Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Körfez'de Katar'a yönelik ambargo sırasında kapılarını Doha'ya açan ülkelere minnettar kalacaklarını ve bu ülkelere sırtlarını dönmeyeceklerini belirtti.
ABD merkezli CNN televizyonuna konuşan Al Sani, Körfez bölgesinde Suudi Arabistan'la Katar arasındaki iletişimsizliğin son zamanlardaki gelişmelerle kırıldığını ancak karşılıklı güvenin yeniden sağlanması için henüz erken olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan'la Katar'ın iç işlerini ve dış politikasını etkileyecek konuların dışında her şeyi tartışmaya hazır olduklarını vurgulayan Al Sani, "Suudi Arabistan'la ilişkilerde bazı ilerlemeler var. Biz buna neden ilerleme diyoruz çünkü iletişime başlamak için önümüzdeki iletişimsizlik çıkmazını kırdık. Bizim bakışımız sorunları tespit etmek ve onları değerlendirerek kendimizi gelecekteki diğer potansiyel sorunlara karşı garantiye alacak çözümler üretmektir." dedi.
Krizin başında Suudi Arabistan tarafından Katar'a yöneltilen 13 maddelik talep listesinde yer alan Müslüman Kardeşler Teşkilatıyla (İhvan) ilişkilerin kesilmesi maddesine ilişkin Al Sani, şunları ifade etti:
"Öncelikle biz bir ülkeyiz bir siyasi parti değil. Bu yüzden siyasi bir partiyle ilişkiyi kesmek fikrinin arka planını anlamıyorum. Katar, Müslüman Kardeşleri hiçbir zaman desteklemedi ve hiçbir zaman Müslüman Kardeşler ile doğrudan bir ilişki kurmadı ancak onlar kendi halkları tarafından seçilen bir hükümet içinde yer alması halinde biz bu hükümetlerle ve hükümetin içindeki kişilerle ilişki kurmak durumundayız."
Al Sani, "Onları (İhvan'ı) neden seçtiklerini Tunus ve Mısır gibi ülkelerin halklarına sormak gerekir. Biz Katar olarak diğer halklara kimi seçip seçmeyeceklerinin dikte edilemeyeceğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye sorusuna yanıt verdi
Katar Dışişleri Bakanı, "Körfez'deki krizin çözümü için Türkiye ile ilişkilerini yeniden dizayn etme konusunu düşünüp düşünmeyeceklerine" dair bir soruya karşılık şöyle konuştu:
"Bizler bir ülkeyle olan ilişkilerimizi, diğer birinin bakışını göz önüne alarak şekillendirme tavizini vermek istemiyoruz. Bu bizim başından beri net olduğumuz bir konu. Ahlaki ve etik olarak zor zamanda sizin yanınızda yer alan insanlara sırtınızı dönemezsiniz. Biz küçük bir ülkeyiz, bunu iyi anlıyor ve buna çok değer veriyoruz. Bu kriz zamanında kapılarını bize açan ve yardım eden ülkelere, halkımızla minnettar kalacağız ve onlara sırtımızı dönmeyeceğiz."
"Körfez krizinde kazanan olmaz"
Suudi Arabistan'ın Katar'a terör örgütlerini destekleme suçlamalarının sorulması üzerine Al Sani, bu ithamın bir temele dayanmadığının uluslararası toplum tarafından kanıtlandığını söyledi.
Körfez ülkeleri arasındaki krizin bir kazananı olmayacağını vurgulayan Al Sani, "Bu krizler herkese kaybettirir. Bizim görmek istediğimiz tüm ülkelerin onurunu koruyacak çözümler bulunmasıdır. Biz iç işlerimizi ve dış politikamızı etkileyecek konuların dışında her şeyi tartışmaya hazırız." diye konuştu.
ABD'nin Katar için çok önemli bir müttefik olmaya devam edeceğini dile getiren Al Sani, İran'ın da kendileri için komşu ülke olduğunu hatırlattı.
Al Sani, İran'ın bölgedeki politikalarıyla fikir ayrılığı içinde olduklarını ancak Tahran ile görüştüklerini, gerek Körfez gerekse Washington olsun tüm taraflara diyaloğu telkin ettiklerini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump ve ekibinin Körfez'deki krizi çözmek için yoğun çaba gösterdiğini belirten Al Sani, "ABD'nin bölgedeki rolü ve liderliğinin Katar için önem taşımaya devam edeceğini" dile getirdi.
"Suudi Arabistan, Körfez ve Arap dünyasında önemli bir ülke"
Al Sani, Suudi Arabistan ve İran'ın görüştüğü bölgesel bir çözümden yana olduklarını vurgulayarak, "İran'ın sadece ABD ile değil tüm Körfez bölgeleriyle ilişkisinin çerçevesinin çizilmesini istiyoruz. (İran'ın nükleer programına ilişkin) Kapsamlı Ortak Eylem Planı'na yönelik eleştirilerden biri, Körfez konusunu ele almamasıydı. Şimdi görüyoruz ki herkes masaya gelebilir ve samimi bir tartışma ortamında İran ve Körfez ülkeleri arasında nasıl bir ilişki olabileceğini ele alabilir. Bölgedeki herkesin bağlı kalacağı temel güvenlik prensipleri, hangi alanlarda iş birliği içinde birlikte yaşayabileceğimiz tespit edilebilir." diye konuştu.
Suudi Arabistan'ın bölgedeki politikasının başarısız olduğuna ilişkin önermeyi doğru bulmadıklarını kaydeden Al Sani, "Suudi Arabistan Körfez bölgesinde ve Arap dünyasında çok önemli bir ülke. Suudi Arabistan, çatışmaları sonlandıran lider rolü üstlenmeli." ifadelerini kullandı.
Katar Dışişleri Bakanı Al Sani, "Suudi Arabistan liderliğinde Körfez İşbirliği Konseyinin (KİK) İran ile doğrudan bir diyalog ve görüşmeye girmesini arzu ettiklerini" paylaşarak, Tahran'ın bölgeyle temas kurma konusundaki isteğini birkaç kez dile getirdiğini ve bölge olarak bu niyet beyanını daha ciddiye almaları gerektiğini belirtti.