Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, futbol kulüplerinin borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili projeyi canlı yayında anlattı. Futbol kulüplerinin 15 finans kuruluşuna borcu bulunduğuna dikkat çeken Aydın, yeniden yapılandırmayla kulüplere para vermeyeceklerini belirtti. Futbol kulüplerinin bankaların uzun süredir çalıştığı müşterileri olduğunu belirten Aydın ''Diğer şirketlere hayatta kalabilmeleri için yaptığımız şeyi, futbol ekonomisi için de yapıyoruz, yapmaya çalışacağız. Kredi riskini bir yere taşımayacağız refinansman yok. Kimse bunu çok görmesin'' dedi. Kulüplere verilen hiçbir kredinin silinmesinin söz konusu oladığımın altını çizen Aydın ''Diyelim ki bir kulüpte dört banka var. Dört banka sisteme katılacak, teminatlar bölüşülecek ve bunlar vadeye bağlanacak '' diye konuştu. Aydın yeniden yapılandırmanın doğru yapılması halinde bir defalık olacağını kaydetti. Ziraat Bankası'na yönelik eleştirileri de yanıtlayan Aydın bankanın tarıma verdiği desteğin 80 milyar TL'yi aştığına dikkat çekti.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören de yeniden yapılandırmanın dört büyüğü kurtarma operasyonu olmadığını söyledi. Demirören ''Şu an kulüplerimizin sürdürülebilir kredibilitesi kalmadı. Kulüpler acı bir reçeteyle karşı karşıya kalacaklar. Verilen bütçe miktarıyla transfer yapabilecekler. Ortada olmayan bir paranın kulüplere aktarılması değil. Sadece futbol A.Ş değil derneklerle beraber bütün bilançoların borç yapılandırılmasını konuşuyoruz'' dedi.
Demirören şu an borcu olmayan zBaşakşehir, Kasımpaşa, Göztepe gibi külüplere bir teşvik, ödüllendirme için Hazine ve Maliye Bakanı N-Berat Albayrak'a teklif götüreceklerini aktardı.
İşte Türk futbolunda milat olarak bakılan projelerle ilgili tüm sorular ve en yetkili ağızdan cevapları:
PROJEYLE MEVCUT BORÇLARIN YAPILANDIRILMASINI AMAÇLIYORUZ
YILDIRIM DEMİRÖREN: Senelerdir yapılmasını istediğimiz Türk futbolunun ve kulüplerinin kurtarılması için sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle bugüne gelebildik. İnandık. Bu kulüplerde yeni bir borçlanma değil. Mevcut borçların yaphılandırılması.
"FUTBOL KULÜPLERİ BİZİM UZUN SÜREDİR BİRLİKTE OLDUĞUMUZ MÜŞTERİLERİMİZ"
HÜSEYİN AYDIN: Mesleğimiz gereği bütün sektörleri yakından izliyoruz.Banka olarak da sadece Ziraat Bankası değil Türkiye'nin diğer bankaları da sporun içindeler.Sayın Bakanımızın da bu konuda "Bu tarz sıkıntılarımız var, yeni baştan yapılandırılması gerekiyor" görüşlerinin üzerine biz de bu somut görüşlere katıldık. Sayın Demörören'le elele verdik, taraftarla birlikte olduk. Bütün taraftarlarla birlikte olacağız demiştik. Son birkaç gündür bir bölümü doğru olmayan, bir bölümü doğruya yakın bilgiler basına yansıdı. Banka ister küçük olsun, büyük olsun. Bize tevdi edilmiş, müşterinin emanetinin onların emin bir şekilde çalışmasını sağlamak bizim görevimiz. Biz ticaret yapıyoruz. Öz kaynak ve topladığımız kaynakların kaynak talep edenlere kullandırılması. Ticaret yapan, para kazanan, kendisi endüstri olan futbol kulüpleri de bizim müşterilerimiz. Bu müşterilerle iş tutarken verdiğimiz paraların geriye gelip, gelmediğini yasalar çerçevesinde mutlak bir çalışmasını yapmış oluyoruz. Bu sektörün sıkıntılarını görüyoruz. Neler yapılması gerektiğini hep birlikte mütalaa ediyoruz.
'TARIMA 80 MİLYAR TL KREDİ VERDİK'
TBB bir duyuruda bulundu. Eleştirilere cevap niteliğindeydi. Mesela kulüplerin yönetimine el koymaktan tutun, Ziraat Bankası'na yönelik eleştiriler vardı. Neden çiftçiye para vermiyorsunuz da, futbol kulüplerine para veriyorsunuz dendi. Bu eleştirilere ne diyorsunuz?
