Uluslararası yatırımcının Türkiye’ye dönmeye başladığını söyleyen Mahfi Eğilmez, "Eğer hata yapılmazsa bir süre daha Türkiye’ye yönelik ilgi sürebilir” dedi. Prof.Dr. Alkin de, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği çerçevesinde İngiltere'ye çok ciddi otomotiv ihracatı bulunduğunu kaydederek Brexit sürecinin Türkiye açısından taşıdığı risklere dikkat çekti.
Altınbaş Üniversitesi'nin Gayrettepe Yerleşkesinde düzenlediği 'Çarşamba Buluşmaları' kapsamında gerçekleşen 'Neden Böyle Oldu? Şimdi Ne Olacak?' başlıklı panel, Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin ve Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez'in katılımıyla yapıldı.
Panelde konuşan Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, yabancı yatırımcının Türkiye’ye ilgi göstermeye başladığını, buna bağlı olarak liranın değer kazandığını belirtti. Bunun sebeplerinden birinin, ABD Merkez Bankası’nın (FED) bu yıl üç kez faiz artıracağı beklentisinin ortadan kalkması olduğunu belirten Eğilmez, FED'in yapacağı faiz artırımı sayısının azalmasının liraya olumlu etkide bulunduğunu söyledi.
"YATIRIMCILAR TÜRKİYE’YE DÖNMEYE BAŞLADI"
Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye yeniden dönebileceği olasılığının ortaya çıkmasının da gelişmekte olan ülkelere yönelik ilgiyi artırdığına dikkat çeken Dr. Eğilmez, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye dönmeye başladığını söyledi. Eğilmez, "Eğer hata yapılmazsa bir süre daha Türkiye’ye yönelik ilgi sürebilir" dedi. Çin’de ekonomik sorunların arttığına ve kriz olasılığının belirdiğine dikkat çeken Eğilmez, uluslararası yatırımcılar için Türkiye’nin daha cazip olduğunu ifade etti.
“ÇİN’DE YAŞANACAK KRİZ TÜRKİYE’Yİ OLUMSUZ ETKİLER”
Çin'deki ekonomik sorunların azımsanmayacak ölçüde büyük olduğunu ifade eden Eğilmez, bu ülkeyle ilgili verilerin ne kadar sağlıklı olduğunun bilinmediğine dikkat çekti. Çin’deki bankacılık kurallarına tabi olmayan 'gölge bankaların' önemli bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Mahfi Eğilmez, büyüme düşmeye başlayınca vergi gelirlerinin de azaldığını anlattı.Dr. Eğilmez, Çin’in krize girmesi durumunda bundan dünya ekonomisinin olumsuz biçimde etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Çin’in gireceği olası bir krizin Türkiye’ye olumlu değil olumsuz etkisi olur” dedi.
EMRE ALKİN: BREXİT TÜRKİYE’Yİ DE İLGİLENDİRİYOR
Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin de panelde 'Geleceği nasıl yöneteceğiz' başlıklı sunum gerçekleştirdi. Prof. Dr. Alkin, Türkiye’nin ekonomide en önemli sorununun ahlak olduğunu belirterek, Atatürk’ün 'Şahsi menfaatinizi toplumsal menfaatinizin önüne koymayın' sözünü hatırlattı.
İngiltere'nin AB'den çıkış hazırlıklarına değinen Prof.Dr. Alkin, konunun Türkiye'yi de yakından ilgilendiren yönleri bulunduğunu vurguladı. Türkiye'nin halen AB ile Gümrük Birliği çerçevesinde İngiltere'ye çok ciddi otomotiv ihracatı bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Alkin, "Peki Brexit gerçekleşirse, İngiltere AB'den ayrılırsa biz bu ihracatı nasıl yapacağız? Tercihli ticaret anlaşması mı yapacağız? O ülkeyle başka bir anlaşmamız var belki ama bunun için karşımızdaki muhatapların da gelin oturup konuşalım demeleri gerekiyor. Yani durum muğlak" diye konuştu.
"TRUMP’IN BİR BİLDİĞİ VAR"
Prof. Dr. Emre Alkin sunumunda, 2016 sonundan itibaren ABD Başkanı Trump'ın ticari korumacılığa yönelik kararlarının gündemin birinci sırasında yer aldığına da işaret ederek, "Yavaş yavaş görüyoruz ki Trump’ın bildiği bir şey var. Şu sıralarda ABD'de resesyon kabusu geri mi dönüyor diye bir soru ısındı gidiyor. İnsanlar ABD'deki resesyon ihtimalinden endişe duymakta haklı. Çünkü dünya ithalatının yüzde 33.2'sini ABD yapıyor. Bu çok ciddi bir rakam. Dünyada kim ne kadar mal satıyorsa bunun üçte birine yakını Amerikalılara gidiyor. Amerikalılar mutluysa mal ve hizmet satın alıyorlar, ev alıyorlar vesaire. Dolayısıyla Amerikan ekonomisinin iyi olması lazım ki dünya ekonomisinde büyüme olsun" ifadelerini kullandı.
"ÇİN'İN YAVAŞLAMASI DA ABD KAYNAKLI"
Son dönemde Çin ekonomisindeki yavaşlamanın da sıkça gündeme geldiğini ifade eden Prof. Dr. Emre Alkin “Ama ben Çin'in yavaşlamasından daha fazla, ABD'deki resesyon endişesini görüyorum. Çünkü Çin'deki Amerikan şirketlerinin ürettiği mal ve hizmetlerin yüzde 82'si doğrudan ABD'ye satılıyor. Dolayısıyla Çin'de üretimin durması demek aslında ABD'de de üretimin durması ya da satışın durması, şirket cirolarının düşmesi, bilançoların daralması demek. Buna özellikle dikkat çekmek isterim" dedi.