Borsa İstanbul yılın ilk haftasındaki artışla iki yıl sürebilecek bir yükselişin kapısını araladı. Endekste 180.000’e doğru kademeli yükseliş ihtimali gündeme geldi.
Borsa İstanbul dip seviyelerde gelen hacimli alımlarla 120.000 hedefine yöneldi ve 135.000 ile 180.000’in önünü açmaya başladı. Endeks hisseleri kıpırdanırken alımlar güçleniyor. Bu noktadan sonra asıl önemli olan banka hisselerindeki hareket. Yükselişi destekleyen ana etmenlerin başında kredi risk primindeki düşüş var. Türkiye’nin beş yıllık kredi risk primi 273 seviyesine geriledi. Son bir yıldır sürekli 300 seviyesinin üzerinde kalan bu oran ilk defa 270’li seviyelerde hareket ediyor. Kalıcı olarak 300’ün altına gerilemesi ve 150’lere yönelmesi yabancı yatırımcıların yeniden alımlarını güçlendirebilir. Bir süredir satıcı konumda olan yabancıların uzun bir aradan sonra alıma döndükleri gözleniyor.
Borsa İstanbul’u yukarıya taşıyacak olan banka hisseleri. Garanti Bankası ve Akbank hisselerinde yaşanan kıpırdanma endekste çıkışın başlangıcını oluşturuyor. Garanti Bankası bir haftada yüzde 9,82 değer kazanırken Akbank yüzde 9.45 yükseldi. Garanti Bankası’nın endeks üzerindeki ağırlığı 8,76, Akbank’ın ise 8,49. Endeks üzerinde ağırlığı yüzde 3,45 oranında olan İş Bankası (C) ise yüzde 7,45 değer kazandı.
Yabancı alımı var
Yükselişe yabancıların da katıldığı gözleniyor. Özellikle endeksi taşıyan banka hisselerinde yabancı paylarında artış dikkat çekiyor. Gelişmekte olan ülkeler içerisinde oldukça iskontolu kalan hisse fiyatları yabancıların ilgi odağına girme eğilimi gösteriyor.
Kârlar arttıkça çıkış sürecek
Borsa İstanbul’da son 20 yıllık verilere bakıldığında karlar arttıkça borsanın da yükseliş eğiliminde olduğu gözleniyor. Yatırımcı bir karar alırken genelde 20 yıllık bir dönemin muhasebesini yapmaz. Deneyimler önemli rol oynar. İşlem yapan kişinin zihinsel durumu, ümitleri, endişeleri, kaygıları, yaptıkları hakkında duyduğu memnuniyet veya pişmanlık ve her şeyden önemlisi ileride ne yapacağına dair vereceği kararlar, yakın geçmişteki deneyimi ile gerçekleşir. Diğer taraftan son 20 yıldaki veriler incelendiğinde borsadaki hareketlerde şirketlerin karlılıklarının belirleyici rol oynadığını görmekteyiz.
Emeklilik fonları hisse senedi almaya devam ediyor. Ocak başında emeklilik fonlarındaki hisse senedi oranı yüzde 12,66 seviyesinde bulunurken 10 Ocak’ta bu oranın yüzde 12,98’e çıktı. Emeklilik fonlarındaki hisse senedi oranı yüzde 15 seviyesine kadar yükselebilir. Bu nedenle çıkışın hala önü açık. Yatırım fonlarında da hisse senedi oranının çok düşük de olsa artma eğiliminde olduğu görülüyor. 10 Ocak itibari ile yatırım fonlarının portföy değerinin yüzde 4,64’ü hissede bulunuyor.
16 OCAK’TA TCMB FAİZİ İNDİREBİLİR
16 Ocak’ta TCMB yılın ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını gerçekleştirecek. PPK, yüzde 12 seviyesindeki politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 11’e çekebilir. Gösterge faiz ve enflasyon oranları göz önünde bulundurulduğunda yatırımcılar için reel getiri marjının oldukça fazla daraldığı gözleniyor. Enflasyonun seyri önümüzdeki dönem için belirleyici rol oynayacak.
Cumhuriyet altını üç yılda % 100 kazandırdı
Cumhuriyet altını son üç yılda yüzde 100 kazandırdı. 2017 yılı başlarında 876 TL seviyelerinde işlem görürken 2019 yılını 1.942 TL’den kapattı. 10 Ocak 2020 günü itibariyle de 1.959 TL seviyesinde bulunuyor. Altında geri çekilmeler sınırlı ve kısa süreli olacağı anlaşılıyor. Uluslararası piyasada da altının ons fiyatı 1.562 dolar seviyesinde bulunuyor. Bu yıl için hedef fiyat ise 1.700 dolar.
Doların seyri
Dolar/TL kuru hafta içerisinde 5,9842 TL seviyesini test etmesinin ardından gevşedi. Haftayı 5,8808’den tamamladı. Böylece ilk düzeltme seviyesi test edildi. Teknik olarak 5,68-5,99 aralığındaki yükseliş hareketinin yüzde 50 düzeltme seviyesi 5,83’lere tekabül ediyor. Dolar/TL’de 5,87 aşağı kırılırsa 5,83’lere iniş sürer. TCMB tarafından açıklanan Haftalık Para ve Banka İstatistikleri raporuna bakıldığında yurtiçi yerleşik yatırımcıların döviz yönelimlerinde fazla bir değişiklik yok. Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı hâlâ 194 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Dolar kurunda ciddi bir gevşeme yaşanması zor. Ancak yukarı ataklarda da zirve seviyelerini test edebilecek güçlü bir hareket yok. Enflasyon bazında korunan bir dolar kuru hareketi öne çıkabilir.