Piyasalar Ocak ayının son haftasını küresel tehdit haline gelen Koronavirüs salgını haberleriyle şekillendi. Salgının boyutu büyüdükçe piyasalara etki de artıyor. Şubat ayıyla birlikte salgınla ilgili rakamlar da korkunç seviyelere ulaştı. Zeynep Aktaş, Milliyet'teki yazısında Koronavirüs gölgesindeki piyasaların geçen haftaki performansını değerlendirdi, yeni hafta ile ilgili öngörülerini paylaştı.
İşte Aktaş'ın o yazısı:
Yılın ilk ayı geride kaldı. Ocakta küresel piyasalara korona virüsü damgasını vururken dolarda oynaklık en düşük seviyelerde. Borsa ve altın kazandırıyor
Piyasalar yılın ilk ayını geride bırakırken ay boyunca yaşanan gelişmeler paranın seyrini doğrudan etkiledi. Küresel piyasaların gündeminde Korona virüsü yer alıyor. Dünyada ivmelenerek yayılıyor. Yılın ilk günlerinde ABD-İran arasındaki gerilimin hızlı savuşturulmasına rağmen sonrasında Çin’de ortaya çıkan virüs ve beraberinde yayılan kaygı ay sonuna doğru tüm dünyada etkisini hissettirdi. Ülkeler olağanüstü önlemlere ek olarak Çin’e yönelik uçuşları durdurdu.
Daha önce yine Çin’de ortaya çıkan ve dünyaya yayılan SARS virüsüne benzetilen korona virüsü, riskten kaçışı beraberinde getiriyor. Gündemin önemli gelişmelerinden biri de İngiltere’de Brexit oldu. Yasa, Lordlar Kamarasından geçti ve İngiltere Kraliçesi de onayladı. İngiltere, 1973’te girdiği birlikten resmen ayrılıyor. Brexit anlaşması ile sterlin yönünü yukarı doğru çevirdi.
Getiriler normalleşti
Dolar kurunda son 20 yıl içerisinde yüzde 20’nin üzerinde gerçekleşen üç yükseliş yaşandı. 2001, 2008 ve 2018’de dolar/TL kuru bir ay içerisinde yüzde 20’nin üzerinde değer kazandı. Serbest piyasada dolar kuru 2001 yılında bir ayda yüzde 40,98 oranında artarken bu oran 2008 krizinde yüzde 22,71 idi. 2018 yılında yaşanan kur şokunun etkisi ile ise yüzde 33,15 gerçekleşti. Alınan tedbirlerin de etkisiyle kurdaki dalgalanmanın normalleşme eğilimine girmiş görünüyor.
Dolar/TL ocak ayında yüzde 0,6 değer kazanarak 5,9491 TL’den 5,9846 TL’ye çıktı. Dolar/TL’deki son beş aydaki aylık artışlara baktığımızda sadece aralık ayında yüzde 3,51 oranında bir yükseliş yaşandığını, diğer dönemlerde çıkışların yüzde 1,5’in altında kaldığını görmekteyiz. Kurdaki aylık değerlenme marjları mevduat faizlerine paralel gelişirse yatırımcılar TL alternatiflere yönelecektir.
Borsada ‘düzeltme’ yaşanabilir
Borsa İstanbul’da 17 Ekim’de 94 binden başlayan hareketle birlikte yaklaşık 30 bin puanlık bir yükseliş gerçekleşti. Endeks, 22 Ocak’ta 124.000’i gördü. Bu seviyeden başlayan düzeltmeyle 20 günlük hareketli ortalama test edildi. 20 günlük ortalama 119.144 seviyesinde bulunuyor. Endeks ise haftayı 119.140 seviyesinden kapattı. İki gün daha 20 günlük ortalamanın altında kalırsa düzeltme süreci devam edecektir.
114.660 seviyesinde 50 günlük ortalama bulunuyor. Aşağı yönelimin devam etmesi halinde endeksin 50 günlük ortalamasını test etmesi gündeme gelecektir ki böylesi bir durumda endeksin toparlanması iki ayı bulabilecektir. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde nisan gibi yeni bir hareket gündeme gelecektir. Endeksin 20 günlük ortalamadan toparlanarak yeniden 124.000’i aşması halindeyse hedef 135.000 olacaktır.
Kur etkisi ile ÜFE-TÜFE farkı
Ağustos 2018’de kur şokunun etkisiyle dolar yüzde 33 artınca bundan en fazla üretici fiyatları etkilendi. ÜFE yıllık bazda 2018’in ağustosunda yüzde 32, eylülde yüzde 46 ve ekimde yüzde 45 artış gösterdi.
Artan maliyetler ise doğrudan tüketici fiyatlarına yansıtıldı. Sonrasında Dolar/TL kuru gerilemeye başladığında ise üreticilerin maliyetlerindeki gerilemeye rağmen bu durumun tüketici maliyetlerine yansımadığı gözleniyor. Gelinen aşamada TÜFE yıllık bazda yüzde 11,8’lerde seyrediyor. ÜFE ise yüzde 7’lerde. Halihazırda tüketicilere yansıyan fiyatların artış hızı daha fazla.
Hesaplardaki eğilime dikkat
TCMB tarafından açıklanan haftalık para ve banka istatistikleri raporuna göre, yurtiçi yerleşiklerin Döviz Tevdiat Hesapları (DTH) 24 Ocak ile biten haftada 813 milyon dolar azalarak 196,3 milyar dolara geriledi.
Döviz Tevdiat Hesaplarında azalış görsek de yılın ilk dört haftasına ait veri, DTH’larda 2,7 milyar dolar artışa işaret ediyor. DHT’ların toplam mevduat içerisindeki payı yüzde 48,57 seviyesinde bulunuyor. TL mevduatlar ise toplam mevduatın yüzde 51,43’ünü oluşturuyor.
Fonlar hisseyi sevdi
Yatırım fonları hisse senedi almayı sürdürüyor. 30 Ocak’ta 5,20 olan yatırım fonlarındaki hisse oranı 31 Ocak’ta yüzde 5,22’ye yükseldi. Ancak yabancılar çekimser ve biraz daha kaygılı. Paylarında da çok ciddi değişimler meydana geliyor.
Bir kısmı takaslardaki hareketlilikten kaynaklansa da yabancı paylarının yüzde 61,36 ile dip seviyelerdeki yüzde 60’lara yakın bir seyir izlediği gözleniyor. Emeklilik fonlarının hisse oranında bir miktar azalma var. 21 Ocak’ta yüzde 13,26’ya kadar yükselen emeklilik fonlarındaki hisse senedi oranı şimdilerde yüzde 12,95 seviyesine gerilemiş durumda.