AYDIN: Ziraat Bankası'nın bilanço büyüklüğü 100 milyar doların üstünde, yaklaşık 550 milyar TL'dir. Ziraat Bankası'nın verdiği destek 500 milyar TL'nin üstündedir. Son derece başarılı bir şekilde yönelitir. Ziraat Bankası'nın tarım sektörüne kredilendirme yapması bir realitidir. Ziraat Bankası'nın tarım sektörüne verdiği 80 milyar TL'dir. Çiftçi ve daha küçük işletmelere yaklaşık 50 milyar TL'dir. Ziraat Bankası kamu sektörüne en çok kredi veren bankadır. Ziraat Bankası sadece bununla yetinmeyen bir bankadır. Türkiye'nin büyük projelerine, kurumsal firmalarına, KOBİ'lerine yapması gerekeni yapmaya devam etmektedir.
"KESİNLİKLE KULÜPLERİN YÖNETİMİNE EL KOYMA SÖZKONUSU DEĞİL"
Kulüplerin yönetimlerine el koymak meselesinde şunu söylemek lazım. Son 6 aydır Türkiye'de yoğun biçimde kur riski, faiz riski, yerel olarak ekonomide bir daralma, küresel anlamda bir daralma olduğundan biz firmaları yeniden yapılandırıyoruz. Onlara ab-ı hayat, hayat suyu veriyoruz. Yeniden yapılandırma çerçevesi bu. Türkiye'de faaliyet gösteren bütün finansal kurumlar buna taraftır. Kur riskine, faiz riskine maruz kalan ama işlerini iyi yapan geçici ödeme sıkıntısı çeken ama ona destek verildiğinde, hayatta kalabilecek firmaları yeniden yapılandırıyoruz. Futbol endüstrisini de böyle yapılandırıyoruz. Futbol endüstrisine kredi veren salt Ziraat Bankası değil 15'ün üstünde banka var. ziraat Bankası en en planda. Bizim alacaklarımızın hepsi teminat altında. Türk futbolu yayıncı kuruluşla güzel bir anlaşma yapmış. Bunu bizim alamama gibi bir durumumuz yok. Ama sürecin daha sağlıklı işletilmesi için bunu yapıyoruz. Firmalara yaptığımız işi futbol endüstrisine, ekonomisine de yapıyoruz. Yeniden Yapılan Çerçeve Anlaşması'nda ben Bankalar Birliği ve Ziraat Bankası olarak temsil edeceğim. Bu görev benim görevim.
'SADECE FUTBOL A.Ş. DEĞİL DERNEKLERLE BERABER TÜM BORÇLAR YAPILANDIRILACAK'
DEMİRÖREN: Şu an kulüplerimizin sürdürülebilir kredibilitesi kalmadı. Kulüpler acı bir reçeteyle karşı karşıya kalacaklar. Verilen bütçe miktarıyla transfer yapabilecekler. Ortada olmayan bir paranın kulüplere aktarılması değil... Kulüplere nefes aldırabilecek bir proje bu. 10 senede borçlanma bin beşyüz misli artmış. Kulüplerin bankalara olan borçları yapılandırıyor. Genel bütçelerine göre haraket etmek zorunda kalacaklar. Sadece futbol A.Ş değil derneklerle beraber bütün bilançoların borç yapılandırılmasını konuşuyoruz.
Bu önemli bir nokta...
DEMİRÖREN: Konsolide bilançoyu konuşuyoruz. Kulüplerimiz bir bütündür. Özellikle 4 büyük kulübümüzün senelerdir amatörlere verdiği destek takdire şayandır. Bütün bu yapılandırmayı düzeltecek futbolda bir milattır.
"KULÜPLERİMİZ BORÇLARININ ANA PARASINI ÖDEYEMEZ DURUMDA"
HÜSEYİN AYDIN: Taraflar konunun çözümünde hemfikir. Bugün büyük kulüpler diye adlandırdığımız takımların kabaca yıllık gelirleri 600 milyon Tl civarındadır, eğer şampiyonlar ligi, UEFA Ligi başarıları olmazsa. Problem önceki yıllardan geliyor. Bir kulübün bir geliri var. En büyük yayın geliri, sonra seyirci geliri. En önemli gider kalemleri faaliyet giderleri. Sonra birikmiş, kredi kullanmış ya, onun bir faizi var. Faiz ödemek yetmiyor. Ana parayı da ödemek lazım. Kulüplerimiz ana parasını ödeyemiyor. Rekabetten dolayı bütçedeki kontrol gücünü kaybediyor. Eğer önlem alınamaz ise sürdürülebilirliği sıkıntılı hale geliyor. Biz bununla oturup da bir bütçe çalışma yapıyoruz. Yönetilebilir bütçeyi, Türkiye'ye, dünyaya malolmuş olan kulübün, Türk halkı tarafından futbolun hizmetinde bulunmak istiyoruz. Yoksa biz alacaklarımızı alıyoruz. Kulüplerin daha rahat, daha esnek hareket etmesini temin etmemiz gerekir. Mali açıdan, finansal açıdan bunu yaptığınızda kurala uyanlarla uymayanları tespit etmek lazım.
