Özel sermaye sektöründe danışmanlık şirketi Bain & Company, girişim sermayesi hakkında hazırladığı 10’uncu yıllık raporunu yayımladı. “Küresel Özel Sermaye 2018” raporunda ilginç bulgular yer alıyor. Rapora göre, özel sermaye 2018’de son derece güçlü bir performans gösterdi ve toplam satın almaların değeri 582 milyar ABD dolarına ulaştı. Böylece son beş yıldaki toplam satın alma değeri 2,5 trilyon ABD doları seviyesine erişerek sektör tarihinde görülmemiş bir rekora imza attı.
Geçen yıl Sınırlı Sorumlu Yatırımcılar (LP) son derece istekli bir şekilde piyasaya yeni sermaye sürmeye devam ettiler. Özel Sermaye Yönetici Ortakları (GP) ise rekor düzeyde sermaye kullanarak, kısmen rahatsız olan piyasa koşullarında yatırım yapabildiklerini kanıtladılar. Satın almalar için daha önce kabul etmeyecekleri değerde yatırımlar yaparak riskli seviyede yüksek değerlerin peşinde koştular.
Raporla ilgili değerlendirme yapan Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı Serhan Nadir şunları söyledi:
“2014 ve 2018 arasındaki son beş yıl özel sermaye için en iyi dönemlerden biri oldu. Toplanan ve kullanılan sermaye miktarının en yüksek düzeylere çıktığı, başarılı çıkışların yapıldığı ve iyi getiri sağlandığı görüldü. Bütün bunlar çok iyi görünmekle birlikte, girişim sermayesi şirketlerinin bu performanslarını korumak için yoğun çalışmak zorunda olduklarını da vurgulamak gerekiyor. Kronik bir mesele olan sert rekabet koşulları fiyatlamaları tarihi seviyelerin üzerine taşıyor ve ekonominin bir aşamada düşüşe geçeceği yolundaki yorumlar karar verme sürecini etkiliyor. Bu riskler alıcının satın alma öncesinde daha dikkatli inceleme yapmasını gerektiriyor. Bu da incelemenin ticari ve operasyonel boyutlarının bütünleştirilmesini ve anlaşmaların iyi düşünülerek yapılandırılmasını gerektiriyor.”
Sayılarla 2018’de küresel özel sermaye
Sert rekabet ve yükselen varlık fiyatları anlaşma sayısını aşağıya doğru baskılamaya geçen yıl da devam etti. Tüm dünyada 2.936 satın alma yapıldı ve satın alma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 13 azaldı. Buna karşılık toplam satın almaların değeri yüzde 10 artarak 582 milyar ABD doları seviyesine çıktı ve 5 yıllık güçlü sektör performansının zirvesini oluşturdu. Bu performansta özelleştirmelerin önemli katkısı oldu.
Rekabet ve yükselen fiyatlar bir yandan fırsatların bulunmasını zorlaştırırken, bir yandan da çıkış yapmak için iyi fırsatlar sundu. 2018’de toplam değeri 378 milyar ABD dolarına ulaşan 1.146 çıkış işlemi gerçekleşti. Bu hacim 2017 ile yaklaşık aynı olmakla birlikte güçlü performansa önemli bir katkı yaptı. 2014 – 2018 arasında gerçekleşen çıkışların değeri de şu ana kadarki beş senelik dönemler için en yüksek değer olan 2 trilyon ABD dolarına ulaştı.
Yatırımların istikrarlı gelişimine rağmen, sektörde yatırıma dönüşmeyen sermaye miktarı da geçen yıl bütün özel sermaye fonlarında 2 trilyon ABD doları seviyesine çıkarak rekor kırdı. Yatırıma dönüşmeyen sermayenin artması özel sermaye fonları üzerinde yeni satın alma anlaşmaları bulma baskısını artırıyor. Burada, satın alma fonlarındaki yatırıma dönüşmeyen sermayenin yüzde 67’sinin son iki yılda oluşmuş olması gözlemciler tarafından olumlu değerlendiriliyor. Çünkü bu durum yapılan satın almaların eski sermaye ile gerçekleştiğini ve birikimin yeni sermayeden oluştuğunu, yani bir döngünün çalıştığını ortaya koyuyor.
Tarihsel açıdan özel sermaye fonları 2018’de etkileyici miktarlarda sermaye çektiler. Kurucu Ortaklar yıl içinde yatırımcılardan 714 milyar ABD doları topladılar (şimdiye kadarki üçüncü en yüksek miktar) ve böylece 2014’den sonraki beş yıllık dönemde toplanan sermaye miktarı 3,7 trilyon ABD doları oldu. Bu birikimden en büyük payı satın alma fonları aldı. Ama yatırımcıların farklı fonlara ilgi gösterdikleri belirtiliyor. Sınırlı sorumlu yatırımcıların özel sermayelerine fon katkılarını artırmaları bekleniyor. Bu yatırımcılar en iyi performans sağlayan varlık kategorisine yatırım yapma kararlılığını koruyorlar. Sınırlı sorumlu yatırımcıların yüzde 90’ı özel sermaye fonlarına ayırdıkları sermaye miktyarını korumak veya artırmak niyetinde olduğunu belirtiyor.
