KKTC Başbakanı ve UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, 22 Mayıs’ta kurulan UBP-HP koalisyon hükümetinin programını Cumhuriyet Meclisi’nde okudu.
Tatar, 2 Şubat 2018'de kurulan dörtlü koalisyon hükümetinin istifası nedeniyle yeni hükümeti kurma görevinin 14 Mayıs 2019'da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından şahsına verildiğini hatırlatarak, bu çerçevede oluşturulan kabinenin 22 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını hatırlattı.
41. hükümet olarak, popülizmden uzak durup halkın bugününü ve yarınını düşünerek hareket edeceklerini belirten Tatar, "Yapılamayanları, yapılmayanları yapmak ve bir dönüşüm sağlayarak KKTC’de ciddi bir kalkınma hamlesi yapma kararlılığındayız." diye konuştu.
Ersin Tatar, ülke için sorunların ağırlaştığı bir dönemin söz konusu olduğunu, bir taraftan ana vatan Türkiye Cumhuriyeti ile "Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü"nün imzalanamaması, gereken önlemlerin zamanında alınmaması, diğer taraftan 2018 ortalarından itibaren döviz fiyatlarındaki yükseliş ve buna paralel olarak enflasyonun yüzde 30’ları bulmasının ülke ekonomisine derin yaralar açtığını kaydetti.
Ekonomik kalkınmanın birinci öncelikleri olacağına dikkati çeken Tatar, KKTC’nin refah seviyesinin artırılması doğrultusunda üretken, sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ekonomik yapının istikrarlı büyümesini sağlamanın ana gayeleri olduğunu ifade etti.
Tatar, "UBP-HP koalisyon hükümeti zor bir dönemde göreve geliyor. Ancak hükümet olarak biz ekonomik açıdan güçlü bir KKTC için projelerimizle hazırız, hükümet olarak bunu başarmakta kararlıyız. İstikrarlı bir dönem geçirirsek birkaç yıla kadar ülkemizi yeni bir kalkınma hamlesi içine sokabileceğimizden eminim." dedi.
Hükümetin, anayasanın birinci maddesinde ifade edilen "demokrasi, sosyal adalet, hukukun üstünlüğü ve laiklik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olacağını" vurgulayan Tatar, "Bizi biz yapan, bizi azınlık durumunda bir topluluk noktasından alıp devlet sahibi Kıbrıs Türk halkı noktasına taşıyan öz değerlerimize sahip çıkacağız." diye konuştu.
Demokrasinin güçlenmesinin, demokrasi için vazgeçilmez olan siyaset kurumunun güçlenmesi ve siyaset kurumuna duyulan güvenin artırılması ile doğrudan ilgili olduğuna işaret eden Tatar, şöyle devam etti:
"Bu yönde gereken titizlik mutlaka gösterilecektir. Sosyal adaletin bozulmasının başlıca nedeni gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Biz, hem ekonominin büyümesi hem de gelir dağılımının çağdaş ülkelerdeki gibi olması için üzerimize düşenleri yapmakta kararlıyız. Yargının sorunlarını biliyoruz. Yapılması gerekenler ortadadır. Yargıda biriken sorunları aşmak için bir plan-program çerçevesinde ivedilikle yola koyulacağız."
Doğal gaz konusu
Kıbrıs Adası'nın Orta Doğu’nun yanı başında ve Doğu Akdeniz’in merkezinde ve halen büyük stratejik öneme sahip bir ada olduğunu dile getiren Tatar, şunları kaydetti:
“Gelişmiş ekonomilere sahip Avrupa ülkeleri, petrol ihtiyacının yüzde 80’ini Orta Doğu’dan karşılamaktadır. Uzman görüşleri Kıbrıs sorununun kalıcı biçimde çözülmesi ve bölgede geniş bir iş birliği zemini sağlanabilmesi durumunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğu Akdeniz'de bir enerji geçiş merkezi olmaya oldukça uygun bir aday olduğuna işaret etmektedir. Ancak Rum tarafı bir çözüme yanaşmıyor ve bölgede Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti aleyhine bağlantılar oluşturuyor. Haklarımızı gasbetmeye çalışanlara karşı gereken tedbirleri almazsak gelecek nesiller bizleri affetmeyecektir. Kıbrıs’ın çevresinde bu kadar önemli olaylar yaşanırken, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki ilişkiler daha da önem kazanmaktadır. Hükümet olarak ana vatan Türkiye Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler içinde olmaya özen göstereceğiz."
Hükümet programı üzerindeki görüşmeler perşembe günü yapılacak ve görüşmelerin aynı gün tamamlanması halinde cumartesi de güven oylamasına gidilecek. Hükümetin güvenoyu alabilmesi için oylamaya katılanların çoğunluğunun olumlu oy vermesi gerekiyor.