İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan ve Grup Sözcüsü Dr. Suat Sarı, kentte yıllardır tartışma konusu olan deprem toplanma alanlarını gündeme taşıdı.
CEVAP ALAMAZSAK SORUŞTURMA KOMİSYONU İSTEYECEĞİZ
Özkan ve Sarı verdikleri önerge ile İstanbul’daki deprem toplanma alanlarını imara açanların açıklanmasını istedi. Dr. Suat Sarı, yeterli bir cevap alamazlarsa bir soruşturma komisyonu kurulmasını teklif edeceklerini söyledi.
“İstanbul'da 26 Eylül 2019'da 5.8 şiddetinde gerçekleşen deprem sonucu yurttaşlarımız, depremlerin ardından nerelerde toplanacağını bilemedi” diyen Özkan ve Sarı, önergede şu soruların yanıtlanmasını istedi:
HANGİ İLÇEDE KAÇ TOPLANMA ALANI VAR?
– İstanbul’da 470 adet toplanma alanı neden 77 alana indi?
– Toplanma alanlarını imara açma kararını kimler verdi?
– Bu kararı veren belediye başkanı, bürokratlar ve imar komisyonu üyeleri kimlerdir?
– Toplanma alanlarını imara açanlar hakkında bir işlem yapılacak mı?
– Şu anda hangi ilçede kaç toplanma alanı var, bu sayı yeterli midir?
– Mevcut toplanma alanları standartlara uygun mudur?
– İstanbul sınırları içindeki toplanma yerleri nerelerdedir?
– Japonya’da en güvenilir kapalı alan toplanma ve barınma yerleri olarak AVM’ler belirlenmiştir. İBB’nin bu konuda herhangi bir çalışması var mıdır?
Şişli ilçesindeki Gülbağ Mahallesi’ndeki ara ve dar sokak toplanma alanı ilan edilmiş!
“YEREL SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ”
Cumhurbaşkanlığı’na bağlı AFAD 7.5 şiddetinde olası bir depremde İstanbul’da yaklaşık 30 bin kişinin yaşamını yitireceğini, yaklaşık 50 bin kişinin ağır yaralanacağını, 44 bin 800 binanın yıkılacağını, 2 milyon 370 bin kişinin de açıkta kalacağını açıklamıştı. İstanbul’da hiç vakit kaybetmeden yerel seferberlik ilan edilmesi gerektiğine dikkat çekilen önergede şöyle denildi:
“ENKAZIN ALTINDA HEP BİRLİKTE KALACAĞIZ”
“Önce deprem ve yangın halinde İstanbullunun ne yapacağını öğretmek zorundayız. Batı ülkelerinde olduğu gibi okul, hastane, işyerleri fabrikalarda tatbikatlar düzenlemeliyiz. Oturduğumuz binalar , çalıştığımız işyerleri, çocuklarımızın okulları ne kadar güvenli? Bunları bilmek zorundayız. Deprem siyaset üstü bir konu. Kavgaya, rekabete, politik hesaplara kurban edilemez. Hükümet, belediye, medya ve halk olarak işbirliği yapmak zorundayız. Aksi halde enkazın altında hep birlikte kalacağız.” (Sözcü)