Yazdır
Akben, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşlarının 2020 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, bankacılık sektörü ve kurum bütçe yönetimine ilişkin bilgiler verdi.
Türk bankacılık sektörünün son 17 yılda 20 katlık bir büyüme kaydettiğini belirten Akben, sektörün aktif toplamının eylül sonu itibarıyla 4,3 trilyon liraya ulaştığını, şube sayısının 11 bin 441’e, personel sayısının 205 bin 415'e yükseldiğini dile getirdi.
Akben, yakın zamanda ortaya çıkan küresel belirsizliklere ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen güçlü mali yapısını korumayı başaran sektörün büyüme potansiyelini sürdürdüğünün altını çizdi.
Kamu borçlanma gereğinin azalmasıyla birlikte, menkul değerler portföyünün sektörün toplam aktifleri içindeki payının eylül sonunda yüzde 14'e gerilediğini ifade eden Akben, "Böylece, aracılık fonksiyonunu daha etkin olarak yerine getiren sektörün kredileri, ekim itibarıyla 2,6 trilyon liraya ulaştı ve kredilerin aktif toplamı içindeki payı yüzde 60 seviyesine yükseldi. Toplam kredilerin yüzde 79’u reel sektöre, bu tutarın yüzde 24’ü ise ekonomimiz için önemli bir yer teşkil eden KOBİ'lerimize verilen kredilerden oluşmaktadır. Bireysel krediler ise yüzde 21 oranında paya sahiptir." diye konuştu.
Akben geleneksel olarak mevduat ağırlıklı kaynak yapısına sahip olan sektörün, ekim sonu itibarıyla mevduat toplamının 2,4 trilyon lira olduğunu söyledi.
Düşük yurt içi tasarruf eğiliminin de etkisiyle maliyet avantajı sağlayan yurt dışı kaynakların etkin bir şekilde kullanıldığının altını çizen Akben, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bankacılık sektörü yurt dışı piyasalardan kaynak temin etmede ve bu fonları yenilemede herhangi bir sorun yaşamamaktadır. Sektörümüzün likidite göstergeleri, yabancı para pozisyonu ve kaldıraç oranı makul düzeylerde seyretmektedir. Sermaye yeterliliği rasyosu uluslararası standartların öngördüğü asgari düzeyin oldukça üzerinde bulunmaktadır. Eylül sonu itibarıyla 466 milyar liraya ulaşan ve kaliteli unsurlardan oluşan öz kaynaklar gücünü korumuştur. Eylül itibarıyla sermaye yeterliliği oranı yüzde 18,4, çekirdek sermaye yeterliliği oranı yüzde 14,2 olarak gerçekleşmiştir. Ekim sonu itibarıyla yüzde 5,2 olan takibe dönüşüm oranı, gelişmekte olan birçok ülkeden (Rusya, Hindistan) ve hatta gelişmiş bazı ülkelerden (İspanya, İtalya, Polonya, İrlanda) daha iyi durumdadır."
Borsadaki şirketlerin piyasa değerinin GSYH'ye oranı yüzde 30,2'ye ulaşacak
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu da ülkenin istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ile rekabet gücünün ve refah seviyesinin artırılması hedefine ulaşmasında sermaye piyasalarının en önemli bileşenlerden birisi olduğunu belirtti.
Son dönemde hayata geçen kitle fonlamasının bu anlamda önemli bir adım olduğunu vurgulayan Taşkesenlioğlu, kitle fonlaması ile halktan toplanan fonlarla başlangıç aşamasındaki girişimlerin, teknoloji şirketlerinin ve katma değerli üretime yönelik yüksek nitelikli bilgi ve teknolojiye dayalı yatırımların finansmanının sağlanmış olacağını söyledi.
Taşkesenlioğlu, 2017'de küresel ölçekte birincil halka arz yoluyla sağlanan fon tutarı 209 milyar dolar olurken, aynı dönemde kitle fonlaması yöntemi ile 110 milyar dolar fon sağlandığını ifade etti.
Birincil ve ikincil düzenlemelerini tamamladıklarında paya dayalı kitle fonlaması yönteminin yakın zamanda sermaye piyasalarının önemli bir gündem maddesi olmasını beklediklerini bildiren Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti:
"Farklı nitelikteki finansal araçları yatırımcılara sunma ve faizsiz finans sistemini geliştirme hedefi paralelinde faizsiz finansal ürün ve hizmet çeşitliliği ile beşeri kaynakların geliştirilmesi için yeni araç ve mekanizmaların oluşturulması elzemdir. Bu çerçevede, faizsiz sistem ve ilgili araçlarla ilgili kurumlar arası ortak bir terminoloji oluşturulması, kurumsal faizsiz borç uygulamaları, sukuk ihraçları, tarım arazi gelirlerine yönelik altyapı GYO’ları, ihracatın finansmanına yönelik yeni ürünler ve faizsiz finans prensiplerine uygun kredi derecelendirmesi üzerinde durulacak konular olacaktır. Önümüzdeki yıl sonunda borsamızda işlem gören şirketlerin piyasa değerlerinin gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 30,2 düzeyine, özel sektör borçlanma araçları nominal stokunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 2,6 düzeyine ulaşacağı beklentisindeyiz."
Taşkesenlioğlu, yurt dışı piyasalar ve yabancı yatırımcılara hizmet sunumunu geliştirecek adımların da gündemlerini oluşturduğunu sözlerine ekledi.
İhaleler elektronik sistemler üzerinden yürütülecek
Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) Başkanı Rıza Çelen ise yerinde inceleme kapsamında 71 incelemenin devam ettiğini, bunlar sonucunda 30 ikaz, 34 uyarı, 19 faaliyet izninin askıya alınması yaptırımı uygulandığını belirtti.
Gelecek yıla ilişkin öncelik ve hedeflerini anlatan Çelen, Küçük ve Mikro İşletmeler İçin Finansal Raporlama Standardının yayımlanmasının planlandığını ifade etti.
Büyük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler İçin Finansal Raporlama Standardının güncellenmesinin hedeflendiğini söyleyen Çelen, sürekli eğitim kapsamında eğitim faaliyetlerinin yürütüleceği ve iki adet bağımsız denetçilik sınavı yapılacağını dile getirdi.
Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hamdi Güleç de geçen yıldan bu yana kamu ihalelerinde büyük ölçüde dijital dönüşüm sağlandığını ve ihalelerin elektronik ortama taşınmasına yönelik gelişmeler yaşandığını anlattı.
2019 yılı başında 4794 sayılı Kanun kapsamındaki ihalelerin yüzde 90'ının e-ihale olarak yapılabilmesinin mümkün hale getirildiğini belirten Güleç, gelecek dönemde ihale işlerinin bütünüyle elektronik ve akıllı sistemler üzerinden yürütülmesi, ihale eğitimlerinin yeni modellerle yaygınlaştırılması, ortak ve toplu alımın yaygınlaştırılması hedeflerine yönelik çalışmalara ağırlık verilmesinin öngörüldüğünü aktardı.