İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, HaberTürk'te yayınlanan Teke Tek programına katıldı.
6 aylık dönemde yaptığı çalışmaları aktaran İmamoğlu, "cesur demokrasi" idaresini uyguladıklarını söyledi.
Kanal İstanbul projesini "İstanbul'a en büyük ihanet" olarak değerlendiren İmamoğlu, İstanbul'un deprem, su ve ulaşım sorunu için çalıştaylar düzenlediklerini açıkladı.
Metro projelerinin süreceğini ifade eden İmamoğlu "Duran tüm metroları çalıştırma talimatı verdim, yeni hatlar için de çalışma yapacağız" dedi ve Kaynarca-Tuzla-Pendik metro hattı için çalışmalara başladıklarını ifade etti.
Melen Barajı'nın mutlaka bitirilmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, İstanbul'un 1 yıllık su sorunu olmadığını ama iki yıl üst üste kuraklık yaşanırsa İstanbul'un su sıkıntısıyla karşı karşıya kalacağını belirterek "Yani 25 yılda su sorununu çözemediler" dedi.
"İstanbul'un meseleleri bir kenara bırakılmıştı"
İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:
-(Göreve ilk gerdiğinizde neyle karşılaştınız?) Önemli meselelerin, İstanbul'un kenara konduğu bir manzara... Yatırımları öncelemeyen, siyasi kararların alındığı, finansman modeli yok, personel sayısı artırılmış, İstanbul'da boşluk yaratılmış. İstanbul Otogarı'na girdik dehşete girersiniz. Herkesin bir kenarından tuttuğu, altında suç mekanizmalarının gezdiği... Orayı tertemiz, pırıl pırıl bir hale getirdik. Aylık 4 milyon 60 bin lira civarında geliri var artık. Gece orada dolaşmak mümkün değildi, artık orası kamunun elinde, denetiminde.
-Biz bir mücadele veriyoruz. Sarayburnu... Bu kadar metruk, sahipsiz, kim kime bağlı belli değil. Bu yapıları kontrol edemeyen bir İBB.
-Ben 16 milyon insanın temsilcisiyim. Cesaretimi yetkimi 16 milyon insandan alıyorum. Bu insanların hakkını korumak zorundayım. Merkezi hükümet bir karar alabilir, ama burayı siz biliyorsunuz. Böylece birileri yıllar sonra çıkıp "İhanet ettik" demek zorunda kalmaz.
"2019'da cesur bir halk çıktı. Bunun adı cesur demokrasi"
-Binlerce insanın aktif içinde olduğu İstanbul Gönüllülerini devreye sokacağız. Kent Konseyi'ni kurduk. Turizm Platformu tanıtımı yaptık. Turizm paydaşlarını biraraya getiren İstanbul'un turizm master planını çıkarmaya yönelik... İstanbul'u tüm paydaşlarıyla içine alan demokratik katılım planından bahsediyorum. Tüm cesur demokrasi örneklerini, katılımı şeffaflığı ortaya koyacağız. Bu ilin ihaleleri, hizmetleri, mali denetimi de şeffaf olacak. 2019'da cesur bir halk çıktı. Bunun adı cesur demokrasidir. Bizim de İstanbul'daki bütün hataları düzeltmek için irade cesaretini göstermemiz gerekiyor.
