İngiliz polisi ülkenin Washington Büyükelçisinin yazışmalarının basına sızmasıyla ilgili soruşturma kapsamında, elinde başka sızıntı belge olan basın kuruluşlarının da bunları polise teslim etmesini istedi.
İngiliz polis teşkilatı Scotland Yard Müdür Yardımcısı Neil Basu yaptığı yazılı açıklamayla, İngiltere’nin eski Washington Büyükelçisi Kim Darroch’un ABD Başkanı Donald Trump’a “beceriksiz” dediği gizli yazışmalarını basına sızdıran kişinin polise teslim olmasını istedi.
Sızıntının kaynağından “polis dedektiflerinin değerli zamanını boşa harcatmamasını” isteyen Basu, basın kuruluşlarına da ellerinde başka belgeler varsa bunları yayımlamamaları çağrısı yaptı.
Gizli yazışmaların yayımlanmasının suç teşkil edeceğini belirten Basu, “Sosyal ve ana akım medyanın bütün sahiplerine, editörlerine ve yayımcılarına ellerindeki veya kendilerine sunulabilecek sızıntı hükümet belgelerini yayımlamamalarını ve bunları polise ya da gerçek sahibi olan Majestelerinin hükümetine iade etmelerini tavsiye ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Gazetecilerden tepki
Ancak Basu’nun basın kuruluşlarına yaptığı çağrı gazetecilerin tepkisini çekti.
Londra’nın akşam gazetesi Evening Standard’ın genel yayın yönetmenliğini yapan eski Maliye Bakanı George Osborne, polis açıklamasına Twitter üzerinden tepki gösterdi.
“Polis müdürünün yerinde olsaydım ve hem kendimin, hem de teşkilatımın güvenilirliğini korumak isteseydim, kendimi bu aptalca ve düşüncesiz yorumdan uzak tutardım. Belli ki bu basın özgürlüğünden habersiz düşük düzeyli bir memur tarafından yazılmış bir açıklama.” ifadelerini kullandı.
Financial Times gazetesinin ABD editörü Peter Spiegel de Twitter mesajında “Bir Batılı demokrasideki önemli bir polis teşkilatı için kan donduran bir çağrı. Scotland Yard, ne yapacaksın, tutuklayacak mısın bizi?” diye sordu.
Sunday Times gazetesinin siyaset editörü Tim Shipman da Scotland Yard Müdürü Cressida Dick’e bu polis açıklamasına onay verip vermediğini sordu.
Açıklamayı “uğursuz, saçma, antidemokratik” diye nitelendiren Shipman, bunun gazetecileri hükümet belgelerini yayımladıkları için tutuklamakla tehdit anlamına geldiğini ifade etti.
“Burası Rusya değil.” ifadesini kullanan Shipman, Dick’e “Özgür bir toplumla ilgili herhangi bir fikrin var mı?” sorusunu yöneltti.
Polis açıklamasına tek destek ise parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasının Dışişleri Komisyonu Başkanı Tom Tugendhat’tan geldi.
Kamu yayın kuruluşu BBC’ye konuşan Tugendhat, polisin basın kuruluşlarından ülke güvenliği zaafa uğratacak belgeleri yayımlamamaları yönündeki çağrısını “makul bir talep” diye nitelendirdi.
Medya özgürlüğü konferansı
İngiliz Dışişleri Bakanlığı geçen hafta Kanada'yla iş birliği halinde Londra'da "Küresel Medya Özgürlüğü Konferansı" düzenlemişti.
Yaklaşık 100 ülkeden 60 bakan ile 1500 gazetecinin katıldığı konferansta AA'ya açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, "Özgür medya demokratik gelişmenin gerçekten önemli bir parçasıdır. Biz de İngiltere ve Kanada olarak bu önemli ilkenin bayrağını dalgalandırmayı istiyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.
Ancak İngiltere konferansı izlemek için başvuruda bulunan Rus basın kuruluşları RT ve Sputnik'e akreditasyon vermemişti.
İstifa getiren kriz
İngiliz Daily Mail gazetesinin pazar edisyonu Mail On Sunday, ülkenin Washington Büyükelçisi Darroch'ın diplomatik yazışmaları olduğu öne sürülen metinler yayımlanmıştı.
Yazışmalarda Darroch, ABD Başkanı ile ilgili "Trump yönetiminin esasen daha normal, daha az işlevsiz, daha az tahmin edilemez, daha az hizipçi, diplomatik olarak da daha az sakar ve beceriksiz olacağına inanmıyoruz." ifadelerini kullanıyordu.
Başbakan Theresa May ve Dışişleri Bakanı Hunt Darroch'a sahip çıkarken, sızıntıyla ilgili soruşturma başlatılmıştı.
Trump da olayla ilgili yaptığı açıklamalarda, Darroch için "çok aptal bir adam" ifadesini kullanmış ve İngiliz büyükelçiyle çalışmayacağını bildirmişti.
Krizin büyümesi üzerine Darroch çarşamba günü görevinden istifa etmişti.