Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Halkbank'ın hesaplarına tedbir kararı koyduğu Şehir Üniversitesi'yle ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ismini anmadan "Zat" diyerek hitap ettiği yeni parti kurma hazırlığı içinde olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu ve Ali Babacan, Mehmet Şimşek ile Feridun Bilgin'i Halkbank'ı dolandırmaya çalışmakla suçladı.
Şehir Üniversitesi'nin "Halkbank’a borcunun 417 milyon lira civarında" olduğunu söyleyen Erdoğan, bankaya teminat verilmediğine dikkati çekerek, "Alavera dalavera yapıyorlar. 'Alacağımız öğrencilerin yapacakları ödemeye ipotek koyun' diyorlar. Yahu sen daha mevcut kotanı doldurmamışsın" diye konuştu.
Konuyla ilgili olarak selefi Abdullah Gül'ün kendisini arayarak, "Siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz" dediğini aktaran Erdoğan, "Kendisine dedim ki; temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz, hamdolsun bizim dönemimizde bankaların hiçbirisi kasaları boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız" ifadelerini kaydetti.
İstanbul'da AKP İl başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekillerine, "Bugün başka yarın başka olmamalıyız" diye seslendi. "Bunu yapanları gördük, görüyoruz. Kendi nefsinin peşine düşen sadece kendi ajandasına kariyerine odaklanan kişilerden dava adamı olmaz. Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz" diyen Erdoğan, sözlerinin devamında, "Bulunduğu makamların gücüne güvenerek gönül kıran vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz. Bir kongre sürecine giriyoruz bu süreçte ilçelerde illerde bu hassasiyete çok çok önem vermemiz gerekiyor" sözlerini kaydetti.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bugün başka yarın başka olmamalıyız. Bunu yapanları gördük, görüyoruz. Kendi nefsinin peşine düşen sadece kendi ajandasına kariyerine odaklanan kişilerden dava adamı olmaz. Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz. Bulunduğu makamların gücüne güvenerek gönül kıran vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz. Bir kongre sürecine giriyoruz bu süreçte ilçelerde illerde bu hassasiyete çok çok önem vermemiz gerekiyor."
"Milleti karşısına alan bizi de karşısına alır. Unutmayın kibir en büyük isyandır. İnsan gönlü kıranın biz de partideki görevleriyle ilgili kalemini kırarız."
"Yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmeyenler sadece varlık sebeplerini inkar etmekle kalmaz aynı zamanda kendi hüsranlarını da hazırlarlar."
"Hiç kimsenin gündemine takılmayacağız. Ülkemizde kimi konuların bilinçli bir şekilde gündemde öne çıkartıldığını görüyoruz. Bizi başarısız göstermeye yönelik bu çabalara karşı dikkatli olmalıyız. İstisnai hadiselerin sanki her gün her yerde yaşanıyor gibi gösterilmesinin iyi niyetli olmadığı bellidir. Türkiye'yi güvensiz bir ülke olduğu yönünde proje yürütenlere destek vermemeliyiz. Medya kuruluşlarını da dikkatli olmaya davet ediyorum."
"AK Parti gündem takip etmez gündem belirler. Bu konuda en dikkatli olması gereken teşkilatlarımızın başında İstanbul geliyor. Zira İstanbul 81 vilayetimizin şu anda temsilcilerinin olduğu bir şehirdir. Her şehirden burada temsilciler var mı? Var. Dolayısıyla İstanbul'dan ses çıktığı zaman 81 vilayete bunun dalgalandığını görürüz. İstanbul'un nabzını iyi tutarsak Türkiye'yi de yakalamış oluruz. Partimize yönelik yalan yanlış iftiraların çoğunu etkisiz hale getirebiliriz. Milletimize hakikatleri anlatmalıyız."
"Şu anda Barış Pınarı Harekâtı ile Suriye'de devam etmekte olduğu süreç Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemlidir. Dünyada hangi liderlerle görüştüysek hepsinin bize nasihatı çoğu zaman buradan ne zaman çıkacaksınız. Söyledikleri bu. Biz de şunu diyoruz: Sizin orada ne işiniz var? Bizim 911 km sınırımız var. Sizin sınırınız var mı* Yok. peki niye oradasınız? 32 bin TIR silahı siz kime gönderdiniz? Teröristlere Kim bu teröristler? Enteresan olan ne biliyor musunuz Kürtler. Nasıl oluyor da bunlar Kürt oluyor. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. Elbab'da DEAŞ'ın 3 bina yakın teröristini oradan çıkartan biziz. Son dörtlü zirvede İngiltere Fransa, Almanya'da bunları konuştuk. Kendilerine açık açık söyledik. Siz niye oradasınız? Bize şunu söyleyemezsiniz: Siz oraları terk etmedikten sonra Suriye halkı da teşekkür ederiz artık gidebilirsiniz demeden biz buradan çıkmayacağız. Çünkü biz Adana Mutabakatı ile oradayız. Çünkü biz Suriye halkının talebi üzerine oradayız. Söyleyecekleri hiçbir şey yok, söyleyemediler. Fransa'nın hali ortada. Her yer yanıyor, yıkılıyor. Niye? Zulüm ile abat olunmaz, onun için."
"Oyun bozuldu. Hangi ülkelerin oyunlarının bozulduğunu siyasetçi kardeşlerim olarak sizler bunları okuyarak zaten bileceksiniz. "
"Kusura bakmayın biz şuanda bir skandal hareket de yaptılar. Tuttular Libya'nın büyükelçisini Yunanistan deporte etti. E ne oldu? Ne kazandın? Zaman zaman biz de bu tür şeyler yapıyoruz. Onlar yapınca biz de yapıyoruz. Bu siyaset dilini bilmemek ve skandallar üzerine kurulmuş bir siyasettir."
