Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle;
Bu kentlerde yaşayanlar huzur istiyor. Birlikte yaşayacaksak bir araya gelmeliyiz. Elbette bir başarı elde ettik ama Bursa'da Zonguldak'ta başarı elde edemedik. Bursa içimde bir yaradır. Bursa'da bir eksiğimiz hatamız var. Zonguldak'ta, Giresun'da adaylarımız kazanamadı. Elbette halkı suçlamıyoruz. Bir eksiklik varsa bizimdir. Geriye dönük süreci masaya yatırmalıyız.
Büyük miting yapmadık. Kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ile toplantılar yapmadık. Sorunları masaya koyduk. Hem sorunu hem çözümü anlattık. Elbette mitingler de yaptık. Sayın Akşener ile ortak mitinglerimiz de oldu. Ama ağırlığı toplantılara verdik. Kampanya boyunca olumlu bir dil kullanmaya özen gösterdik. Rakiplerimiz aklımızdan bile geçmeyen acımasız eleştriler yaptı. Ne teröristliğimiz kaldı ne de bir şey... Başarısını ilçede görüğümüz adayları ilde gösterdik. Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek... Vatandaşa bu başarıyı takdir ediyor musun o zaman bu başarıyı bütün kente yaymak istiyoruz dedik. Bu politika da tuttu.
İYİ Parti ve Saadet Partisi genel başkanlarına teşekkür ediyorum. Millet İttifakı demokrasiyi savunan bir ittifaktı. Bu ittifakın, bu başarının sağlanmasında büyük rolü olduğunu ifade etmek isterim. Seçim sürecinde bu iki partinin de katkıları olduğunu söylemeliyim.
"KAZANDIĞIMIZ BELEDİYELERDE ASGARİ ÜCRET 2 BİN 200 TL OLACAK"
Asıl görevimiz bundan sonra başlıyor. Belediye başkanlarımız artık herkesin belediye başkanlarıdır. Bizim belediye başkanlarımız harcadıkları her kuruşun hesabını millete vereceklerdir. Belediye yönetimlerinde partizanlık değil, liyakat esas alınacaktır. Asgari ücret konusunda da belediye başkanlarımız hazırlıklarına başladı. Kazandığımız belediyelerde asgari ücret 2 bin 200 TL olacak.
"SEÇİMİ KAZANAN KHK'LILARA MAZBATALARI TESLİM ETMENİZ GEREKİR"
Bir konuya değinmezsem demokrasi açısından ayıp etmiş olurum. KHK'dan atılanların seçim başarılarının teslim edilmemesi. İtiraz yapıldı. Buradan YSK üyelerine seslenmek isterim. Seçime gitmelerine siz izin verdiniz. Savcılıktan iyi hal kağıdı aldılar. Seçim kuruları tarafından kabul edildi ve bir kısmı seçimi kazandı. Seçimi kazananlara mazbataları teslim etmeniz gerekir. Aksi halde büyük bir demokrasi ayıbına imza atmış oluruz. Ya hiç izin ermeyecektir bu başka konudur ayrıca tartışırız. Ama izin verdiğiniz kişiye mazbatayı vermemek doğru değildir. Bu mazbatalar verilirse Türkiye bir demokrasi ayıbından kurtulmuş olacaktır.
Demokrasiyi savunuyorsak sadece kendimiz için değil, bizim gibi düşünmeyenler için de hakkı hukuku savunmak durumundayız. YSK’nın kararını gözden geçirmesini istemek de bizim en doğal hakkımızdır.
"TÜRKİYE'NİN GERÇEK GÜNDEMİNE DÖNMESİ GEREKİYOR"
Türkiye seçimlerini tamamladı ve bu ortamdan kendisini süratle kurtarması gerekiyor. Ekonomi ve dış politikada yaşanan sorunlar doğrudan vatandaşa yansıyor. Ekonomide ciddi bir kriz yaşanıyor. İşsiz sayımız geniş tanımıyla 8 milyonu aştı. Genç işsizlik oranı yüksek. Enflasyon patladı ve mutfaklarda yangın var. Türkiye’nin gerçek gündemine dönmesi gerekir. Biz bu krizden nasıl çıkarı? Siyasetin düşünmesi gereken budur. Merkez Bankası’nın rezervleri konusunda uluslararası kuşkular var. Günü kurtarmak üzere inşa edilen ekonomi politikaları var. Hatta krizin farkında değiller. Reel sektör artık nasıl batmaktan kurtulurumun arayışı içinde. Devlette liyakatı yok ettiler. Dünyada ekonomik gidişatı izleyen ve siyasi otoriteleri uyaran bürokrasi yok edildi. Saray bürokrasisi ile Türkiye’deki ekonomik kriz çözülmez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kalkınma planı yok. Saray bunun ne kadar farkında merak ediyorum. Kalkınma plansız siz neyi yapacaksınız?