6 aylık icraatlar
-(Göreve geldiğinizden bu yana somut olarak ne yaptınız?) Bir idari sistem devrini yapıyoruz. Liyakatıyla bu sürece hizmet eden kişilerin hiçbiri ahbabım değil. İnsan kaynakları çağdaş modelini İBB'de hayata geçiriyoruz. Bütçe disiplinini gerçekleştiriyoruz. Cari açığı disipline edip 5.8 milyardan 2.6 milyara indirme hedefimiz vardı, çoğunu gerçekleştirdik. 1.7 milyarlık lüzumsuz kamulaştırma olayını bertaraf ettik. İsraf ve tasarruf kalemlerini önceledik. Bu tedbirlerin bizi nereye getirdiğini 23 Haziran'da açıklayacağız. Yüz bin çocuğa halk sütü dağıtımı yapıyoruz. Mutluluklarına inanamazsınız... Bugün saat 22.00'de 30 bin öğrencinin ismi açıklayacak, yıllar sonra ilk defa öğrenci desteği yapacak. 150 mahalleye 150 kreş çalışmamızı başlattık. Sahada 22 kreşimizin inşası devam ediyor. Kemerburgaz'daki Kent Ormanı'nı hayata geçirdik. Biz artık oraya insanları taşıyacağız. Milli bayramlarda halkımız ücretsiz otobüse biniyor. Haftasonlarında 24 saat ulaşımı sağladık. (Yetersiz diye şikayetler geliyor?) Marmaray'ı ikna etmeye çalışıyoruz. Otobüs sayısını, metrobüs hattıyla beraber bazı hatları da geliştirme kararı aldık. Yıllar sonra ilk defa İstanbul'da milli bayram kullandı. 0-4 yaş arası çocukların annelerine ücretsiz ulaşım yazışmaları yapıldı, Meclis'in gündeminde. 8 metro projesi durmuştu, ulaşım fiyatlarıyla ilgili bir öğrenci indirimi yapıldı, bizim sayemizde oldu.
-(Su indiriminin ardından zam açıklaması hakkında) Toplumun suyla ilgili hassasiyeti var, ekmekle olduğu gibi. Zarar etmemize rağmen Türkiye'nin en düşük fiyatlı ekmek satışını yapıyoruz. Şubat-Mart'ta dedik ki suyun fiyatını dengelememiz gerek. Ama yanlış bir indirim yapıldığını düşünüyoruz. Yarın İSKİ Genel Kurulu'nda bu tartışılacak. Suyu az kullananlar indirimden az faydalandı, çok kullananlar yüksek oranda indirimden yüksek oranda faydalandılar. İSKİ'nin bütçesinin büyük oranı enerjiye gidiyor. Hiçbir zammın kaynağı İBB olamaz. Böyle bir ortamda 2020'yi konuşuyoruz, 2020 Aralık'ına kadar olacak zammı konuşuyoruz. Konuştuğumuz zam yüzde 20 ama bu rakam belki yarın farklı olacak. Bu zam olmadan İSKİ yatırım yapamaz, çalışamaz. Türkiye'de akar yakıta zam olmasın biz de yapmayalım. Biz bu indirimi önümüzdeki 5 yıl boyunca yapacağız demedik ki. Su zammı çok normal bir zamdır. Talep edilen zammın altında bir orandır. Zam yapmıyoruz demek, Türkiye gerçeklerine aykırı.
Yenikapı'daki araçlar
-(Yenikapı'daki araçlar neden tatminkâr bir manzara değildi?) İsrafın küçüğü büyüğü olmaz. İsraf israftır. 1250 araç az mı? İsraf haramdır. 6 Haziranla 23 Haziran arası o lüks araçların nasıl değiştirildiğini biliyoruz. 1250 aracın Yenikapı'da sergileneni 700'ü. 500'ü iade edildi. TEM ve E-5 arasındaki süslemelere yıllık 120 milyon lira harcanıyor. (Yeni araç alımı) Süt dağıtımı için 60 araç ihalesi yapıldı. 60 araç alındı. Ama partililere dağıtmak için beş ilaç daha alınmadı.
-Biz iş olsun diye adam çıkarmaya gelmedik. İBB'de işini layıkıyla yapan herkese emeğinin karşılığını verme sözümüz var. Yaklaşık 1400 kişiyi şundan çıkardık. İki seçim arası alınan insan sayısı. Bunun içinde 31 Mart'tan bir ay önce alınan insanlarla, projesi bitenler de var. Emekli olan, kendisi ayrılanlarla beraber güncel rakam 3800 kişi. Bunların dışında kalanlar orada çalışan insanlar. Biz akşamdan sabaha "şu şu şunu çıkar" diyecek bir yönetim değiliz. 50 kadın İSPARK görevlisi aldık. Nasıl alındığını gidip sorsunlar, mülakatları, sınavları tümüyle şeffaf. Hiçbir şekilde siyasi tabanlı bir yönetim yok artık İstanbul'da.
