İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ekrem İmamoğlu, iftarını, Küçükçekmece Belediyesi’nin Kanarya sahilinde, binlerce vatandaşın katılımıyla düzenlediği ”toplu iftarla” açtı.
İmamoğlu’na, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve milletvekili Özgür Karabat da eşlik etti.
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği İmamoğlu, katılımcılara iftar öncesinde kısa bir konuşma yaptı ve şunları söyledi: ”Küçükçekmece’ye içten bir merhaba demek istedim. Ramazan ayınız mübarek olsun. Yarın Kadir Gecesi. İnşallah dualarınız kabul olsun. Bu ülke, milletimiz ve şehrimiz adına güzel dualarınızla çok güzel hizmetler yapmak hem bize hem de Sayın Kemal Çebi’ye nasip olsun. Şimdiden Ramazan Bayramı’nız mübarek olsun. Bayram için tatile gidecek dostlarımız, ayağına taş değmeden, burnu kanamadan güle güle gitsinler ama aynı şekilde geri İstanbul’a gelsinler. 23 Haziran’da Ramazan Bayramı’ndan sonra bir demokrasi bayramımız var. Hep beraber kutlayacağız. Bütün duyguları besleyen bir ortam nasip olsun. Sizin için çok çalışacağız. Allah, bu şehri, milleti ve ülkeyi, yöneticileri kim olursa olsun kötü dilden, yalandan, iftiradan korusun.”
İmamoğlu, Küçükçekmece’nin ardından Sefaköy’e geçerek, Diyarbakır Kulp Derneği üyeleriyle bir araya geldi. İmamoğlu’na burada eşlik eden isim, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu oldu. Daha sonra mikrofonu alan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
”KALP KIRILINCA ÜZÜLÜYORUM”
”Bu büyük şehirde, bu güzel İstanbul’da farklı nedenlerle bir araya gelmiş ve mutlu olmak isteyen 16 milyon insanız. Bir arada yaşıyoruz. Komşuluk, dostluk, arkadaşlık, hısımlık, akrabalık ve hemşehrilik yapıyoruz. Her birimizin birbiriyle hakkı, hukuku, sohbeti vardır. Birileri bu dostluğu, samimiyeti ve içtenliği, çeşitli vesilelerle süreci sıkıntıya sokuyor olabilir. En başta siyasi ortamlar bunlardan biri. Bu hususta çok hassas olmaya çalışan bir arkadaşınızım. Çünkü Allah esirgesin bir kalp kırılınca üzülüyorum. İnsanların birbirini tanımasına engel olan, siyaseten kirleten birtakım hususlar, ne yazık ki toplumun bu güzel ilişkilerine zarar veriyor. O bakımdan temiz, duru ve dingin bir dil kullanmamız lazım. İftar sofralarında siyaset yapmaktansa insani sorumluluklarımızı hatırlamak ve hatırlatmayı daha doğru buluyorum. Ahlaklı siyaset yaparak, hem çocuklarımıza hem gençlerimize örnek olabiliriz. Ben, ahlaklı siyaset yapmak için yola çıktım. Her kişinin hukukunu, eşitliğini, adil bir ortamda hakkını alabileceği bir yöneticilik yapmak istiyorum. Bu şehirde yaşayan herkes, hangi partiye oy vermiş, kökeni, inancı neymiş bakmaksızın, insan olduğu için ona hizmet eden bir belediye başkanlığı yapacağım.”
”BİR SORUN VARSA, ADI ‘İNSANLIK SORUNU’DUR”
”Bu ülkenin ve şehrin barışa ve huzura ihtiyacı var. Tüm konuşmalarımda her siyasi partinin oyunu isteyerek, kendimi, Aralık ayından beri İstanbul İttifakı’nın adayı olarak tanımladım. Bu şekilde kimseyi dışarıda bırakmayacağımın teminatını vermiş oluyorum. Ülkemizde, sorunları kimlikler üzerinden tanımlamayı doğru bulmayan bir insanım. Örneğin bugün, Kürt vatandaşlarımın, Kürt hemşehrilerimin arasındayım. Bir sorun varsa, o sorunun adı Kürt sorunu olmamalı, bir sorun varsa adı insanlık sorunu olmalı. Yaşadığımız sorunlar vardır ve onu hep beraber çözmeliyiz. İstanbul’da yaşayan insanlar olarak bu şehrin insanlarını aynı değerde görerek onlara hizmet edeceğiz. Bu ülkenin, bu şehrin varlığında ve birliğinde bir Türk ne kadar teminatsa, Kürt vatandaşım da o kadar teminattır.”