'KULÜPLERİMİZ ACI REÇETEYLE KARŞI KARŞIYA KALACAK'
Kulüplerimizin yönetiliş biçimi, gelinen noktadan, finansal süreçlerinden sonra kafamızda soru işaretleri vardı. Futbol Federasyonu güçlü bir protokolle kulüplere imkan sundu. Kulüpler bu düzenlemeyi nasıl kullanacak? TFF bunun denetlemesini nasıl yapacak?
DEMİRÖREN: Lisan Kurulu'nda değişiklikler yapılacak. Avrupa'ya giden takımlarımızı UEFA denetliyor, geriye kalanları biz denetliyoruz. Bütün takımlarımız ulusal denetimlere giriyor. Ayın 31'nde Fenerbahçe UEFA'da çok önemli toplantıya gidiyor. Bunun için lisans yapısında talimatnamede değişmesi gerekiyor. Geçmişte 1980'lerin sonunda İspanya'da bu yapılandırmanın aynı uygulaması yapıldı. Talimat değişiklikleri yapılmadığı için de sistem tutmadı. Şimdi o örneği de alarak, talimatnameyi değiştirerek. İspanya nasıl başarılı oldu daha sonra. Talimatnameler değişti de ondan... Biz bugün Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig'de puan silme cezaları verebiliyoruz. Şimdi bu sistem puan silmeden önce uyarılar, belli kademelere göre küme düşme, lisans vermeme durumuna kadar gidecek. Herkes buna uymak durumunda olacak. Bu talimatnamelerin çıkarılması ve Lisans Kurulu'nun bunu takip edelmesi bugünkü konu bu...
'HİÇ FAİZ KONUŞMADIK'
Yeniden yapılandırmada herhangi bir borç silme gündeme gelebilecek mi?
AYDIN: Biz işleri iyi yapan insanları seviyoruz. İyi futbol oynamak için iyi bir stada sahip olmak gerekir. Dün yapılmış bazı eksikliklerden dolayı istenen çıkışı yapamayan arkadaşlara katkıda bulunacağız. Buna gücümüz var. hiçbir kredinin silinmesi sözkonusu değil. Hiç faiz konuşmadık mesela. Diyelim ki x kulübünde 4 banka var. 4 banka teminatları bölüşeceğiz. Bütçesi kırmızı veren belki de ödemesiz dönem vereceğiz. Birini farklı vadeyle yapılandıracağız, öbürünü farklı vadeyle yapılandıracağız. Bundan sonra konmuş koşullara kurallara uymaz iseniz onun müeyyideleri var. Sistemin çalışabilir olması için bizim verdiklerimizin geri gelmesi lazım. Biz onu izliyor olacağız. Düna kadar yapılmamış, bundan sonra yapacağız. Bu bir başlangıç. Yakaladığımız ciddi bir konsensus. Sayın Cumhurbaşkanımız, sayın Bakanımızın iradesi var. Futbol Federasyonu'nun, kreditör olarak bizim irademiz var. Kulüplerin iradesi var. Bizim gücümüz var. Bunu külüplerimize kullanmayalım da neye kullanalım. Türk halkı bu yapılanma işini iyi bilmek zorunda. Hatırlarsanız Rusya'yla kriz yaşandı. Turizm de negatif etkilendik. Biz hepsiyle ilişki içerisindeydik. Türk bankacılığı sağlıklı işlediği için süreler verdik. Bugün Rusya'yla ilişkilerimiz iyi oldu. Sadece A kulübü değil, televizyonlarda çalışanları, stadlarda görev yapanları da kapsıyor bu uygulama. Halen daha önce vermiş olduğumuz kredilerin yeniden vadelendirilmesidir, yeniden yapılandırılmasıdır. Kimse bunu çok görmesin.
