Türk Lirası varlıklar dip seviyelerde. Yabancıların fonlar Türkiye’yi yakından takip ediyor. “Yabancıların gözü Türkiye’de çünkü çok ucuzuz” diyor ESG Turkey Sürdürülebilirlik kurucusu Dr. Cenk Türker.
Bir dolara banka hissesi alınabildiğini belirtiyor. Verilere baktığımızda BIST 100 Endeksine dahil 100 hisse senedinin 53’ü bir doların altında işlem görüyor.
Öyle ki bunların beş tanesi piyasa değeri en yüksek 20 şirket arasında yer alıyor. Son dönemde gerçekleştirilen büyük halka arzlardaki güçlü şirketlerin hisselerinin dahi halka arz fiyatının altına gerilediği görülüyor. Standard Ünlü Murahhas Üyesi Atilla Köksal ise yatırımcılar açısından Borsa İstanbul’da değerlendirilebilecek ciddi fırsatların olduğunu vurguluyor.
Para girişinin artması şart
Gelinen kilit nokta ise yeni sermaye girişleri. Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke notu yok. Böyle bir durumda yabancıların ve yerli yatırımcıların gözü Türkiye’nin risk primine dönüyor. Kredi risk primi önemli bir gösterge. Verilere baktığımızda ağustos ayında 566 seviyesinde olan risk priminde ciddi bir gerileme yaşandığı gözleniyor.
Risk primi 368’li seviyelere geriledi. Bu da yatırımcı algısında belli bir düzelmeyi getirdi. Ancak fon girişini sağlayacak 150’li seviyelerin hâlâ çok üzerinde olduğumuz da göz ardı edilmemeli.
İstikrarlı getiri beklentisi
Borsanın ucuz olması yabancı girişi için elbette tek başına bir kriter değil. İstikrarlı ve sürdürülebilir bir getiri potansiyelinin yabancı akışını güçlendirebileceğini dile getiren ekonomist Murat Sağman ise yabancıların tamamen güven veren bağımsız bir hukuk ve gelişmiş bir demokrasi ilkesini önemsediğini belirtiyor. Sağman, bunun güçlü işlediğini gördükleri her adımda çok daha hızlı yabancı girişlerin olabileceğini ve Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler içerisinde hikâyesi ile ayrışacağını dile getiriyor.
Yabancılar satış eğiliminde
Yabancı yatırımcı 7 Aralık haftasında hisse senetlerinde 67 milyon dolar, tahvilde ise 177 milyon dolarlık satış yaptı. Toplam 245 milyon dolarlık satış yapan yabancıların 2018 yılının tamamında hisse senedinde 1 milyar dolarlık satış yaparken 626 milyon dolarlık tahvil satışı gerçekleştirdi. Yabancı yatırımcı en son 2015 yılında hisse senedinde 2 milyar dolar, tahvilde ise 7 milyar dolarlık satış gerçekleştirmişti.
Yerliler TL’ye neden geçmiyor?
Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 158 milyar dolar seviyesinde. Bu rakam yıl içerisinde en düşük ağustos sonrası 7 Eylül’de 150 milyar dolara kadar indi. Sonra tekrar 160 milyar dolara dayandı. Özel sektör şirketlerinin döviz borçları yüksek. Dönemsel kur şokları, enflasyondaki yüksek seyir dövize yönelik beklentiyi güçlü tutuyor.
Enflasyonda iyileşme sağlanırsa...
TL varlıkların fiyat hareketleri incelendiğinde ağustos ayındaki kur şoku sonrası ciddi bir düzeltme yaşandığı ancak buna rağmen kırılganlığın hâlâ devam ettiği görülüyor. Buradaki ana vurgu ise enflasyon. Enflasyonda bir düzelme ve bunun bir aşağı trend izlemeye başlaması TL varlıklara bakışı değiştirir. 2019’un ilk yarısı zorlu geçecek. Seçime kadar piyasalarda canlı seyrin devam ettiğini görebiliriz. Küresel gelişmelerin de etkisiyle dalgalanma yaşanmaması, ekonomik verilerdeki düzelmeye bağlı olarak faiz indirimlerini getirebilir.
KARARLILIĞIN ÖNEMİ
Merkez Bankası’nın 13 Aralık toplantısı geride kaldı. Toplantı sonrası yapılan değerlendirmeler satır aralarına işaret ediyor. Bunlardan biri de Rabobank’ın analizi. Kurum, Merkez’in faiz kararında para politikası metninden sıkı para politikası konusunda “kararlılıkla” ifadesini kaldırmasına dikkat çekiyor. “Enflasyonda da düşüş var, Merkez beklentiden daha hızlı şekilde erken faiz indirimine gidebilir” yorumunu yapıyor.
TL’yi destekleyen en önemli çıpa hâlâ alternatif olarak yüksek faizlerin varlığı olduğu için kurum uzmanlarının böyle düşünmeleri normal. Merkez fiyat istikrarı ve enflasyon konusundaki gelişmelere vurguda bulunmasına rağmen “kararlılıkla” ifadesinin metinden çıkması farklı yorumların da ortaya çıkmasına neden oluyor.
Bu da kırılganlığın ne kadar yüksek olduğunu ve her fırsatta bunun ısrarla ve yeniden tekrarlanmasının önemli olduğunu gösteriyor. Merkez, “Fiyat istikrarı doğrultusunda bütün araçlar kullanılmaya devam edecek. Enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” dedi. Merkez’in bu ifadesine rağmen kararlılık ifadesinin çıkarılması satır aralarındaki ayrıntıların önemini bir kez daha çiziyor. Zeynep Aktaş / Milliyet