-Şu an toplumun en büyük düşmanı partizanlık. 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden ben partizanlığı söküp atacağım' demiştim, bunu yapıyorum şimdi de.
-(Engelleniyor musunuz?) 39 ilçenin belediye başkanı seçildi, ben de İBB Başkanıyım. 39 ilçe başkanı benim İstanbul'daki en büyük yardımcım. 5 yıl boyunca bana yapılanların tekini onlara yapmayacak. 10 bölge masası kurduk. Ayrıca ben tüm belediyeleri geziyorum, sorunları konuşuyor çözüm arıyoruz. Engellemelere gelince... 11Eylül'de davetli olarak Beştepe'ye çıktık. 30 Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile buluştuk. Söz aldım, hazırlanacak kanun taslağına hep beraber katkı sunmak istediğimizi, komisyon kurmak istediğimizi söyledim. Cumhurbaşkanı kabul etti. Fuat Oktay'ın ilgileneceğini söyledi.Ama 77 günde yapılan tek şey WhatsApp grubu oldu. Ben Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanlış bilgilendirildiğini, eksik bilgilendirdiğini düşünüyorum. Bizi arayan yok, arkadaşlarımız Fuat Oktay'a ulaşmaya çalışıyor.
-'Havalimanına şunu yapacağız bunu yapacağız' diyorlar. Yapmayın. İstanbul'un Belediye Başkanı var, İstanbul halkı var. Sonra tekrar tekrar "kandırıldık" dersiniz, "ihanet ettik" dersiniz. Biz İstanbul'a ihanet edilmesine izin vermeyeceğiz. Buradan çağrı yapıyorum, bu komisyonun kurulmasını için çağrı yapıyorum.
"Temel Atmama Töreni" neden yapıldı?
-(İBB'nin Temel Atmama Töreni) Haliç'in en güzel noktasına Silahtarağa'ya biyolojik arıtma tesisi kurmaya karar vermişler. Biz bu çaptaki ihaleleri durdurduk. Yönetim atadık. Dediler ki bu yatırıma ihtiyacımız yok. Bunu ağaçların, parkın, futbol sahasının olduğu yere yapacaklar. Ben bir farkındalık yaratmak için Temel Atmama Töreni yaptım. Ben sizin diktiğiniz ağaçları kurtardım. Eyüp'ü kokudan kurtardım. 2,5 milyon nüfus artışında bile mevcut tesisler yeterli. Başka bölgelerde su arıtma tesisi yapacağız. Haliç'e can suyu zaten Karadeniz'den pompalanıyor. Benim üzüldüğüm şey şu. Bakanlıkla ilgili bir durum olsa sayın Bakan'ı arar söylerim. Benim yetkimin alanında olan bir yere "gelip artıma tesisi yapacağız" diyorlar. "Babanın yeri mi" derler. Ararsınız, konuşuruz, ortak akıl masası kurarız, tartışırız. Devlet iradesi bunu gerektirir.
Metro sorunu
-(Metro inşaatları neden durdu?) Biz göreve geldiğimizde 8 metro hattının inşaatı durmuştu. Finans kaynağı planlanmadan yola çıkılmış. Çekmeköy-Sancaktepe hattı 2 yıldır durmuş durumda. Ama yanlışlarını düzelttiğimiz, proje hatlarını düzenlediğimiz işler de var. Ümraniye-Göztepe, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbey hattını başlattık, Kaynarca-Tuzla-Pendik hattı için de start veriyoruz. 500 milyon Euro'nun üzerinde kredi sözleşmelerimiz var. Mahmutbey'den başlayan ve Beylikdüzü'ne kadar uzanması gereken Esenyurt hattı var. Hattın geçtiği yer belli değil, duraklar belli değil. İhaleye çıkılmış. Kervan yolda dizilir diye. Arkadaşlarımız özel olarak bu hatlarla ilgilileniyorlar. Bu hatlar başlayacak. Biz aldığımız finansman krediyisiyle inşaat dönemini ödemesiz geçirmeye çalışıyoruz. İnsanın yatırım değeri ulaşım açısından mevcut. Ama bunu planlamadan yaparsanız böyle olur. Duran tüm metroları çalıştırma talimatı verdim, yeni hatlar için de çalışma yapacağız.
