Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 105. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni'nde konuştu.
Kaymakamın ilçelerde Cumhurbaşkanlığı adına görev yapan en yüksek devlet görevlisi olduğunu söyleyen Erdoğan, şu tavsiyede bulundu:
"Kaymakamlarımız bekar veya evli, şoförün yanına oturmalı, kamyonete erzak mı koyacak, kışın kömür mü koyacak, hepsini yüklemeli,ev ev dolaşmalı. Kapıyı çalmalı, içerden gelen sese kulak vermeli. Kim geldi dendiğinde 'kaymakam' demeli. Ondan sonra yardım kolilerini veya kömürü, odunu hemen oraya indirmeli. Bununla siz cumhurbaşkanınızın orada gören gözü, duyan kulağı, konuşan dili olmalısınız."
Erdoğan, "Uluslararası bir mücadelenin içindeyiz. Yedi düvel adeta saldırıyor. Biz de yedi düvele karşı dimdik ayakta duruyoruz" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"BAL BALA DEMEKLE AĞIZ TATLANMIYOR, BALI GETİR DE BİR YİYELİM"
2. Dünya Savaşı'nda 50 milyon kişinin ölümünden sorumlu olanların bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz. Bağıranlar, konuşanlar... Bunların hiçbirinin sınırı var mı? Yok. 911 kilometre sınırı olan Türkiye olarak eğer taciz ediliyorsak buna karşı sessiz kalamayız. Gereken neyse onu yapmaya mecburuz. Yaptık yapıyoruz ve yapacağız.
Güvenli bölge bizim gündemimize bugün girmedi, Obama'nın döneminde girdi. O zaman tüm dünya liderlerine söyledim. Ülkeme yönelik milyonlarca insan iltica ediyor. Bunu nereye kadar kaldıracağız? 'Gelin elinizi taşın altına sokun' dedik hepsi lafta kaldı. Dünyada hiçbir ülke sizin bu yaptığınızı yapmadı dediler. Bal bala demekle ağız tatlanmıyor. Balı getir de bir yiyelim.
Dün Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Suriye'de 'uçuşa yasak bölge' teklifi yapıyor. Biz bu teklifi Suriye'nin dört bir yanında yüz binlerce masum insan rejimin ve diğer güçlerin savaş uçaklarının bombardımanları altında can verirken gündeme getirmiştik. Oluk oluk kanın aktığı o günlerde kimse bu teklife dönüp bakmamıştı. Şimdi birden bu tür konular akla geliyor. AB'nin sonu, bu samimiyetsizliği ve iki yüzlülüğü yüzünden gelecektir. Bu gidiş iyi değil. Brexit bunlar durup dururken olmadı.
'Kapıları açarız' dediğim zaman tutuşuyorlar. Tutuşmayın, vakti saati gelince bu kapılar da açılır. Hadi bakalım yüz binleri bir de siz ağırlayın. Paranız var güçlüsünüz, Yunanistan'a 100 kişi gidince bizi telefonla arıyorsunuz. Burada 4 milyon var. Kararlıyız. Türkiye'nin insani yaklaşımını zaaf olarak değerlendirenlere kadife eldivenimizdeki demir yumruğumuzu göstermekten asla geri durmayacağız.
"KÜRT KARDEŞLERİMİZLE HERHANGİ BİR SORUNUMUZ YOK"
Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim Suriye'de de, Türkiye'de de Kürt kardeşlerimizle herhangi bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz terör örgütlerinin ta kendisiyledir. Batı Kürtler aşağıya, Kürtler yukarı. Böyle diyerek, terör örgütlerinin adını vermeyerek Kürtler dediğiniz zaman Kürt kardeşlerimizi adeta teröristler olarak vasıflandırmış oluyorsunuz. Bu yanlış bir şey.
Teröristleri muhatap alan liderler var. Bu ne menem iştir? Onları muhatap alıp şımartıyorlar. Devasa ülkelerin liderleri teröristlerle görüşüyor. Dünya liderleri teröristi masaya oturtup çözüm arıyor. Şu ana kadar bölgede kontrolümüze geçen alan büyüklüğü 4 bin 220 kilometrekareye ulaştı. Teröristlerin kayıpları da 795'i buldu.
"KARŞIMIZA TERÖRİSTLER ÇIKARSA ONLARI TEPELEMEK HAKKIMIZ"
Askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu harekat alanını tarıyor. Bu arada teröristler karşımıza çıkarsa onları tepelemek en tabii hakkımızdır. Barış Pınarı Harekatı'nı başarıya ulaştırmış olduk. Bu ilk aşamasını oluşturuyor. Harekat alanımızın doğusundaki Kamışlı ile batısındaki Ayn el Arap bölgesi Rusya ile rejim güçlerinin kontrolüne bırakıldı. Yeni duruma göre yeni değerlendirmeler yaptık.
Terör örgütü mensupları dün saat 12.00'de başlamak üzere 150 saat içerisinde sınırlarımızın 30 kilometre dışına çıkarılarak buralardan uzaklaştırılacaktır. İlk 10 kilometresi Kamışlı şehir merkezi hariç Türkiye-Rusya ortak devriye bölgesi olacaktır. Şayet terör örgütü bu bölgelerden tacizi sürdürürse kendi harekat planımızı buralarda hayata geçirmeye devam edeceğiz.
ABD teröristlerin çıktığını yazılı olarak garanti etti. Güvenli hale getirilen yerlerde ülkemizden 1 ila 2 milyon arası mültecinin geri dönüşünü sağlayacağız.
"BİZ BU OYUNA GELMEYİZ"
Terör örgütlerinden herhangi birini isim, bayrak veya üniforma değiştirerek yeniden karşımıza dikmeye kalkarlarsa biz bu oyuna gelmeyiz. Kendi bildiğimiz yolda ilerlemeye devam etmekten asla çekinmeyiz.
Buradan tüm dünyayı demokrasi için PKK/YPG'nin en az DEAŞ kadar tehlikeli olduğunu görmeye kabul etmeye ve tavır almaya davet ediyorum. ABD Senatosu'nda teröristlere sahip çıkanlar var. Ne zamandan beri siz teröristlerle bu kadar dost oldunuz?
Suriye halkının hayatı ve geleceğini bölgeyle ilgili büyük planların mezesi olarak kullanmaya kalkanların karşısına önce biz dikileceğiz. Terör örgütleri veya rejimi kullanarak süreci sabote etmeye kalkacak herkesi dünya kamuoyuna ifşa edeceğiz.
Uluslararası toplumun bunca vakittir iki terör örgütünün anlaşmalı şekilde kurguladığı bir şantajın oyuncağı haline dönüşmüş olması maalesef çok acıdır. Hele hele koca devletlerin bu trajik oyunu ciddi ciddi sahiplenmeye kalkmaları çok daha acıdır. Türkiye'nin 9 Ekim saat 16.00'da başlattığı Barış Pınarı Harekatı bu şantaj ve tiyatro sahnesini yıkmış ve hakikatleri ortaya çıkarmıştır.