Aktaş’ın verdiği bilgiye göre vergi kaçakçılığı amacıyla kurulmuş bazı küçük dağıtım şirketleri istasyon bayilerine akaryakıt verirken faturayı, fatura arayan şirketlere satıyor.
Vergi kaçakçılığı amacıyla kurulan dağıtım firmaları, bir süre sonra kurumlar vergisi, KDV gibi yükümlülüklerini yerine getirmeyerek batıyor.
Ne katkı sağladı?
Bu şirketler genellikle düşük gelir profilli kişiler üzerine kurduruluyor. O nedenle devlet, şirket sahibini bulsa bile kaybını karşılayamıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2017’deki Vergi Yüzsüzleri listesinde bu sistemi kullanarak devleti dolandıran dağıtım şirketlerinin Maliye’ye borcunun 4.7 milyar TL, 2018 listesinde ise 17.5 milyar TL olduğu görülüyor.
Aktaş, vergi kaynaklı akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele etmek için EPGİS’in önerilerini şöyle açıkladı:
“E-İrsaliyeye geçişin öne çekilmesi, ödeme kaydedici cihaz verilerinin anlık Maliye’ye aktarılması, mali suça mali ceza, KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e indirilerek aradaki 17 puanlık farkın, peşin tahsil edilen ÖTV’ye eklenmesi.”
Akaryakıta gelen zamların bir kısmının eşel mobil sistemi kapsamında ÖTV’den karşılandığını ve vatandaşa yansıtılmadığına da dikkat çeken Aktaş, 21 Mayıs 2018’de yürürlüğe giren sistemin 4 Aralık 2018’de sonlandığını, 13 Mart’ta ise yeniden devreye alındığını kaydetti.
Aktaş, devletin eşel mobil ile vatandaşı zamdan korumak için 2018’de 8.5 milyar TL ÖTV gelirinden feragat ettiğini söyledi.
Aktaş, bu yıl 13 Mart’ta yeniden devreye giren uygulamayla bugüne kadar devletin 323 milyon TL’lik ÖTV gelirinden feragat ettiğini belirlediklerini kaydetti.
8 bin istihdam sözü
Aktaş, 2005 yılı öncesinde kurulmuş olan ve bünyesinde LPG ünitesi bulunmayan akaryakıt istasyonlarına kilometre tahdidinden dolayı verilmeyen LPG lisanslarının ve LPG bayisi olup akaryakıt lisansı alamayanların da sıkıntı yaşadığını dile getirdi. Aktaş bu adımın atılması durumunda istihdam seferberliğine 8 bin yeni istihdamla katkı sağlayacaklarını vurguladı.
Kart komisyonunda indirim talebi var
Aktaş, akaryakıtta kâr marjlarının düşüşüne paralel olarak istasyonların zorluk içine düştüğünü belirtti. Türkiye’de akaryakıt istasyonlarının ortalama günlük satışının 5 bin 372 litre olduğuna dikkat çeken Aktaş, 10 personel çalıştıran ortalama bir istasyonun günlük 7 bin 706 litrelik satış hacmine ulaşmadıkça, kâr edemediğini belirtti. Aktaş, şunları söyledi:
“Bayi, bu satışın yüzde 50’sini kredi kartı ile yaptığında yaklaşık aylık 16 bin lira kart komisyonu ödeyecektir. Şehir içi istasyon bedellerinin 20 milyon liradan başladığını düşünecek olursak, istasyonunu satıp bankaya faize koyan bir işletmeci, ortalama yüzde 20 faiz ile ayda 83 bin lira kazanacaktır. Rakamlar ortadadır, istasyon işletmeciliği bu şartlarda sürdürülemez bir iş haline gelmiştir.”
Aktaş, kredi kartlı satışlarda komisyon oranının yüzde 1’in altına, taşıt tanıma sistemli satışlarda ise kuruş bazına indirilmesini talep ettiklerini belirtti.(Mithat Yurdakul/Milliyet)