Suriye'nin kuzeybatısında yer alan Hatay'ın karşısındaki İdlib kenti, ülkedeki iç savaşın başlamasının ardından Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolüne girdi. 1,5 milyon nüfusa sahip Lazkiye, Halep ve Hama ile komşu olan tarım kenti İdlib'in nüfusu, rejim kontrolüne giren bölgelerden tahliye edilenlerin de gelişiyle birlikte 4 milyona ulaştı. Bünyesinde 70 bin silahlı militanı bulunduğu öne sürülen radikal dinci örgüt Heyet Tahriri Şam (HTŞ) kontrolünde olan ve nüfus yoğunluğunun yanı sıra ülkenin her yerinden gelen rejim karşıtlarının toplanması nedeniyle 'Küçük Suriye' olarak adlandırılan İdlib, rejimin yeni hedefi haline geldi. Esed rejimi, geçen yıl 9 Ağustos günü havadan; 'Suriye Arap Ordusu ile işbirliği, sizi militan ve teröristlerin hakimiyetinden kurtaracak, sizin ve ailenizin hayatını koruyacak. Suriye'de diğerlerinin yaptığı gibi siz de yerel uzlaşıya katılın' yazılı bildiriler atarak operasyon sinyali verdi.
Ağustos ayında rejim güçleri, İdlib ve Hama kırsalına konuşlandırdığı topçu birlikleri ile kenti karadan, Rus savaş uçaklarının desteğiyle de havadan ateş altına aldı. Günlerce süren saldırılarda onlarca kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı, binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Rejimin askeri harekatın katliama dönüşeceği endişesi üzerine İdlib’de, garantör ülke olarak askeri güç bulunduran Türkiye, Rusya ve İran operasyon seçeneği dışındaki çözüm yolları için diplomasi trafiği başlattı. Türkiye’nin ısrarı ve diplomatik çabalarının ardından 7 Eylül’de İran’ın başkenti Tahran’da, 17 Eylül’de ise Rusya’nın Soçi kentinde üçlü zirve yapıldı. 17 Eylül günü Soçi’de varılan mutabakat ile muhalifler ile rejim birlikleri arasında 15 kilometrelik silahtan arındırılmış bölge kurulması kararlaştırıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında imza altına alınan mutabakat kapsamında rejim ve muhalif güçler arasındaki cephe hatları arasındaki 15 kilometrelik bölgeden ağır silahlar çıkarıldı ve iki hat arasında Türk ve Rus askerleri devriye görevi yapmaya başladı. Mutabakat ile havadan saldırıların durmasının ardından zorunlu olarak göç eden binlerce kişi de yeniden evlerine döndü.
SALDIRILAR YENİDEN BAŞLADI
Ancak Suriye rejimi, 26 Şubat'ta, Rusya’nın hava kuvvetleri desteği ile Astana ve Soçi mutabakatlarını ihlal ederek İdlib’in güneyi ile Hama’nın kuzeyindeki kırsal bölgelere saldırmaya başladı. Saldırılar 26 Nisan'dan itibaren yoğunlaştı. Bu bölgelere her gün yüzlerce bomba yağdı ve yüz binlerce sivilin hayatı risk altına girdi.
İDLİB’E 12 GÜNDE 1260’I HAVADAN 3274 BOMBA ATILDI
İdlib’i çevreleyen kırsal bölgelere konuşlu rejimin topçu birlikleri 12 günlük süre içerisinde kentin kırsalındaki Maarat Annuman, Han Şeyhun, Eriha, Cisr Eş Şuğur ilçeleri ile kırsalındaki köylere tank ve çok namlulu roketatarlar ile 2 bin 14 mermi attı. Rus savaş uçaklarının da desteklediği rejim güçleri havadan ise uçak ve helikopterlerle bin 260 kez bomba bıraktı.
114 ÖLÜ, 248 YARALI
Kentteki sivil savunma görevlileri ile aktivistler tarafından yapılan tespitlere göre 12 günlük saldırılarda, 22’si kadın, 23’ü çocuk, toplam 114 kişi yaşamını yitirdi. Aynı süre içerisinde 55’i kadın 48’i de çocuk olmak üzere 248 kişi yaralandı. Saldırılarda yaralananlar, yaşadıkları bölgelerdeki hastane ve sağlık tesislerinin de bombardımanlarda kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle güçlükle İdlib kent merkezindeki hastanelere taşınabildi.
250 BİN KİŞİ ZORUNLU OLARAK GÖÇ ETTİ
Esad rejiminin saldırıları sivilleri de zorunlu göçe mecbur bıraktı. Tedirginlik yaşayan aileler, yanlarına alabildikleri eşyaları ile Türkiye sınırına doğru hareket etti. Saldırıların yoğunlaştığı Han Şeyhun, Maarat Annuman, Eriha, Cisr Eşşuğur ilçeleri ile Cabel Zaviye, Habit, Kefer Zeyta, Kafren Buda, Morik, Kaled, Madik, Gab, Latamina ve Kefer Hurma bölgelerindeki 250 bin kişi evlerini terk etti. Binlerce kişi Türkiye sınırındaki Atme ve diğer çadır kentlere yerleşti, buralarda yer bulamayanlar ise boş arazilere kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlarda saldırıların durmasını beklemeye başladı. Sivillerin terk etmesiyle İdlib kırsalında viraneye dönen ilçe, kasaba ve köyler adeta hayalet kentlere döndü
ESAD REJİMİ İLERLEMEYE ÇALIŞIYOR
Karadan ve havadan ateş altına alınarak sivillerden arındırılması hedeflenen bölgelere Esad rejimi yerleşmeyi hedefliyor. Adım adım bu şekilde ilerleyerek İdlib’i kuşatmayı amaçlayan rejim askerlerine, cephe hatlarında muhalifler direnmeye çalışıyor. Son günlerdeki saldırıların ardından rejim güçler Kefren Buda bölgesindeki bir köy ile bir stratejik tepede kontrolü sağladı.
SİVİLLERİN TEK UMUDU TÜRKİYE
Aylardır süren yoğun bombardımanın ardından evlerini terk ederek Türkiye sınırına zorunlu olarak göç eden sivillerin tek umudu ise Türkiye. Dünyaya seslerini duyurmaya çalıştıklarını ancak Türkiye dışında hiçbir ülkenin yanında olmadığından şikayet eden siviller, saldırıların son bulması için herkesi Esad rejimine engel olmaya çağırıyor. Türkiye’nin iç savaşın başlamasının ardından her zaman kendilerine destek olduğunu anlatan siviller, Soçi mutabakatında olduğu gibi yine Türkiye’nin girişimleriyle bombardımanın durmasını ve evlerine dönmeyi istediklerini dile getiriyor.