"BORCU OLMAYANA TEŞVİK VERİLEBİLİR"
Sürekli yanlış yapanlara ne gibi müeyyideler uygulanacak? Düzgün olanların suçu ne olacak?
DEMİRÖREN: Şu an borcu olmayan zamanında ödemiş Başakşehir, Kasımpaşa, Göztepe çok az borçla veya sıfır borçla gidiyorlar. Sayın Berat Bakan'la da konuşacağız, bu külüplere bir teşvik, ödüllendirme yapalım. Ama bu demek değildir ki bu kulüpler yarın borçlanmayacak. Bu cezalandırma sistemi borçları bütçesine uymayanlar için uygulanacak.4 büyük kulübümüz de artık ulusal sisteme gireceğinden, "Ben türkiye'de şampiyon olup, UEFA'ya gitmeyeyim" diye bir şey olmayacak. Öyle bir lüksümüz yok artık.
"BU DÖRT BÜYÜK KULÜBÜ KURTARMA OPERASYONU DEĞİL"
UEFA finansal fair play değil Türkiye'de yapılandırma olacak. Bu UEFA için de geçerli olacak. Yani kendi işimizi kendimiz olacak...
Tarihi bir adım atılıyor. Bu yapılan hareket kulüplerimizin yaşaması için yapılan bir haraket. Kulüplerimiz normal bir iş yeri gibi bankaya gitseler kapıdan içeri giremezler. Biz mevcut borcu 10 milyar civarında konuşuyoruz, bu daha önce 4 milyardı, sonra 6 milyardı. Bu dört büyük kulübü kurtarma operasyonu değildir.
AYDIN: Sorunu kabul etmek çözümün yarısı. Biz bu sorunu kabul ettik. Nereden kaynaklandığını da biliyoruz. Girerken kafayı vurduk, çıkarken yapmamız gereken ya girişi yükseltmek, ya da başımızı eğmek. Ayağınızı yorganınıza göre uzatacaksınız. Altyapıya yöneleceksiniz. Bundan böyle bir futbolsever olarak söylüyorum, harcama yapharken bir değil, üç defa düşüneceksiniz. Lambalardan birini söndürmek durumunda kalacaksınız. Ya giderinizi doğru yönetiyor olacaksınız, gelirinizi de ona göre arttırmak durumundasınız. Kim dünyayı izlerse, kim daha doğru işler yaparsa çok daha iyi işler yapacak. Türk futbolunun bugünkü durumu iyi değildir, bazı kulüplerimizin bütçeleri negatiftir. Türk futbolunun marka değeri iyi bir noktadadır. Bankaların başında BDDK diye bir kurum var. Bir de EPDK var. Aslında getirilen sistem buna yakın. Kulüplerin hangi gelirle neleri yapabileceği, kaç parayla topçu alabileceği kurallara, kaidelere bağlanacak. Biz de o düzenlemenin oyuncusu olacağız. Buradaki kastımız kulüplerin kendilerini disipline edebilmesi, ölçmesi ve değerlendirmesidir. Türk futbol endüstrisinin daha cazip, değerli, kıymetli hale gelmesine katkıda bulunmaya çalışacağız.
DEMİRÖREN: Bizim söylediğimiz bu sistem zaten 4 büyük kulübümüz için yapılıyor. UEFA sizin edeceğiniz kâra ve zarara kadar karışıyor size. Biz bunu Türkiye'de ulusal sistemde kendi federasyonumuzla yapacağız ki, kulüpler bize dertlerini anlatsınlar ki, beraber çözeriz. Kulüplerimizin nakit akışlarını çözerek, borç yapısını kademe kademe aşağı indirerek rahatlatmak ve belli kurallar içinde yürütmek.
AYDIN: Bu bir ölçme ve değerlendirme işlemi. Aslında bütün firmalar için geçerli bu. Türk futbolu için verilen paraların, kaynakların sağlıklı olarak kullanılmasını, değerlendirmesini temin için önlemleri alıyoruz.
Diyelim suistimal eden birisi çıktığında, kişisel cezalar adli bir vaka olarak mı karşılık görecek?
DEMİRÖREN: Bu sistemle beraber spor yasasının da tam oluşmasına çalışıyor. Artık adli vaka mı, nasıl olacak önemli bir yere varacak. Art niyet kulübü bağlamaz, adli vakadır. Geçmişe bakarsak ileriye bakamayız. Artniyetli olan kişiler de elenerek gidecektir.