"Metrobüs filosu eski"
-(Metrobüsü geliştireceğinizi söylemiştiniz. Yeni aracın eskiden farkı yok. Neden raylı, çevreye uygun, çağdaş hale getirmiyorsunuz?) Raylı sisteme dönüşme kabiliyetine sahip bir hat değil. Köprüler, bazı rampaların çıkılamaması nedeniyle. Elektrikle ilgili araştırmaları yapıyoruz. Ama çok büyük milyar euroluk elektrik altyapısı gerekiyor. Hızlı dönüşü elde edeceğimiz tek unsur filonun yenilenmesi. Şu an metrobüs filosu eskidi. Hollanda'dan alınanlar kullanılmıyor, milyon liralık araç kullanılmıyor çünkü hatta uygun değil. Bizim en yeni aracı seçip hızlıca filoyu yenilememiz lazım. Metrobüs İstanbul'un geleceği değil. İstanbul'un geleceği 640 km'lik metro hattı. 800 km'lik metro hattı olunca metrobüs de konforlu hale gelecek. Bugün metrobüsler yüzde yüz 10 kullanılıyor.
-(İstanbul'un su meselesi nedir, Melen Barajı'nda durum nedir?) Sayın Cumhurbaşkanının açıklaması var. 2040a kadar İstanbul'un su sorunu yoktur, diye. Teknik bir sorun var (Melen Barajı). İlave proje geliştirilmiş ama zaman alacak. Ön görülen süre 3,5 yıl. Eğer İstanbul 2 yıl üst üste kuraklık yaşarsa kentimiz su sıkıntısıyla karşı karşıya. Yani İstanbul'un su sorunu 25 yılda çözülmemiş. Melen Barajı'nın bitirilmesi şart. İstanbul'un su sorunu önümüzdeki 1 yıl için yok. Ama üst üste iki yıl olursa bir tehdit. Umarım yağışlı bir kış geçiririz.
-(Taylan Engin hızla geldi, gitti, ne oldu?) Biz kurumsal bir yapıyız. Kendi içlerindeki uyum sorunundan dolayı ayrıldı. Yarın yine birleşebilir.
Atamalar
-(Bazı kişilerin birden fazla kuruma atanması) Bir iştirakten huzur hakkı alan, diğer iştirakte görev de alsa huzur hakkı alamıyor. Bir genelge sorunumuz var. Kanun atamayı Başkan yapar diyor ama genelge Meclis onayı diyor. Bu hukuksuz. Kanunun üstünde genelge olamaz. Bir önceki yönetimin görevlileri istifa ettikleri gün biz hızlıca gidip kayıt yaptık. Başka çalışmak istediğimiz arkadaşlarımız vardı ama hızlı davranmak zorundaydık.
-İstanbul'un bütün plajlarını girilebilir, denetlenebilir hale getireceğiz.
-(İSPARK) İSPARK'ın haddinden fazla çalışan sayısı olduğunu, bunun da ciddi bir maliyete neden olduğunu tespit ettik. Bir otopark çalışanının neredeyse iki katı ücrete sahip İSPARK. İSPARK konusunda teknoloji çalışmamız var.
