İstanbul Ekonomik Araştırmalar Derneği’nin (İEAD) düzenlediği ‘Türkiye Ekonomisi
2019 Beklentileri Çalıştayı’ ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. 22 Aralık’ta yapılan ve
İstanbul’daki üniversitelerde görevli 28 ekonomi ve finans hocasının katıldığı çalıştayın
sonuçları, hocaların dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirme ve
beklentilerini ortaya koyuyor.
Küresel fırtına
Çalıştayın sonuçlarına göre, hocaların 2019 yılında dünya ekonomisinden ümitleri
yok. Dünya ekonomisinde yaşanması muhtemel durgunluk yanında, artan ticaret
savaşları ve özellikle politik gerilimler, hocalara göre 2019 yılında dünya
ekonomisinin en önemli sorunları olacak. Dolayısıyla dünyayı, artan ticaret savaşları
ve şiddetlenen politik gerilimlerin şekillendirdiği zor bir yıl bekliyor.
Çalıştayın sonuçları, ticaret savaşları ve parasal daralma ile boğuşan ABD
ekonomisine karşın, Avrupa Birliği ve İngiltere ekonomilerinin daha sıkıntılı
olduğunu gösteriyor. Hocalar, Avrupa Birliği ve İngiltere’deki ‘Brexit belirsizliğine’
dikkat çekiyor. Sürecin taraflarca kötü yönetildiğine vurgu yapan hocalar, düşük
büyüme performansı ve sokak olaylarının gölgesinde Avrupa’yı zor bir yılın
beklediğini öngörüyor.
Çalıştaya katılan hocalara göre, dünya ekonomisinde orta vadeli en önemli risk ise Batı
ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki yüksek borçluluk düzeyleri. Hocalar, dünya
genelindeki yüksek borçluluğun dünya ekonomisinin geleceği için büyük bir tehdit
oluşturduğu kaygısını taşıyor.
Ekonomideki dengelenme
Çalıştaya katılan hocalar, Türkiye ekonomisi için en önemli risk olarak jeopolitik
riskleri görüyor. Küresel ekonomideki durgunluk ve belirsizlikler de, tüm diğer
gelişmekte olan ülkeler için olduğu gibi, Türkiye ekonomisi için de önemli risk unsurları
durumunda.
Ekonomideki yavaşlamaya dikkat çeken hocalar, ekonomi yönetiminin aldığı
tedbirlerin yerinde olduğu görüşünde. Özellikle sermaye piyasasının geliştirilmesine
ve firmaların finansmana erişimlerinin kolaylaştırılmasına yönelik adımların
önemli gelişmeler olduğuna vurgu yapıldı. Ayrıca, cari işlemler açığı ve kamu
maliyesindeki dengelenmenin de altı çizildi. Bu çerçevede, ekonomideki dengelenme
ve büyüme açısından 2019 yılının daha olumlu bir yıl olacağı beklentisi paylaşıldı.
Firmalar açısından ise döviz cinsinden borçların önemli bir yük olduğu dile getirilen
çalıştayda, ancak piyasalardaki dengelenmenin bu açıdan olumlu bir gelişme olduğu
görüşü ifade edildi. Bu anlamda, birçok firmanın ‘risk yönetimi’ yapmadığına dikkat
çekilerek, firmaların her zaman, yani işler iyiyken de, mutlaka ‘risk yönetimi’
yapmaları gerektiği uyarısında bulunuldu.
Kısa vadede bazı risklerin mevcudiyetine karşın, Türkiye ekonomisinin büyük bir
potansiyelinin olduğu, uzun vadeli planlama ile uzun dönemli bir büyüme patikasının
mümkün olduğu görüşü çalıştayın öne çıkan sonuçlarından biri. Bu çerçevede, enerji ve
tarım sektörlerinin önemine vurgu yapılan çalıştayda, işgücü piyasası, eğitim ve
teknoloji alanlarında bazı reformların yapılmasının gerekliliği de ifade edildi.
Özetle; Türkiye ekonomisinin potansiyeline güvenen ekonomi hocaları, bazı sorunlara
rağmen, Türkiye ekonomisinin geleceğinden ümitli...