CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa'nın Mudanya ilçesindeki bir otelde, sivil toplum kuruluşları, hemşehri dernekleri, esnaf odalarının temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda, Türkiye'de huzur ve barış içinde bir arada yaşamak istediklerini söyledi.
Halka hizmet götürürken ayrımcılık yapmama, sevgi, hoşgörü, kin tutmama ve birlikte yaşama felsefesini benimsediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanı arkadaşlarım, sana oy vermedi diye bir mahalleye veya bir kişiye, 'Sen bana oy vermedin ben de senin sorununu çözmem' diyemezsiniz. 'Ben senin sorununu çözeceğim' diyeceksiniz çünkü halk seni sorununu çözecek makama getirdi. Ayrımcılık yapamazsınız. Pozitif ayrımcılığı güçsüz için yapacaksınız." ifadeleri kullandı.
Birlikte yönetim anlayışının önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bu bağlamda, bizim yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var; kavgacı, birbirini kötüleyen siyaset anlayışına değil. Belediye başkanı adayı seçildi. Bekle, bekle, bekle seçimlere bilmem kaç gün kaldı, 'Efendim hakkında soruşturma açacağız.' Aç kardeşim, istediğin zaman aç, ne zaman istiyorsan aç. Eğer boğazımızdan aşağı haram lokma inmemişse hiç kimseden korkmayız biz. Biz, hangi partiye oy verirse versin ülkemizi, insanımızı seviyoruz. Vatandaşlarımıza, 'Biz hizmet yaparken ayrım yapmayacağız, her kuruşun hesabını vereceğiz. Bu iddiada olanlara, bu taahhütte bulunanlara oy verin' demek istiyoruz."
Kılıçdaroğlu, musluğu açarken 5, elektrik düğmesine basıldığında 4 çeşit vergi ödendiğini, kefen bezi alırken, dolmuşa binerken vergi ödendiğini dile getirdi.
Bu vergilerin devlet bütçesine gittiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla belediye başkanları, elde ettikleri geliri yani bütçeyi harcarken halka hesap vermek zorundadır. Demokrasilerin çıkış kaynağıdır, bu. Vatandaşın ödediği verginin hesabını vatandaşa veriyorsanız o ülkede demokrasi var demektir." ifadelerini kullandı.
"Hakkıyla, hukukuyla, adaletiyle mi hizmet ediyorsun?"
İzmir Büyükşehir Belediyesinin metronun kilometresini 50 milyon liraya, Ankara Büyükşehir Belediyesinin 100 milyon liraya, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ise 150 milyon liraya yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Nasıl oluyor bu? Yer altında bir metro, makine aynı makine, mühendisler, işçiler aşağı yukarı aynı. Aldıkları paralar üç aşağı beş yukarı aynı. Nasıl oluyor da bire üç veya yüzde 100 veya yüzde 150 daha pahalı yapıyor diğer belediyeler? Hakkıyla, hukukuyla, adaletiyle mi hizmet ediyorsun? Yoksa birilerini zengin etmek için mi mücadele ediyorsun?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, millete saygı duyduklarını, vatandaşın sorgulama hakkının önündeki tüm engelleri kaldırmak istediklerini aktardı.
Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir." sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bu bağlamda verilen her hizmet, bir Cumhuriyet hizmetidir, insana, kadın erkek eşitliğine saygı duymaktır. Demokrasinin güçlenmesi, beraber huzur içinde yaşamaktır aynı zamanda." değerlendirmesinde bulundu.
"Türk tütünü olmadığı zaman bazı fabrikalar sigara yapamıyordu"
Kemal Kılıçdaroğlu, kendi kendine yeten bir Türkiye'nin nasıl ithalata bağımlı hale geldiğinin sorgulanması gerektiğine dikkati çekti.
