Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız, Türkiye'nin 2000 yılına kadar altın üretiminin bulunmadığını belirterek, "Türkiye altında 33,5 ton üretimle 2013'te zirveyi gördü. Bu rakam 2018'de 27,1 ton seviyesine geldi. Hedefimiz, 2023'te 50 ton üretme kapasitesi olan bir ülke haline gelmek." dedi.
Cansız, "Madencilik, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) ve Finansman" başlıklı toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Milli Enerji ve Maden Politikası çerçevesinde en önemli sektörlerden biri olan madenciliğin dünya standartlarında bir yapıya kavuşturularak güçlendirilmesinin hedeflendiğini söyledi.
UMREK ile maden sahalarında aramadan işletmeye tüm faaliyetlerin uluslararası standartlara uygun, güvenilir ve şeffaf olarak raporlanacağını belirten Cansız, böylece yeni bir dönemin başladığını ifade etti.
Cansız, sektörün gayri safi yurt içi hasıla içindeki payının yükseltilmesinin amaçlandığını, ülkenin cari açık bağlamındaki kırılganlığının sadece doğal gaz ve petrol üzerinden değil madencilik sektörü üzerinden de değerlendirilmesinin önemli olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin 2018'de petrol ve petrol ürünlerinde 20 milyar dolar, doğal gazda ise 14 milyar dolar açık verdiğini söyleyen Cansız, bu rakamın metal, kömür ve değerli madenlerde 29 milyar dolar seviyesinde bulunduğuna işaret etti.
Cansız, Türkiye'nin jeolojik konumu gereği madencilikte önemli potansiyele sahip bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Madencilik, bu kapsamda ziyadesiyle atıl kalmış görünüyor. Türkiye, en az aranan bölgeler arasında bulunmasına ve yüzeysel aramalara rağmen ciddi keşifler ortaya koydu. Uluslararası standartlarda yapılacak aktif aramalarla daha iyi bir noktaya gelinebilir." diye konuştu.
14 milyon hektarda 17 bin ruhsat
Dünyada 90 çeşit madenin ticarete konu edildiğini ve bu madenlerden 70'inin Türkiye'de çıkarıldığını belirten Cansız, Türkiye'nin çeşitlilik açısından dünyada 10. sırada bulunduğuna dikkati çekti.
Cansız, Türkiye'de hali hazırda 14 milyon hektarlık alanda 17 bin ruhsat üzerinden madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:
"Son 30 yılda artan arama faaliyetleri neticesinde çeşitli rezervler keşfedildi. Altın Anadolu'da çok eski zamandan beri bulunmasına rağmen 2000 yılına kadar altın üretimimiz sıfır. 2000'den sonra yabancı firmaların da yatırımlarıyla süreç hızlandı. Altında görünür rezervimiz bin 200 ton. Bu da yaklaşık 50 milyar dolarlık bir büyüklük demek. Diğer yandan, Türkiye'nin altın potansiyeli 6 bin 500 ton seviyesinde. Türkiye altında 33,5 ton üretimle 2013'te zirveyi gördü. Bu rakam 2018'de 27,1 ton seviyesine geldi. Hedefimiz, 2023'te 50 ton üretme kapasitesi olan bir ülke haline gelmek."
Türkiye'nin bakır, kurşun, çinko, nikel ve kobalt gibi madenlerde de hedefleri bulunduğunu ifade eden Cansız, geçen yıl ilk kez bor ihracatında bir milyar doların aşıldığını söyledi.
Cansız, yerli kömür üretimini artırarak ekonomiye kazandırmayı amaçlayan Türkiye'nin her yıl ithal kömüre 4-4,5 milyar dolar ödediğini dile getirerek, "Linyitte 19 milyar tonluk rezervimiz var. Dünyada kömürle ilgili bir trend olduğunu biliyoruz ama temiz teknolojili yerli kömür santrallerinin sayısını artırmamız gerekiyor. Başta Alpu sahası olmak üzere bazı sahaların ihalesi de bu kapsamda gerçekleştirilecek. Taş kömüründe ise yaklaşık 1,5 milyar tonluk rezervimiz var." dedi.