Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde 25 Mart 2009'da düşen, Muhsin Yazıcıoğlu, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclisi Üyesi Adayı Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneş ve Pilot Mustafa Kaya İstektepe'nin hayatını kaybettiği helikopterdeki Argus 5000 ve Skymap III C isimli GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili tutuksuz 10 sanık hakkında 'Kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık' suçundan davanın 4'üncü duruşması Göksun Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
DHA'nın haberine göre davaya Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, kızı Firuze Yazıcıoğlu, oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, ablası Mavış Ocak, İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş, tutuksuz sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya, aile ve sanık avukatları katıldı. Sanıklardan başka davalardan tutuklu olan Davut Uçum, Aydın Özsıcak ve Yusuf Yiğit kalıkları cezaevlerinden, tutuksuz sanık Cemal Şahin ile tanıklar Ferudun Seren ve Şıhmehmet Sevdim bulundukları illerin adliyelerinden SEGBİS sistemiyle duruşmaya katıldı.
Sanıklardan Yusuf Yiğit, dönemin Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Ahmet Ergeç arasında geçen görüşmede kendisine ait olduğu öne sürülen "Bir söken ekip var, bir de sökülen malzemeyi yakan ekip var. Biz de yaktık. Ama işte hava soğuktu ısınmak için yaktık falan. Yaktıkları şey de mekanik bir şey ama bu kadar yani fazlasını da bilmiyorum" sözlerinin kendisinin değil, başkalarından kulak misafiri olarak duyduğu sözler olduğunu söyledi.
AYNI TUTANAĞI BAŞKAN 31 OCAK'TA, ÜYELER 20 MAYIS'TA İMZALAMIŞ
Daha sonra tanık olarak dinlenen Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Kaza Kırım Ekibinden Şıhmehmet Sevdim, helikopterin bulunduğu bölgeye ekip başkanı Ferudun Seren ve Esas Havacılık'ın çalışanı Kenan Köksal ile birlikte 29 Mart'ta gittiklerini ve o zaman ekipte yer alan Kerem Mumcuoğlu'nun Göksun'da kaldığını söyledi. Kaza alanına gittiklerinde hava koşulları nedeniyle 15-20 dakika kalıp fotoğraflar çektikten sonra ayrılmak zorunda kaldıklarını ve Argus 5000 cihazının kokpitte olduğunu ancak 31 Mart'ta gittiklerinde Cihazın kokpitte olmadığını belirten Sevdim, "Argus 5000 isimli cihazın kaybolduğunu savcılığa bildirdik. O gün kokpit panelini söküp savcılığa teslim ettik. Benim ve Kerem'in cihazların kaybolduğuna ilişkin tutanağın 20 Mayıs 2009'da, Ferudun'un ise aynı tutanağı 31 ocak 2009'da imzalamasının muhtemelen heyet başkanı olan Ferudun'un bize tutanağı imzalatmayı unutmuş olmasından kaynaklanabilir" diye konuştu.
SEVDİM: KAZA İNCELEME SERTİFİKAM, KAZA TARİHİNDEN SONRADIR
Helikopter şirketinin çalışanı olan Kenan Köksal'ın neden kaza kırım heyetinde olduğunun sorulması üzerine Şıhmehmet Sevdim şunları söyledi:
"Esas Havacılık aranarak bir şirket yetkilisinin görevlendirilmesi Ferudun Seren tarafından istendi, genel müdür ile görüştü diye hatırlıyorum. Kenan'ın ekibe dahil olmasının yasal yönetmeliğe bir aykırılığı yoktur. Ben kaza kırım ekibinde gerek askeri hava araçlarında gerekse sivil hava araçlarında daha önce görev yapmış ve Kaliforniya Üniversitesi'nden kaza inceleme ve araştırma konusunda sertifikam var. Ancak sertifika tarihi, sivil helikopterin kaza tarihinden sonradır."
SEREN: EĞİTİMİMİZ VE BELGEMİZ YOK
Diğer tanık Kaza Kırım Heyeti Başkanı Ferudun Seren ise Ulaştırma Bakanlığı tarafından kaza kırım heyeti olarak görevlendirildiklerini ve görevlendirme yazısını imzalayan kişiyi de müsteşar ya da müsteşar yardımcısı olarak hatırladığını söyledi. Argus 5000 cihazının yerinde olmadığına dair tutanaktaki imza tarihlerinin neden farklı olduğunu bilmediğini belirten Seren, avukatların olay tarihinde kaza kırım uzmanlıklarının bulunup bulunmadığını sorması üzerine, "Kaza kırım tarihi itibariyle bizim ekip olarak herhangi bir kaza kırım eğitimimiz, belgemiz yoktu. Ancak olmazsa olmaz bir kural değildir" dedi.
YAVUZ: HIRSIZLIK DEĞİL, ÖRGÜTLÜ BİR CİNAYETTİR
Diğer sanık ve tanıkların dinlenmesinin ardından Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, sanıkların tutuklu yargılanmasını talep ederek, "Dosyanıza konu yargılama hırsızlık olmayıp, tamamen suç delillerinin yok edilmesidir. Karşımızda örgütlü bir yapının işlediği bir cinayet vardır. Beyanlar sürekli değişmekte, deliller karartılmakta, dosyalar ayrılmakta ve süreç tıkanmaktadır. Sanıklar tutuklu yargılanmadığı müddetçe maddi hakikat ortaya çıkarılmaz" diye konuştu.
Duruşma sonunda hakim, sanıkların tutuklama talebini reddederek davayı erteledi.
YAZICIOĞLU: DEVE DURURKEN, KULAĞIYLA UĞRAŞIYORUZ
6 saat süren duruşma sonunda Gülefer Yazıcıoğlu adliyeden ayrılırken gazetecilerin sorusu üzerine gecikmiş adaletin adalet olmadığını belirterek, "Adaletimizin bir an önce bize teslim edilmesini istiyorum. Bu 10 yıllık süreçte yaşadığımız ızdırabı, acıyı biz biliriz. Biz bunu niye istiyoruz; ülkemizde bu tarz olaylara bir başkaları bir daha tevessül etmesin diye aydınlatılmasını istiyoruz. Çünkü bizim çabalarımız geriye dönmeyecek, bunun da farkındayız ama ülke adına bunun aydınlatılmasının şart olduğuna inanıyorum. Zaten bizim ana dosyamız kapalı. Deve duruyor şurada, devenin kulağıyla uğraşıyoruz biz maalesef" dedi.
10 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYOR
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterini arama çalışmalarına katılan ve kırıma uğrayan helikopterin soruşturmasını yürütmek üzere bölgeye giden Pilot Yarbay Ebubekir Semih Yüksekkaya, Pilot Yüzbaşı Davut Uçum, Teknisyen Başçavuş Halil İbrahim Açan, Teknisyen Başçavuş Bekir Çerikçi, Teknisyen Üstçavuş Cemal Şahin, Teknisyen Başçavuş Suat Kaplan, Teknisyen Başçavuş Aydın Özsıcak, Teknisyen Başçavuş Nedim Bakırhan ve Teknisyen Başçavuş Nusret Memiş'ten oluşan teknik heyet gitmiş, daha sonra ortaya çıkan ve helikopterdeki GPS cihazlarının sökülme anı olduğu iddia edilen görüntülerde helikopter enkazının başında elinde sigara ile çömelmiş bereli askerin Cemal Şahin, elinde tornavida olan askerin Aydın Özsıcak, onun karşısında enkazın başında duran askerin ise Nedim Bakırhan olduğu tespit edilmişti. Ayrıca olayla ilgili yürütülen soruşturma sırasında teknik takibe takılan dönemin Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Ahmet Ergeç ve şu anda 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklu bulunduğu belirtilen Yusuf Yiğit arasında geçen görüşmede Yiğit, "Bir söken ekip var, bir de sökülen malzemeyi yakan ekip var. Biz de yaktık. Ama işte hava soğuktu ısınmak için yaktık falan. Yaktıkları şey de mekanik bir şey ama bu kadar yani fazlasını da bilmiyorum" demişti.
Bunun üzerine başlatılan soruşturma sonunda teknik heyette yer alan 9 kişi ile Yusuf Yiğit hakkında 'Nitelik hırsızlık suçundan' 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.