Boşanmalarda göz ardı edilen ‘erkek mağduriyeti’ne çözüm olması beklenen ‘süresiz nafaka’ tartışmaları Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yaptığı “Süresiz nafaka sürdürülebilir bir konu değil. ” açıklamasıyla yeniden gündeme geldi.
Bakan’ın “Nafaka konusunda temel kadının mağdur olmamasıdır. Bizim görüşümüz kadını mağdur etmeden bir süre verilmesi” sözleri gözleri ilgili yasal düzenlemelere çevirdi.
Sözcü'den Sevgim Begüm Yavuz'ın haberine göre, Avukat Özgecan Sırma, nafaka düzenlemesinin doğru bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, yapılacak düzenlemenin mevcut mağdurları da kapsaması gerektiğini söyledi.
Süresiz nafakanın yasal düzenlemeyle değiştirilmesi uzun zamandır Türkiye Büyük Millet Meclisi ile halkın gündeminde yer aldığını söyleyen Avukat Özgecan Sırma şu ifadeleri kullandı:
*Boşanma davası sırasında tedbir nafakası, dava sonrasında ise yoksulluk nafakası karşımıza çıkıyor. Üstelik nafaka yükümlüsü olmak için evlilik birliği içinde kusurlu olmak da gerekmiyor. Eşit kusurla biten boşanmalarda, birkaç gün, ay veya yıl sürmüş olan evliliklerde bile yoksulluk nafakasına hükmedilebiliyor.
*Ancak nafaka bağlanan eşin evlenmesi, taraflardan birinin ölümü veya nafaka bağlanan tarafın haysiyetsiz hayat sürmesi durumunda nafaka ödenmesi ortadan kalkıyor.
*Uzun yıllar boyunca boşandığı eşine nafaka ödeyen erkekler bulunuyor. Yoksulluk nafakası yükümlüsü, bitmeyen bir borcun altına giriyor. Eğer yasa düzelmez ise daha uzun yıllar nafaka ödemeye devam edecekler. Kimse uzun yıllar biten bir evlilik nedeniyle cezalandırılmamalı.
*Yoksulluk nafakasının ödenememesi halinde, ödemekle yükümlü eşe hapis cezası uygulanıyor. Ancak hapis cezası uluslar arası sözleşmeye aykırı bir durum.
*Nafaka alan kadınların da aldığı nafakayla hayatını sürdürmeye çalışırken bir de ayrıldığı kişi ile karşı karşıya gelmek zorunda kaldığını kaydeden Avukat Sırma sözlerini şöyle sürdürdü:
*Boşanan kadınların ekonomik olarak desteklenmesi ve istihdam edilmesi ile kadınların yoksulluk nafakasına olan muhtaçlığı da ortadan kaldırılabilir.
*Böylece hem kadın hem erkek ekonomik açıdan özgürleşecektir.
*Evlilik harcı adı altında bir harç ile nafaka fonu kurularak kadının istihdam edilemediği süre içinde sosyal devlet tarafından yüklenilmelidir. Yoksulluk sosyal devletin sorunudur. Kusurlu olan tazminatla mükellef olmalıdır.