Avrupa Birliği, IMF Başkanı Christine Lagarde'ın Avrupa Merkez Bankası'nın başına geçecek olması nedeniyle, Avrupa'nın IMF adayı olarak Bulgar ekonomist Kristalina Georgieva'nın sunulmasını kararlaştırdı.
Ancak AB içinde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un desteklediği aday olan Georgieva'nın, Amerikan üniversitelerinde eğitim görmesi ve Dünya Bankası'nda çalışması, "Trump'ın ekonomi politikalarına karşı yeterince durabilecek mi ?" ya da "Euro Grubu'nun sözcüsü olabilecek mi?" tartışmalarını başlattı.
Fransız Le Figaro gazetesi, Macron'un adayının seçilmesini Avrupa için bir "Pirus Zaferi" yani rakibin işine daha çok yarayacak bir zafer olarak değerlendirdi.
Avrupa Birliği ekonomi bakanları, geçen Cuma günü bir araya gelerek, uzlaşma olmaması nedeniyle, Birlik tarihinde ilk kez, IMF Başkanı Christine Lagarde'ın yerine AB adına IMF’ye önerilecek aday için oylama yaptı. Oylamaya AB’den ayrılmak isteyen İngiltere katılmazdı.
IMF’nin başkanlığı için, AB eski komiseri ve Dünya Bankası'nın iki numaralı ismi, Fransa ve Doğu Avrupa ülkelerinin desteklediği Kristalina Georgieva, Almanya ve Hollanda'nın desteklediği Euro Grup eski Başkanı Hollandalı Jeroen Dijsselbloem, Euro Grup Başkanı Portekiz Mario Centeno, Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Olli Rehn ve İspanya Ekonomi Bakanı Nadia Calvino aday oldu.
Gün içinde, 3 aday çekilirken, Georgieva ve Dijsselbloem yarışta kaldı.
Avrupa Birliği içindeki derin bölünmeyi bir kez daha gözler önüne seren oylamada, Dijsselbloem, oyların yüzde 44'ünü alırken, Georgieva, yüzde 56 ile AB'nin adayı olmaya hak kazandı. Böylece, Avrupa Merkez Bankası başkanlığını Fransa, AB Komisyonu başkanlığını Almanya, Avrupa Parlamentosu başkanlığını İtalya alırken, IMF Başkanlığı da Doğu Avrupa'ya verilerek, birlik içinde önemli görevlere getirilmemekten şikayet eden bu bölgesinin arzusu da yerine getirildi.
Amerikan ekolü sorunu
Kurulduğu 1944 yılından bu yana IMF'nin başına bir Avrupalı, Dünya Bankası'nın başına ise bir Amerikalı seçilmesi geleneği oluştu. Ağustos ayı ortasında 66 yaşına girecek olan Georgieva'nın, yaşından dolayı, Ekim ayında toplanacak olan IMF yönetiminden özel onay alması gerekiyor.
Georgieva'nın 65 yaş sınırı engeli, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin'den "yaş konusunda gereken izni verecekleri" teminatı alınarak aşıldı.
Ancak Georgieva'nın yaşından daha büyük soru işaretleri AB ülkeleri arasında endişe kaynağı oluşturuyor. Bulgar ekonomistin, uluslararası ekonomi bilgisi ve tecrübesinin tartışma götürmez olduğu konusunda herkes hemfikir. Ancak, AB Euro Grubu üyesi bile olmayan 7 milyon nüfuslu bir ülkenin adayının Euro Grubu'nun sözcüsü olabilme şansının zor olduğu belirtiliyor.
"Pirus Zaferi" eleştirisi
Daha büyük bir engel olarak da Georgieva'nın Amerika'da eğitim alması ve Amerikan kurumlarında çalışması. Yani Amerikan ekolünden geliyor olması.
Fransız liberal sağ eğilimli Le Figaro gazetesine AB'nin seçimini değerlendiren ekonomistler, Georgieva'nın seçilmesini, "bir Pirus Zaferi" olarak değerlendirdi.
Bu seçimlerin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmnuel Macron'un bir zaferi olarak sunulduğunu, Alman Başbakanı Angela Merkel'in adayını seçtirmeyerek bir zafer kazandığının söylendiğini belirten Le Figaro, "Amerikan ekolünden gelen Georgieva'nın ABD'ye karşı Avrupa'nın çıkarlarını koruma şansı ne kadar olabilir?" diyerek, Georgieva'nın adaylığının sorunlu olduğunu yazdı.
Ekonomistler, Avrupa'nın seçimlerde bölünmesi ve Bulgar ekonomistin uzlaşma adayı olmamasının da adaylığını zayıflattığını, AB içinden, İrlanda ya da İngiltere'nin de aday çıkarabilme ihtimali olduğunu vurguladı.
Dünyadan 4 iddialı aday
Henüz resmen açıklanmasa da, IMF Başkanlığı için diğer kıtalardan da adaylar var. Hindistan'dan, Raghuram Rajan, Meksika'dan Augustin Carstens, Mısır ve Amerika çifte vatandaşı olan Muhammed El Erian ve Singapur'dan Tharman Shanmugaratnam'ın isimleri de muhtemel adaylar arasında geçiyor.
Üstelik bu adayların hepsi de Kristalina Georgieva gibi, Amerika'nın MIT, Harvard ya da Chicago gibi büyük okullarından mezun.
Le Figaro, dünyanın içine girdiği ticaret savaşları döneminde, kim seçilirse seçilsin, IMF'de zaten mevcut olan 'Amerika etkisinin' daha da keskin bir hal alacağını belirtiyor. (amerikaninsesi.com)