Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede gündeme gelen Adana Mutabakatı, 1998 yılında Suriye ile Türkiye’yi savaşın eşiğinden döndürdü. Mutabakat görüşmeleri sırasında teröristbaşı Abdullah Öcalan Şam’ı terk etmek zorunda kaldı, Suriye’deki PKK varlığı büyük oranda son buldu.
YILLARCA KRİZ YAŞANDI
Türkiye’ye Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvalarına müdahale hakkı veren mutabakata giden süreç, Şam’da Hafız Esed rejiminin PKK’ya verdiği destekle başladı. 25 Ağustos 1982’de Öcalan’ın da katıldığı PKK’nın sözde 2. kongresinde, örgüt Suriye’de yapılanma kararı aldı. Suriye-Ürdün sınırında düzenlenen kongrede, teröristlerin bu ülkede kurulacak kamplarda eğitilmesi, Şam, Halep, Kımışlı ve Afrin’de temsilcilik açılması kararlaştırıldı. Kongreden sonra Ankara-Şam ilişkileri yıllarca kriz yaşadı.
İŞBİRLİĞİ ÖNERİSİ
1983’te Türkiye’nin “güç kullanırız” tehdidi ile kapanan terör kampları, 1984 yılında yeniden açılınca dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esed’e mektup yazarak teröre karşı işbirliği önerdi. Hafız Esed’in de kabul etmesi üzerine 1985 yılında “Sınır Güvenliği Protokolü” imzalandı. Ancak bu anlaşma da çözüm olmadı. Hafız Esed’in kardeşleri Cemil ve Rıfad Esed doğrudan Öcalan ile ilişki kurdu. 1987 yılında Turgut Özal, Şam’a giderek rejime uyarılarda bulundu ve imzalanan işbirliği protokolü ile Ankara’ya döndü. Ama Şam rejiminin PKK’ya siyasal ve lojistik desteği kesintisiz devam etti. 1990’lı yıllarda gerilim zirve yaptı. Dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, 14 Nisan 1992’de Şam’a giderek Esed rejimine ültimatom verdi.
SURİYE’YE NOTA VERİLDİ
23 Ocak 1996’da ise Suriye’ye nota verildi. Notada Suriye’den PKK varlığını sonlandırması, Öcalan ve yardımcılarının Türkiye’ye iadesi istendi. Son maddede ise açık açık rest çekildi ve şöyle denildi: “Suriye, PKK’yı ve Öcalan’ı topraklarında barındırdığı sürece, Türkiye, Suriye’ye karşı her türlü önleme başvurma hakkına sahiptir. Türkiye bu hakkını uygun gördüğü zaman kullanacaktır.”
ŞAVAŞ RESTİ ÇEKİLDİ!
Ardından da askeri ve siyasi olarak üst düzey isimlerden savaş resti geldi. 16 Eylül 1998’de Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Hatay’a giderek “Türk Milleti olarak her türlü tedbiri almak zorunda kalacağız” dedi. 1 Ekim 1998’de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Suriye’ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu dünyaya ilan ediyorum” ifadelerini kullandı.
45 GÜNLÜK SÜRE
Şam’a 45 gün süre veren Ankara’nın kararlı açıklamaları sonrasında bölgede savaş çanları çalınca Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ve İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi arabuluculuk rolü üstlenerek mekik diplomasisi başlattı. İki ismin girişimleri sonrasında 17 Ekim 1998’de, Öcalan Suriye’yi terk etmek zorunda kaldı. Bu somut adımın atılması üzerine, 19-20 Ekim 1998 tarihinde iki ülke yetkilileri Adana’da bir araya geldi. Yapılan görüşmelerden sonra Türk heyeti adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Uğur Ziyal, Suriye heyeti adına da Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgenerel Adnan Badr Al Hassan Adana Mutabakatı’nı imzaladı.
TERÖRİSTLERİ TESLİM ETTİ
Taraflar, Malatya Erhaç Üs Komutanlığında bir araya geldi. Suriye tarafı, PKK’lı 600 teröristin listesini Türk yetkililere teslim etti. Başkanlığını Orgeneral Aytaç Yalman’ın yaptığı Türk heyeti militanların iadesini istedi. Kayıtlarda 73 PKK’lının Türkiye’ye teslim edildiği belirtiliyor. Mutabakat sonrasında PKK kampları ve PKK’nın diğer örgütlerle ortak kullandığı kamplarda da durum değişti. Beka Kampı, Helve Kampı, 22 Şubat Kampı, FKÖ Kampı, Zabedan Kampı, Malule Kampı, Hamburiye Kampı, Lazkiye Kampı, Şemin Nida Kampı, Saray Savunma Kampı ve diğer küçük kamplarda PKK varlığı adım adım sonlandırıldı. (YeniŞafak)