Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Üyesi Rüstem Çetinkaya, sektörün Çin'e ihracatının yüzde 9 gerilediğini söyledi. Doğal taş sektörünün toplam ihracatının da Çin pazarındaki düşüşe bağlı yüzde 5 civarı daraldığını belirten Çetinkaya; Türkiye pazarında da rakamlar kesin olmamakla birlikte, inşaat sektöründeki küçülmeye bağlı olarak yüzde 20 civarı daralma gözlendiğini söyledi.
Madencilik sektörünün en büyük sorununun ruhsat ve teminatlarla ilgili olduğunu belirten Çetinkaya; üzerinde çalışılan yeni maden yasası ile ilgili öncelikle taleplerinin ruhsatların mülkiyet hakkı gibi daha sağlam yapıya kavuşturulması ve bankalarca teminat olarak kabul edilmesi olduğunu vurguladı.
Madencilik ve doğal taş sektörü ile ilgili gelişmeleri dün akşam basınla sohbet toplantısında değerlendiren Çetinkaya, "Çin pazarındaki daralma sektörü çok net etkiledi. Çin doğal taş ihracatında en büyük pazarımız. Çin'e ihracatımız bu yıl yüzde 9 düştü" dedi ve ekledi:
"Çin tarafında daralma olunca, toplam ihracat da daraldı. Toplam doğal taş ihracatı bu yıl yüzde 5 düşüşle 1.9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecek." Çetinkaya'nın verdiği bilgiye göre, Türkiye'nin Çin'e doğal taş ihracatı bu yıl yüzde 9 düşüşle 900 milyon dolar, ikinci en büyük pazarı ABD'ye ihracatı ise yüzde 1 civarı artışla 300 milyon dolar civarında gerçekleşecek.
ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross'un Eylül ayında Türkiye'ye yaptığı ziyarette, doğal taş sektörü iki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık toplam ticaret hacmi hedefi kapsamında öncelikli sektörlerden biri olarak belirlenmişti.
Çetinkaya'nın verdiği bilgiye göre, dünyadaki toplam 16 milyar dolar civarındaki doğal taş ticaretinin yaklaşık 2 milyar dolarını Türkiye yapıyor. Türkiye, doğal taş ihracatının yaklaşık yüzde 60'ını ise Çin ve ABD'ye gerçekleştiriyor.
Doğal taşta Türkiye'nin en büyük ihracat kalemlerini mermer, travarten ve limestone oluşturuyor.
Çin pazarındaki daralmanın temel sebebinin ülkenin ABD ile yaşadığı ticaret gerilimi ve bunun inşaat sektörüne yansıması olduğunu belirten Çetinkaya, "Çin'de inşaatlar devlet kredisi ile yapılıyor. O tarafta krediler kısıldı. Çünkü Çin ABD ile girdiği ticaret savaşında devlet bütçesini ABD ile savaş halinde olan sektörlerden yana kullanıyor. Demir-çelik, elektronik gibi sektörleri sübvanse etmeye çalışıyor. Yani ABD'nin gümrük vergileri koyduğu sektörlere bütçesini aktarıyor" dedi. Çetinkaya ayrıca, Çin'in sahil kesimindeki konutlara verilen tüketici kredilerinin faizlerini yüksek tutması ve ekonominin büyüme hızındaki yavaşlamanın da Çin'in inşaat sektörünü etkilediğini; buna bağlı olarak doğal taş alımlarının ciddi şekilde yavaşladığını söyledi. İç pazarla ilgili de değerlendirmede bulunan Çetinkaya, "Sektörde iç piyasaya ilişkin sağlıklı veri yok. Ancak yaptığımız işlerden gördüğümüz kadarıyla, inşaat sektöründeki daralmaya bağlı olarak iç piyasa yüzde 20 azaldı diyebilirim"
dedi.
Yeni madencilik yasası
Yeni maden yasası çalışmaları ilgili de değerlendirmelerde bulunan Çetinkaya, öncelikli taleplerinin ruhsatların mülkiyet hakkı gibi daha sağlam yapıya kavuşturulması ve teminat olarak kabul edilmesi olduğunu söyledi.
Çetinkaya, "Yeni kanundan temel beklentimiz ruhsatlarla ilgili. Ruhsatlar bir madencinin elindeki en önemli değerdir. Bir krom, bir çinko üreticisinin elindeki tek değer ruhsatıdır. Ruhsat iptallerinin, kesin ve kati bir ihlal olmadığı sürece bu kadar kolay olmaması madencilik sektörünün en büyük temnennisi" dedi ve ekledi:
"İlk etapta ruhsatların mülkiyet hakkı gibi daha sağlam bir yapıya kavuşturulması, devamında da ruhsatlarımızın teminat olarak alınarak finansal bir araç olarak kullanılmasının önünün açılmasını talep ediyoruz. Çünkü bizim sanayici gibi ipotek edecek bir malımız yok. Bir sanayi kuruluşu elindeki fabrika binasını ipotek edebilir. Biz neyi ipotek edeceğiz? Bunun bir finansal araç haline gelebilmesi için teminat olarak kabul olmasını istiyoruz."