Çeşitli temaslarda bulunmak için Türkiye'ye gelen ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ticaret hedeflerini ve yol haritasını Bloomberg HT'ye anlattı.
2 ülkenin 100 milyar dolarlık ticaret hedefinde her sektör için detaylı yol haritası olduğunu belirten Ross "Bu hedef 2 adet 50 milyar dolarlık parçadan oluşuyor. Biri Türkiye tarafından ihracat, bir diğeri ise ABD tarafından ihracat. Bu mevcut ticaret hacmi ile kıyaslandığında büyük görünebilir; ancak bu hedefi Amerika Birleşik Devletleri'nin toplam mallar ve hizmetler tarafındaki ticaret hacmi ile kıyasladığınızda, biz bu noktada 5 trilyon doların üzerindeyiz. Yani bu 50 milyar dolar, bizim ekonomimizin %1’ine eşit." değerlendirmesini yaptı.
"SERBEST TİCARET ANLAŞMASI KONUSUNDA KISA SÜREDE SONUÇ BEKLEMEK ZOR"
Türkiye'yle serbest ticaret anlaşması için henüz müzakerelerin başlamadığını belirten Ross "Normalde ticaret anlaşmaları için müzakere etmek yıllar alır. Trans Pasifik Anlaşması’nı yapmak sanırım 8-10 yıl sürmüştü.. Yani çok kısa bir süre içinde bir şey olmasını bekleyemeyiz. Ve bu tarz anlaşmalar için müzakere sürecine dahi başlamadık. Bunun yerine şu an üzerinde odaklandığımız şey iki ülke arasında gerginlikleri azaltacak yine iki ülkenin de hızla uygulayacağı şeyler. Umuyoruz ki daha sonra daha resmi bir anlaşma patikasında ilerleriz." diye konuştu.
S400 MESELESİ
S400'ler konusunda görüş bildiren Ross "Hazine Bakanı Mnuchin’in yaptığı (Türkiye'ye yaptırımları inceliyoruz) açıklamasında yeni bir şey yok. CAATSA adında bir yasamız var, bu yasa kesin hükümler içeriyor. Görüşmelerin sonucu ne olursa olsun NATO gereksinimleriyle, kurallarıyla uyum sağlaması gerekiyor. Çünkü hem ABD hem de Türkiye NATO üyesi ülkeler. Dediğim gibi bu sebepten ötürü bu koşullara uyum sağlanması gerekiyor. Bir süredir devam eden görüşmelerin amacı da bu zaten. " yorumunu yaptı.
ABD’nin Türkiye çelik sektörüne uyguladığı verginin azaltılıp azaltılmayacağına ilişkin Ross " bir süredir Türk çelik sektörü %50’lik bir vergiye tabi. Bu, ceza niteliğinde bir gümrük vergisi. Ve eminim bu ticaret hacminde azalmaya sebep olmuştur. Evrensel olarak uygulanan gümrük vergisi %25. Yani bu durum Türkiye için farklı bir zorluk yaratmıyor. Bu tarifeleri azalttığımız ülkeler çok sıkı kotalara uymayı kabul etmiş ülkeler. Güney Kore örneğini ele alabiliriz..Onlar 2015'ten 2017'ye kadar geçen süredeki tüm sevkiyatlarının % 70'ine denk bir kota uygulanmasını kabul etmişlerdi. Yani hiçbir ülkeye tarifelerde kolaylık sağlanmıyor. Ancak şunu da eklemek istiyorum. Alüminyum ve çelik sektöründeki Türk şirketlerinden binin üzerinde muafiyet başvurusu aldık. Bu başvurunun temelinde de ABD'de üretilmeyen ürünler ya da ABD'de piyasanın isteklerini karşılamaya yetecek nicelik ve nitelikte üretilmeyen ürünler var. Bu başvuruları kabul ettik. Bu da Türk şirketlerinin yaklaşık %40'ına denk. Bir muafiyet verdiğimizde muafiyet başvurusu yaptıkları güne dönük oluyor. Yani ne gümrük vergisi ödemiş olursa olsunlar, onlara geri ödeme yapılıyor. " değerlendirmesini yaptı.
"Tekstil sektörünün kapasitesi ile ilgili ya da benzer bir sektörün kapasitesi ile ilgili bir sorgulama var mı?" sorusuna ise Ross şu yanıtı verdi; "Kapasite bir sorun. Endüstrinin konsolide olması bir sorun. Tekstil sektöründe çok sayıda küçük şirket var. Yine aynı şekilde mobilya sektöründe çok sayıda küçük şirket var. Türk endüstrilerinde çok sayıda küçük şirket var. Uluslararası ölçekte rekabet edebilmek için belli bir ölçekte olmak gerekiyor. Çünkü şayet Walmart mağazaları düzene sokulacak olsa, oradan 10 parça bir şey almazsınız, ya da 10 tişört almazsınız. Belki binlerce belki de milyonlarca şey almanız gerekir. Yani ölçek önemli bir problem. Ve biz bu sorunun üzerine eğildik. Otomasyon da başka bir sorun. Çinliler bile bir çok otomasyon kullanıyor. Küçük şirketler için otomasyon çok ekonomik değil. Bunun için daha büyük şirketlere ihtiyacınız var. Biz bir noktaya kadar konsolidasyon olmasını savunuyoruz bu endüstrilerde. Küçük şirketlerin büyük şirketlerin alt yüklenicisi olmasını savunuyoruz. "
Wilbur Ross Türkiye temasları kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüş, Erdoğan 2 ülke arasındaki 20 milyar dolarlık ticaret hacminin gerçek potansiyelin çok altında olduğunu belirtmiş ve ABD'li şirketleri Türkiye'ye daha fazla yatırım yapmaya davet etmişti.