cep telefonunu hacklemek gibi suçlamalarla gündemde.
Haaretz ise MbS ya da benzeriyle aleni görüşme ayarlama maksadıyla Netanyahu'nun adamlarının Trump yönetimi, özellikle de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile iyi ilişkilerden istifade ettiğini belirtti.
Haberde "Öğrendik ki, perde arkasında hararetle çalışan Pompeo, Netanyahu-Burhan buluşmasının önünü açmakla kalmamış, aynı zamanda Sudan liderini birlikte fotoğraf pozu vermeye ikna etmek için uğraşmış. Burhan bunu reddetmiş, ama Pompeo'nun baskısı karşısında, başta gizli yapılan görüşmeyi Netanyahu'nun kamuoyuna açıklamasına razı gelmiş" denildi.
'Selman olmazsa Nahyan'
Ancak 'Yüzyılın Anlaşması'nın sunumunun ertesinde olası Bibi-MSB görüşmesini düşük ihtimal olarak değerlendiren gazete, İsrail liderinin 'ikinci tercihi' olan Abu Dabi Veliaht Prensi ve BAE Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Muhammed Bin Zayed el Nahyan'la yetinmekten gocunmayacağını yazdı.
İsrail'in Suudi Arabistan ve BAE ile geniş çaplı askeri, istihbarat, ticaret ilişkilerini irdeleyen Haaretz, İsrail'in son 10 yılda özellikle savunma teknolojisi sattığı BAE ile 1 milyar dolarlık iş yaptığını aktardı.
Nahyan seçeneği de tutmazsa, geçen yıl bu yöndeki teklifi reddetmiş Fas Kralı 6. Muhammed ile biraraya gelmeye çalışacak olan Netanyahu'nun el mecbur seçeneğinin ise Bahreyn Kralı Hamed bin İsa el Halife olduğunu kaydetti.
Suudi askeri gücünü kullanarak nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiileri ezen Halife'nin Sünni aleminde İsrail ile açıkça en yakın ilişkileri bulunan hükümdar olduğu belirtildi.
Bahreyn'in ötesinde İsrail ile tam diplomatik ilişkileri bulunan Mısır ve Ürdün'ün olduğu hatırlatıldı. Ancak son 10 yılda İsrail-Filistin ihtilafının marjinalleştirilmesi ve İran'ın baş sorun gibi sunulmasıyla Suud, BAE ve Bahreyn'in İsrail'le ilişkilerinin çok güçlendiğinin altı çizildi.
Öyle ki, Mossad'ın geleneksel olarak İsrail'in diplomatik ilişkilerinin olmadığı ülke ve örgütlerle gizli bağlarından sorumlu olan Tevel bölümüne ilaveten, Cohen'in Arap ülkeleriyle ilişkilerden sorumlu özel birim kurduğu aktarıldı. Netanyahu'nun bu çabalardan İsrail Dışişleri Bakanlığı'nı dışladığına ve bakanlığın yetkilerini başka birimlere devrettiğine dikkat çekildi.