Deprem sorunu
-Depremi çok önemsiyoruz. Önceki ay deprem eylem planımızı açıkladım. Danış ve Bilim Kurulu kurduk, kendi bünyemizden Yürütme Kurulu oluşturduk. 2-3 Aralık'ta uluslararası düzeyde katılımcıların da içinde olduğu bir eylem planı yapacağız. Deprem milli bir meseledir. A'si B'si, partisi, belediyesi, bakanlığı olmaz. Ben bu çalıştaya aklınıza gelebilecek tüm kurum ve kuruluşları davet ettim. İnşallah bu yıl bitmeden raporumuzu hazırlayacağız. Bu işin bütçesini, planını bulmamız lazım. Burada meselemiz insan hayatı, burada konumuz ekonomimiz.
"Kanal İstanbul, İstanbul'a en büyük ihanet"
-Kanal İstanbul konusu İstanbul'un gündemi değil. İstanbul'un böyle bir önceliği olmadığı gibi bir trajik durum yaratacağı net. 1,5 milyar metre küp toprak hareketi. Onbinlerce hareket, bir ada oluşturuyorsunuz, planları Marmara'ya ada yapmaktı. Burası deprem kuşağı. Deprem kuşağına ada yapmaktan bahsediyorlar. Dubai çölde kurulmuş bir kent. Burası İstanbul. Dünyanın en güzel şehri. Bu şehirle oynamayın. Bu yanlış bir iştir. Heyelan riskinden mi, fay hattından mı, güvensiz ada oluşumundan mı bahsetsem... "İstanbul'a ihanet ettik" diyorlar ya. Tüm ihanetleri bir kenara koy üçle çap. İşte Kanal İstanbul. Yapmayın. İstanbulluyla bunu konuşmaya hazırız. Masaya yatıralım, bütün uzmanları, dünyayı çağıralım. Tarım alanlarının yüzde 13,5'u yok olacak. Sazlıdere Barajı, Küçükçekmece Gölü yok oluyor. Biz yok etmek istemiyoruz biz İstanbul'un geleceğini korumak istiyoruz.
-Osmanbey'e yük taşımacıları ne zaman girip çıkacak, servis araçları nereye park edecek... Bunları konuşuyoruz. İBB'nin UKM'si var. Biz bunun alt komitelerini kuruyoruz. Duyarlılık, eğitim, yaya geçidinin en anlama geldiği, ışıklara riayet, kavşakların düzenlenmesi, elbetteki toplu ulaşım. Biz bu konuda başarılı değiliz. 220 km'lik bir raylı hat var. Senede 10 km. Deniz ulaşımına erişimi rahatlatmalı. İstanbul planlamaya muhtaç. Kimse gelip tarım alanlarını konut alanına çevirmeyi teklif etmesin diyeceğiz.
-İBB Başkanlığından daha asil bir görev var mı, bu kadar kadim bir kente başkanlık ediyorum. Ama genel duruma ilişkin de fikirlerim var. (Canan Kaftancıoğlu ile aranızda sorun var mı?) Hayır. Çok keyifli çalıştık beraber. (Kitap) Eleştirileri var, yazdı da. Bence keşke yazmasaydı. Canan hanım ben en uyumlu çalıştığım kişi. Herhangi biri bu süreci yazabilir. Ama bu parti içi meselemse bunu parti içinde konuşulur.
Külliye'ye giden CHP'li tartışması
-(Erdoğan ile görüşen CHP'li iddiası tartışmaları) Çok başarılı bir döneme imza attık. Bunun mimarı genel başkanımız. CHP en başarılı dönemini yaşıyor. CHP'nin bir üyesi bile bir hususla ilgili konuşacaksa düşünüp öyle konuşacak. Biz bu ülkenin kurucu değerlerini savunuyorsak, hizmet etme prensibinden çıkıyorsak partimizi sokakta tartıştıramayız. Biz bu ülkenin birleştirici gücüyüz.
-Türkiye Avrupa'nın parçası diyorlar ya, Avrupa Türkiye'nin parçasıdır. İstanbul güçlü olursa Avrupa da güçlü olur. Biz uluslararası konumda İstanbul'un gücünün farkında olarak oralara gidiyoruz. Milli meselelerimizden de taviz vermiyoruz.