AYDIN: Koyduğumuz kurallara mugayyir hareket zaten yapılamayacak. Kredi alması için, bütçe yapabilmesi için gelir oluşturması lazım. Orada artık özgürce davranamayacaktır. Girdisi belli, çıktısı belli. Buna rağmen bunu delmeye çalışırsa, mali açıdan ona yönelik önlemleri Futbol Federasyonu her zaman için alabilme yetkisine sahip. Çok şeffaf olacak olan ölçme değerlendirme sistemi herşeyi değerlendireceği için kayıp kaçak olmayacak.
DEMİRÖREN: Bizim kurallarımız zaten uygulamada. Şimdi daha sert kurallar getirilecek. Lisan Kurulu'nun sisteminde vergi, sigorta borcu olan kulüpler zaten lisans alamıyorlar. Bu sistem zaten belli ölçülerde uygulanıyor.
AYDIN: Sisteme mugayyir davrandığınızda bütün bankalar zaten sizi görüyor. Görüldüğünde siz sistemin nimetlerinden yararlanamayacaksınız, külfetleri başlayacak. Biz yanlış yaptığımızda bizi orada görev yapmaya devam ettirmiyorlar. Biz verdiğimiz kredilerden sorumluyuz. Sadece biz değil, eşlerimiz, çocuklarımız da sorumlu. Sadece finansı yapmakla sistem yürümez. İkisi kesinlikle birlikte sürdürelecektir.
Kulüp kültürümüzde yenilikler olacak...
DEMİRÖREN: Artık herkes başkan olabilecek. Bir bütçe içinde hareket edebileceğinden çok daha rahat hareket edebileceksin. Rekabet eşitlenecek. Herkes kendi içinde büyük camiadır. 1 TL biri için büyüktür 10 Tl biri için büyüktür. Belli hataları kulüp başkanlığı döneminde ben de yaptım. Artık rekabetçi bir şekilde hareket etmek zorunda kalacağız.
KULÜPLER CUMAYA KADAR NAKİT AKIŞ TABLOLARINI GETİRECEK
Kaç banka bu işin içine girecek?
AYDIN: 15'in üzerinde finansal kuruluş Türkiye'deki kulüpleri kredilendirecek. Bunlardan 4'ü, Türkiye'de 4 büyük kulüpü gibi olacak. Bu yapılandırma kendi usülü bir yapılandırma olacak. Sadece Ziraat Bankası alacaklı değil hatta bizden azıcık daha kredisi yüksek olan bir bankamız var. 3-4 banka büyük çoğunluğunu kredilendirecek. Bu Cuma'ya kadar kulüplerimiz nakit akış tablolarını bize getirecek. Biz onları koordine ediyoruz. Hangi finansal kuruluşta kimin ne kadar kredisi varsa yanyana gelecek. Ayakta kalabilecek, çalışanları mağdur etmeyecek geliriyle uyumlu nakit akışı kurgulanacak. Bazıların hiç borcu yok, onlar bizlerle bu tarz anlaşma durumunda değil.
DOĞRU YAPILIRSA BU İŞ BİR DEFADA OLUR
Bu defa mı olacak bu yapılandırma?
AYDIN: Doğru yapılırsa bir defa da bu iş olur. Kuralların arkasına dolanarak eksik yapılmayacak.
"BAŞKANLAR KULÜBÜ BORÇLANDIRAMAYACAK ANCAK HİBE EDEBİLECEK"
Kulüp Başkanı kendi döneminden dolayı sorumlu olacak mı?
DEMİRÖREN: Spor Yasası'nda bu var. Kulüpler Birliğimizin bir görüşü var mı? Kulüplerimiz ne der onu bilmiyorum.
AYDIN: Bizim halen yayın geliri, pasolig gelirini görüyoruz. Bazıların gelirini bizden talep ettiği krediyle başa baş olduğu için, kredibil olan o krediye kişisel kefaletini vermiş olabilir. Bu yeniden yapılandırma sürecinde kişisel kefalet kullanırsak kefil olduğu dönem için geçerli olur. Aslolan kurgulanacağımız sistemde kulüpler kendi gelirlerle kendi faaliyetlerini devam ettirebilir hale gelecektir. Bütçesine göre hareket edecektir.
DEMİRÖREN: Şu an ben para koydum, borç olarak verdim demek yok. Ancak hibe edebilirsiniz. Onun için talimatname değişiklikleri gerekecek.
YDIN: VAR sistemi son derece önemli ve faydalı. Bu emeğin, alın terinin adil üleşilmesine katkı sağlayacak. Daha iyi kullanımlarına zaman içinde alışıyor olacağız. VAR'la ilgili süreç devam ederken yayını daha gelir getirici bir şekilde değerlendirmek lazım.