"Biz boşuna iki tane sismik araştırma gemisi aldık. Bunlara boşuna para vermedik."
"Parlamentomuzun içinden bazen çatlak sesler çıkıyor, biz buna alışığız zaten.Arada çıkıyor."
"Cumhur İttifakı'nı bölemeyecekler, parçalayamayacaklar, güçlenerek inşallah yarınlara yürüyecekler."
"Ceviz kabuğunda fırtına kopararak balyoz niyetine kullanma çabaları hep beyhudedir. Milletimiz bunların hiçbirine itibar etmez."
"Bu arada istemezdim ama son dönemlerde bilmiyorum telefonlarınıza da girdi mi malum İstanbul'da bir Şehir Üniversitesi meselesi ortaya çıkardılar. Bu Şehir Üniversitesi meselesinin özellikle bir siyasi ayağında bizim olduğumuzu, bir siyasi ayağında da malum zatın olduğu söyleniyor. Açık ve net söylemek durumundayım her şeyden önce Şehir Üniversitesi’nin tahsisini başbakanlığım döneminde yapan benim. Tahsisini yapan ben olduğuma göre malum zat başbakan olunca bu tahsisi Şehir Üniversitesi’ne mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri yoktur, olmamıştır. Bunlar dürüstlüğü kimseye bırakmıyor değil mi? Öksüz yetimin hakkının kalkıp kurdukları üniversiteye tapu devri yapmak suretiyle özelleştirme yüksek kurulunun başkanı sıfatıyla bunu sağlıyor. Peki bu nasıl doğruluk? Yanında kim var peki? Bir başka isim, Sayın Babacan. Bu işin altında onun da imzası var. Mehmet Şimşek, Feridun Bilgin var. Hani bunlar dürüsttü ya? Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu? Kimin ne olduğunu, yaptıklarıyla öğrenin diye anlatıyorum. Bunlar Halkbank'ı da dolandırmaya çalışıyorlar. Bunlar kredi talebinde bulunuyorlar. Halkbank bunlara ciddi bir kredi veriyor fakat ödeme planlarında bunlar Halkbank’a ödemelerini yapmıyorlar. Tabii bunlar yapmayınca Halkbank da bu defa kendilerini sürekli olarak uyarıyor. Şu anda Halkbank’a borçları 417 milyon noktasında. Şimdi yapılandıralım diyorlar. Yapılandıralım derken bunu neyi nasıl yapılandıracaksın? Neymiş yaptıkları kampanya şu: spor kulüplerinin ki yapılandırılıyor da Şehir Üniversitesi’nin neden yapılandırılmıyor? Sen teminat bile vermedin. Senin neyine el koyacak? Yoksa Maltepe'de tekele ait olan yer yani zamanında benim tahsis ettiğim yeri bankaya teminat olarak göstermek suretiyle bunu mu banka teminat olarak görecek? Bunu da geç, bir başka alavera dalavera daha yapıyorlar. 'Alacağımız öğrencilerin yapacakları ödemeye ipotek koyun.' Yahu sen daha mevcut kotanı doldurmamışsın. Tabii bizi halef selef olduğumuz cumhurbaşkanı aradı. Siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz. Kendisine dedim ki temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz, hamdolsun bizim dönemimizde bankaların hiçbirisi kasaları boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız.
İşin başından itibaren Ülker Guru’bu buraya ciddi destekler verdi. Sonra çekildi. Ülker Grubu bizim verdiğimiz desteklerle ilgili de, bizim desteğimizi açık ve net söyledi. Buranın hamisi dikkat edin Marmara Üniversitesi'dir. Marmara Üniversitesi, Türkiye'nin en büyük üniversitelerinden biridir. Şimdi de Marmara Üniversitesi borçları ödesin. Üniversite de diyor ki o zaman diz mütevelliyi bırakın. Yok, tezgâh başka. Hiçbir vakıf üniversitesinin de bunların yaptığı gibi bir uygulama yok. Ne yazık ki böyle bir durumla burada karşı karşıyayız. Size gönderilen elektronik postada detaylarını göreceksiniz. Burada Halk Bankası'nın adeta dolandırılması söz konusudur.
Bizim burayı tahsis etmemiz bunlara ne denli önem verdiğimizin ifadesiydi. Eğer şahsım bu zata muhalif olsaydı veya oradaki öğrencilere benim bir muhalefetim olsaydı Tekel'in bu kadar değerli arazisini neden bunlara tahsis edeyim. Burası tabii Marmara'ya nazır çok güzel bir yerde. Değeri itibariyle de 2,5 milyar.
Hani dürüsttünüz. Sizin dürüstlüğünüz buysa bu ülke batmış, yanmış. Bir de bir bakıyorsunuz o dediğim arkadaşların da imzası var. Allah bizleri aynı duruma düşürmesin. Bu propagandayı bunlar belli bir süre daha yapabilirler. Ama dün MKYK'da da bu konuları görüştük. Bu konuyla ilgili adımlarımızı kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Bir adım daha atıyoruz bu işin Danıştay'a müracaatını yapan kim? CHP'nin yanından ayrılmayan Mimar ve Mühendisler Odası. Hem bakıyor dava açıyor bakıyorsunuz CHP'liler bunlara ziyarette bulunuyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil."