Ocak ayının en yüksek getirisini yüzde 14 ile borsa sağladı. Dünya borsaları arasında Arjantin’den sonra ikinci en yüksek çıkışı gerçekleştiren Borsa İstanbul’un aynı performansı şubatta gösterme olasılığı zayıf. Kâr satışları öne çıkabilir.
Piyasalar yıla hızlı başladı. Ocak ayında TL varlıklar değer kazandı. Borsada son 20 yıldaki en yüksek ocak ayı getirisi oluştu. BIST 100 Endeksi yüzde 14 oranındaki primiyle dünya borsaları arasında Arjantin’den sonra ikinci sırada yer aldı. Kurda yaşanan düşüş piyasalara moral verdi. Türkiye’nin kredi risk primi 300 seviyesinin altına kayarak 293’e geriledi. Olumlu gelişmeler fiyatlara yansıdı.
Şubatta ne olacak?
Son 20 yıldaki verilere göre BIST 100 Endeksi geçen süre zarfında dört ocak ayında yüzde 10’un üzerinde prim yaptı. Endeks, 2001,2006,2012 ve 2017 yıllarının ocak aylarında kayda değer çıkış sergiledi. Sonrasında gelen şubat aylarında ise zayıflarken ancak yüzde 1 ile yüzde 7 arasında çıkışını sürdürebildi. 2001 krizinde ise koşulların da etkisiyle şubat ayında geriledi ve değer kaybı yüzde 17’yi buldu.
Önceki yatırımcı davranışları göz önünde tutulduğunda borsada yükselişlerde hedef 109 bin seviyesi olurken beklenmedik gelişmelerin yaşanması halinde 2001 krizinde olduğu gibi ocak sonrası şubat ayında değer kaybı ile de karşılaşmak mümkün. 31 Mart yerel seçimlerine kadar borsada ocak sonrası sert bir satış dalgası beklenmemeli. Daha çok 105.000-109.000 bandında bir hareket daha olası görünüyor. Yatırımcıların bu noktada kâr satışlarına dikkat etmeli. Bununla birlikte güçlü şirketler, kur ataklarına karşı temkinli olanlar olası dalgalanmalardan hafif sarsıntı ile çıkabilecektir.
Olumluya dönüş var
FED etkisi ve enflasyon raporu sonrasında yabancı kurumlar olumlu değerlendirmelerde bulunmaya başladı. 16 Ocak’taki Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrasında devam eden iyimser hava sürüyor. Hisse senetlerinde yabancı alımları gözleniyor. 18 Ocak’ta 711 milyon dolarlık alım yapan yabancılar (Bunun yaklaşık yarısı Akbank bedellisinden kaynaklanıyor) 25 Ocak haftasında da 321 milyon dolarlık alım gerçekleştirdi. Son üç haftadaki tutar ise 1 milyar 148 milyon dolara ulaştı. Tahvilde ise satış devam ediyor. Daha kısa sürede yüksek getiri beklentisi yatırımcıların hisse senetlerinde pozisyon almalarına neden oluyor.
Yeni senaryolar
Seçim sonrası senaryolar piyasalarda oluşan iyimser havayı gölgeliyor. IMF senaryoları, kur hedefleri, ülkelerin büyüme hızının yavaşlama endişeleri, ticaret savaşlarına ilişkin beklentiler... piyasalardaki olumlu rüzgarın hız kesmesine neden oluyor. Türkiye’de kur krizinin hemen ertesinde yaşanan hızlı toparlanma olumlu. Bunun yansımalarını fiyatlarda da görüyoruz.
Kur ve faiz tarafındaki yüksek seyir reel sektör şirketleri için ciddi bir handikap oluşturmaya devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelere para girişi sürebilir ancak Türkiye’ye yeterli sıcak para akışı sağlanamazsa diğer gelişmekte olan ülkelerin benzeri bir performansı gözlenmeyebilir. Şimdiye kadar hem konjonktür hem de hükümetin hızlı ve etkin adımları piyasaların kısa sürede sert fiyat hareketleri ile dengelenmesini sağladı. Oynaklık şuan için azalmış görünüyor. Ancak asıl önemli olan fiyatlardaki oynaklığın daha da azalması. Öngörülebilir fiyatlamaların oluşması. Dövizle ticaret yapanların en büyük kaygısı fiyatların öngörülebilir olmaması. Kurun düzeyinden çok oynaklığı ile ilgilenenler açısından İstikrarlı bir fiyat seyri oldukça önemli.