İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından Ayasofya’da zemin yüzey deformasyonları yer altı radarı (GPR) ile incelendi. Tahribat bırakmayan yer altı radarı (GPR) tekniği uygulanarak gerçekleştirilen çalışma kapsamında farklı frekanslara sahip antenler kullanılarak Ayasofya’nın galeri katı, güney kanadı, cennet kapısı önünde ölçümler yapıldı, çatlakların ve zayıf bölgelerin durumları tespit edildi.
Çalışmada, ince çatlakların ana çatlaklar ile bağlantısının durumu da araştırıldı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği’nde Efecan Belce, aynı üniversitenin Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Tolga Bekler, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği’nden Yunus Can Kurban ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Madencilik ve Maden Çıkarma Bölümü’nden Cahit Çağlar Yalçıner tarafından gerçekleştirilen çalışma sonucu raparlaştırıldı. Raporda, “Mimar Sinan’ın takviyesinden sonra Ayasofya’da herhangi bir yıkım olduğuna dair bir kanıt bulunmamakta olup, ancak bölgenin tarihi kayıtlarında çok sayıda deprem kaydedilmiştir. Halen yoğun olarak ziyaret edilen Ayasofya Müzesi’nde, özellikle galeri tabanındaki deformasyon ve zemindeki çatlakların varlığı dikkat çekmektedir” denildi.
‘Kılcal çatlaklar var’
Raporda ölçüm sonuçlarına ilişkin şunlar kaydedildi: “Yapılan ölçümlerde yüzeyde gözlemlenen ince (kılcal) çatlakların, daha büyük çatlakları takip ettiği ortaya çıkarıldı. Bunun yanı sıra yoğun çatlak gözlenen ölçümlerde kılcal çatlaklar tespit edildiği ancak birçok kılcal çatlağın mermer altına inmediği anlaşılmıştır. Kılcal çatlaklar ana çatlakların arasında gelişmiştir. Genel olarak bölgenin sismik aktivitesi ve çevresel koşulların, (tramvay hatları, ağır tonajlı araç geçişleri) mikrosismik aktiviteleri ile tarihi yapı üzerindeki kuvvetler hali hazırda zayıflamış olan galeri katı tabanının yüzeyinde ileri zamanlarda daha büyük sorunlar oluşturabilecek çatlaklara neden olabileceği açıktır. Bu çalışma sayesinde mevcut bulunan çatlak yapılarının karakteristiği ortaya konarak geçmişten gelen hasar izlerinin gelecekte alınacak önlemlere ışık tutması sağlanmıştır.”
Ayasofya, Doğu Roma İmparatorluğu tarafından 27 Aralık 537'de inşa edildi.
Bizans kliması!
Ayasofya’nın avlusunda yapımına devam eden medrese projesine yönelik tartışmalar devam ederken, müzenin giriş kısmında ortaya çıkan bazı görüntüler ise yeni bir tartışmaya neden oldu. Ayasofya’nın giriş kısmındaki gişelerden geçtikten sonra, hemen sağ kısmındaki yapıya monte edildiği dikkatlerden kaçmayan klima motorları ve kablolar, eserin orijinal görünümüne zarar veriyor. Restorasyon Uzmanı ve Mimarlık Tarihçisi Prof.Dr.Zeynep Ahunbay, söz konusu görüntü için “Yapının ahengini, görüntüsü bozulmuş. Ayasofya gibi dünyanı en önemli kültürel miraslardan birine böyle bir görüntü yakışmıyor. Çok çirkin, uygunsuz bir görüntü, kaldırılmalı” dedi. Öte yandan Ayasofya Müzesi yetkilileri ise söz konusu klima motorunun güvenlik kulübesindeki görevlilerin ihtiyacını karşılayan cihazın dış ünitesi olduğu bilgisini paylaştılar. (Milliyet / Mert İnan)