2019 ve ötesinde girişim sermayesini şekillendiren stratejiler
2018 özel sermaye sektörü için iyi geçmiş olsa da fon yöneticileri, ağır rekabet koşulları ve yüksek fiyat çarpanlarının belirlediği bir piyasada rekor düzeylerdeki sermayeyi verimli bir şekilde kullanmanın yollarını ararken zorlandılar. Ancak en iyi performansı gösterenler bunu başardı. Bain & Company önde gelen şirketlerin uyguladığı üç stratejiyi şöyle özetledi:
- Satın al ve inşa et: Güçlü strateji, ama uygulaması zor. Geride kalan 20 yıl boyunca yüzlerce satın al ve inşa et anlaşmasında yatırım veya danışmanlık yapan Bain bu süreçte sermaye sahiplerinin kazanmak için yapılması gerekenleri hafife aldığını gördü. Her anlaşma farklıdır ama en etkin satın al ve inşa et stratejilerinin bazı ortak ve önemli özellikleri bulunuyor. Bunun için yeni teknolojilerin yıkıcı etki yaratma riskinin az olduğu bir sektör ve istikrarlı, serbest nakit akışıyla, uyumlu satın almaları finanse edebilecek bir şirket gerekiyor. Ayrıca yatırımcıların tümünün hedeflerini tatmin edecek çekici satın alma hedefleri, doğru temel altyapıya sahip bir platform şirketi ve ölçekten yararlanabilmek için temel işe yakın işler yapan ilişkili şirketlerden oluşan bir satın alınacak şirketler dizisi olması lazım.
- Birleşme bütünleşmesi: Zorlukların üstesinden gelmek. Harcayacak rekor düzeyde para ve satın almak için çok az hedef olunca, girişim sermayesi fonları sorunu çözmek için büyük ölçekli birleşme ve satın almalara yöneliyorlar. Bu yaklaşım iki veya daha fazla karmaşık organizasyonu, stratejik ve operasyonel açıdan daha büyük bir yapılanma içinde bütünleştirerek değer yaratmayı gerektiriyor. Bain’in araştırmaları, maddi etki yapacak kadar büyük satın almaların değer yarattığını, ama başarı oranının eşit olmadığını ve satın alanın yaşadığı deneyime yakından bağlı olduğunu gösteriyor. Kazananlar bu tür anlaşmaları sık yapan ve büyük ölçekli birleşme ve satın almayı tekrarlanabilir bir model haline getirebilen şirketler oluyor. Arkada kalanlar ise büyük anlaşmaları daha seyrek gerçekleştiriyorlar.
- Bitişik olma stratejisi: Çeşitlendirmeyi denemek. Tarih, bitişik iş alanlarını hedefleyerek iyi planlanmış şekilde genişlemenin etkin sonuçlar verdiğini göstermiştir. Buna karşılık ilgisiz alanlara girme stratejilerine zaman, sermaye ve yetkinlik harcamak performansı hızla düşürebilir. İyi performans gösteren şirketler bitişik alanları, temel işten iki veya üç adım değil, bir adım ötesinde ararlar.. Böylece hem Kurucu Ortağın marjı yükselir hem de sınırlı sorumlu yatırımcılar daha net getiri elde ederler. Zaten satın alma yatırımcılarında büyüme hedefli, uzun vadeli ve sektör odaklı fonlara yatırım yapma eğilimi artıyor.
Halka açık şirketlerin satın alınmasının yükselişte olması ‘yeni normal’ mi?
Özel şirketlerin değerlemeleri arttıkça ve halka açık şirketler durgunluk tehdidine göre fiyatlandıkça rekor sayıda özel sermaye şirketi halka açık şirket alımı alanına kayıyor. Söz konusu halka açık şirketlerin değerleri 2–10 milyar ABD doları arasında değişiyor ve fiyatlandırmaları, özel şirket haline getirme primine karşın ortalama özel pazar fiyatlamalarının altında yer alıyor.
- Halka açılma çıkışlarına güle güle. Özel şirketlerdeki fiyat yüksekliği, piyasa değerlemeleri karşısında yüksek olmaya devam ederse halka açılarak çıkış yapma stratejisi daha az çekici hale gelecek.
- Halka açık şirketler hedef olacak. Büyük satın almalar için bakılması gereken yerlerden biri halka açık piyasalar oldu. Birçok şirket için artık hedefler giderek daha fazla bu piyasada aranacak. Bu da kaynak yaratma ve şirket yapısını inceleme açısından farklı yaklaşımlar gerektirecek.
- Mega fonlar daha da büyüyecek. Fonlar zaten ölçek olarak büyüyor. Halka açık şirketlerinin çekiciliğinin artması, çok büyük alımlar yapabilecek daha da büyük fonları gerekli kılacak.
- Özel sermaye demokratikleşiyor. Özel piyasaların büyüdüğü ve halka açık şirketlere kıyasla getiri potansiyellerinin yüksek olduğu düşünüldüğünde girişim sermayesini perakende yatırımcılar için erişilebilir kılmanın önemi atıyor. Bu yatırımcılar girişim sermayesinin hedef alanları olan küçük ve orta ölçekli şirketlere erişebilmek için mücadele ediyorlar. Bu şirketler de, borsada işlem görmenin maliyetinden ve yarattığı güçlüklerden kaçınmak için giderek artan oranlarda özel finansmana dönüyorlar.
Bain & Company Türkiye Yönetici Ortağı Serhan Nadir konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
Satın alma anlaşmalarının giderek daha büyük hale gelmesi özel sermaye şirketlerinin iş yapma tarzlarında önemli değişiklikler gerektirecek. 20 milyar dolarlık bir satın alma için uygun olan yaklaşım, 2 milyar dolarlık satın alma yaklaşımının sadece ölçeğini büyütmekten ibaret değil. Şirketler yatırımlarını ve yetkinliklerini önlerindeki işe uyarlamak zorundalar. Büyük anlaşmaları başarıyla yönetmek, kaynakların ve inceleme sürecinin yatırımın büyüyen ölçeğine uygun olmasıyla gerçekleşebilir.