IFAT-Çevre Teknolojileri Fuarı kapsamında düzenlenen “Türkiye’nin Atıktan Enerji Potansiyeli: Fırsatlar ve Öneriler” çalıştayına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı - Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul, Ankara, Malatya Büyükşehir Belediyeleri yetkilileri ile atıktan enerji alanında Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin yönetim kurulu başkanları katıldılar.
Enerji Günlüğü Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kara’nın moderatörlüğünü üstlendiği toplantıda bilgi veren Enerji İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, Türkiye’nin atıktan enerji potansiyelinin teorik olarak 20 bin megavat olarak hesaplandığını belirtti. Toplanabilirlik sorunu göz önünde bulundurulduğunda mevcut potansiyelin 5 bin MW’lik kısmının hayata geçirilmesinin mümkün olduğu hesaplanıyor. Türkiye’nin 2023 yılı biyokütle enerjisi hedefinin de 1130 megavat olduğunu hatırlatan yetkililer, kurulu gücün 2018 yılı sonunda 811 megavata ulaştığı bilgisini paylaştı.
Atıkların enerjiye çevrilmesinde başlıca iki yöntem tercih ediliyor: Termokimyasal ve biyokimyasal. Enerji İşleri Genel Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Türkiye’de kurulu bulunan tesislerin yüzde 33’ü termokimyasal, kalanı ise biyokimyasal yöntemi kullanıyor.
DEVLET DESTEĞİNDE REVİZYON
Enerji Günlüğü’nün gerçekleştirdiği Türkiye’de Atıktan Enerji Potansiyeli: Fırsatlar ve Öneriler Çalıştayı katılımcıları, Türkiye’nin atıktan enerji potansiyelini hayata geçirmek için ihtiyaç duyulan teşvikleri de ele aldılar. 2005 yılında devreye giren ve 31 Aralık 2020’de sona erecek Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM), revize edilerek uzatılması gereğine vurgu yaptılar.
Enerji İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, YEKDEM sonrasında biyokütleye yönelik devlet desteklerinin kaynak ve teknoloji ayrımı yapılarak verilmesi üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yetkililerinin verdiği bilgiye göre YEKDEM sonrası dönemde biyokütle enerjisine yönelik destekler, biyometanizasyon, landfill ve termal olarak üç grup altında toplanarak belirlenecek.
Yetkililer, yenilenebilir kaynakların desteklenmesinde devletin öngörülebilir piyasa, arz güvenliği ve yerlileşme olmak üzere üç önceliği bulunduğunun altını çizdiler. Çalıştay’da aktarılan bilgiye göre yerli girdi kullanımının arttırılması amacıyla yerli teknoloji ve yerli aksam desteği, YEKDEM sonrasında da sürecek.
ARAZİ SORUNU YAKMAYI GEREKLİ KILIYOR
Çalıştay’a katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sıfır Atık Yönetimi yetkilileri, atıktan enerji elde edilmesinin enerjiden önce bir çevre meselesi olduğuna işaret etti. Enerji Bakanlığı temsilcileri de, teşvikler konusu ele alınırken bu yaklaşımın dikkate alındığını vurguladı. Çalıştayda, başta büyük kentler olmak üzere birçok şehirde çöp depolama için yer kalmadığı, bu durumun şehir atıklarının yakılmasını gerekli kıldığı fikri de öne çıktı. İSTAÇ Genel Müdür Yardımcısı Fatih Hoşoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bu nedenle termokimyasal yöntem ile enerji elde eden yeni bir bertaraf tesisinin inşa ettiklerine dikkat çekti.
İLHAN: YAKILMAZSA VAHŞİ DEPOLAMAYA DÖNÜLÜR
Atıktan enerji elde eden santraller kuran ve Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin atıktan enerji santralini işleten Mimsan’ın Yönetim Kurulu Başkanı Enver İlhan da, arazi yetersizliğinin çöp bertarafında yakma yöntemini zorunlu kıldığını belirterek, “Eğer şehir çöpünden enerjiye yönelik devlet destekleri kesilirse belediyeler vahşi depolamaya geri döner. Çünkü belediyelerin bu tesisleri kurabilecek bütçeleri yok. Vahşi depolama büyük bir çevre sorununa dönüşür” uyarısı yaptı.
YEKDEM BİTERSE YATIRIMLAR DURUR
Gebze Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Doğru da atıklardan termokimyasal yöntemle enerji elde edilmesine yönelik yatırımlarır, devlet desteği olmadan yapılamayacağını vurguladı. Doğru, “YEKDEM sonrası dönemde de biyokütlede termokimyasal yönteme yönelik katkı payı 10 cent ila 15 cent arasında olmalı. 10 cent’in altındaki destekler, yatırımları caydırıcı etki yaratır” diye konuştu.