Bazı ürünlerin ithalatına değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yunanistan'dan 2018'de 115 milyon dolarlık pamuk ithal ettik. Öyle ya Çukurova, Harran Ovası yok artık. Nerede peki? Niye, hangi gerekçeyle ekmiyoruz? Kimin parasını veriyoruz 115 milyon dolarlık pamuğu ithal ederken? Sizlerin parasını. Sizlerin sorması lazım. 'Nasıl oldu da hangi gerekçeyle Yunanistan'dan pamuk ithal ediyoruz? Aynı şekilde 2018'de Yunanistan'dan ithal ettiğimiz buğday için 28 milyon dolar ödedik. Buğday ekecek yer mi yoktu? Konya Ovası'na biz, 'buğday ambarı' diyorduk. Sadece Türkiye'yi değil, Orta Doğu'yu besliyorduk? Ne oldu, niye bu hale geldik? Bu soruları, kendi vicdanınıza da bunu sorun diye soruyorum. Aynı şekilde 13 milyon dolarlık tütün ithal ettik. Dünyada meşhur Türk tütünü olmadığı zaman bazı fabrikalar sigara yapamıyordu. Ne oldu bu Türk tütünü? Hangi gerekçeyle artık biz tütün ekmez, ekemez hale, noktaya geldik? Yunanistan, ekilebilir alan bakımından bizden 10 kat daha küçük. Bunu sormamız ve sorgulamamız lazım."
"AK Parti'li kardeşimin de oturup düşünme zamandır"
Kılıçdaroğlu, vatandaşın kullandığı oya saygı duyduklarını ancak AK Parti'lilerin de vicdani sorgulama yapması gerektiğini belirtti.
Bu seçmenlerin partiye 17 yıl destek verdiğini, tek başına iktidar yaptığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "İstenen kanunlar, kararnameler çıktı. İstenen müsteşarlar, valiler, kaymakamlar, her şey tayin edildi. Dünyanın vergisini ödedik, 17 yıl. Bu sürede 70 milyar dolarlık özelleştirmeler yapıldı. Şeker fabrikasından tutun Sümerbank, Etibanklara kadar bizlerin birikimiyle olan fabrikalar satıldı. Eyvallah. Bir de borç altına girdik, 16 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ödediği faiz, 149 milyar dolar. Artık AK Parti'li kardeşimin de oturup düşünme zamandır. Nereye gidiyoruz? Kimin parası bu? Borç ödemek için de borçlanır noktaya geldiysek oturup düşünmemiz lazım. Memleket, bizim memleketimiz." diye konuştu.
Bir memleketin üretimden koparılmasının beka sorununa neden olacağını savunan Kılıçdaroğlu, "Sen nohudu, canlı hayvanı, samanı dışarıdan alırsan, Yozgat'ın kokulu mercimeği dururken gidip Brezilya'dan, Meksika'dan alırsan o zaman bir sorunumuz, derdimiz var demektir." görüşünü paylaştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milliyetçiliğin vatanseverlik, bayrağa saygı anlamına geldiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Hiç kimse, 'Ben senden daha vatanseverim' deme hakkına sahip değildir. Bir arada, kıvançta ve tasada berabersek hepimiz vatanseveriz. Sorum şu; Sümerbank'ı, Etibank'ı, Şeker Fabrikasını satarsın anlarım peki silah fabrikasını yabancı bir orduya satarsan ben ne diyeceğim şimdi? Sakarya'daki tank palet fabrikası, 20 milyar dolarlık bir fabrika. Bugün kurmaya kalksanız 20 milyar dolarlık bir fabrika. Bu fabrikanın en büyük ortağı şu an Katar oldu. Yüzde 49,9'una sahip. Nasıl verildi bilen var mı? Hayır. İhale mi yapıldı? Hayır. Niye verildi? O fırtına obüslerinin yapıldığı fabrikadan söz ediyorum. Hangi gerekçeyle niye verildi? Katar Emiri'nin verdiği uçak karşılığında mı verildi? Bu sorunun cevabını şu ana kadar almış değilim? Her şeye eyvallah ama bir ülkenin silah fabrikasının yabancı bir orduya satılması, ülkenin namusuyla oynamak demektir. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Hangi devlette silah fabrikası yabancılara satılmış? Yok böyle bir şey, tarihimizde yok. O açıdan bu seçimler önemlidir."
Toplumun sorgulamaması için dar bir alana sıkıştırıldığını ve bir iftira kampanyası üzerinden siyaset yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, bunun yanlış olduğunu, siyasetin neredeyse bir iç kavgaya dönüştürülmek istendiğini ancak siyasetin aslında bir hizmet yarışı olduğunu sözlerine ekledi.
Daha sonra otelin bahçesinde "barış güvercini" uçuran Kılıçdaroğlu, yapımı devam eden Yıldıztepe Sosyal Yaşam Merkezi inşaatını inceleyerek çalışmalar hakkında bilgi aldı.