Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) uzun süredir tutuklu yargılanması nedeniyle serbest kalması gerektiğine karar verdiği eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verilmiş hapis cezası dün onandı ve böylece AİHM’in kararı geçersiz hale geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bizi bağlamaz” diyerek uygulanmayacağı sinyalini verdiği AİHM’in 20 Kasım tarihli Demirtaş kararı dün itibariyle “hükümsüz” kaldı. AİHM, Demirtaş’ın hakkında kesinleşmiş suçlama, hapis cezası kararı olmaksızın tutuklu yargılanmasına karşı çıkmıştı. Bugün Demirtaş hakkında yerel mahkemece verilmiş 4 yıl 8 aylık hapis cezası temyiz aşamasında istinaf mahkemesi tarafından onanarak, kesinleştirildi. Böylece Demirtaş’ın artık tutuklu yargılanan birisi değil hükümlü olmasıyla birlikte AİHM’in kararı hukuken anlamını yitirdi.
İstanbul Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi, bugün aldığı kararla İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 7 Eylül’de Demirtaş aleyhine verdiği kararı onadı. Daire, yerel mahkemece Demirtaş aleyhine verilmiş hapis cezası kararını “yerinde, kanuni ve delillere uygun” olarak değerlendirdi. Daire, Demirtaş’ın avukatlarınca yapılan istinaf başvurusunu oybirliğiyle reddederek, yerel mahkeme kararını onayladı.
Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman da, Daire’nin kararıyla birlikte müvekkili hakkında 4 yıl 8 aylık hapis cezası kesinleştirilerek Demirtaş’ın hükümlü hale getirildiğini söyledi. Karaman, Twitter hesabı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Daire’nin kararını Demirtaş’ı AİHM kararına rağmen serbest bırakmamak üzere yapılmış bir hamle olarak yorumladı. Karaman, “Tutuklu olduğu dosyadan da artık rahatlıkla tahliye kararı verip, bakın biz AİHM kararına da uyduk diyecekler. Ancak Demirtaş, 4 yıl 8 aylık kesinleşen cezası nedeniyle rehin kalmaya devam edecek” dedi.
Edirne Cezaevi’nde 4 Kasım 2016’dan bugüne tutuklu olan Demirtaş’in hapiste tutulmasına gerekçe olarak bugüne değin Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “tutuklu yargılama” kararı gösteriliyordu. AİHM ise, tutuklu yargılanma açısından Demirtaş’ın durumunda “makul süre aşıldığı” için serbest bırakılması gerektiğine 20 Kasım’da karar vermişti. AİHM’in bu açık kararına rağmen Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi ise, 30 Kasım’da aldığı kararla AİHM’in kararını “nihai değil” diyerek uygulamamış ve Demirtaş’ın tutuklu yargılanmasının devam etmesine karar vermişti.
Şimdi Demirtaş hakkında ana dava dosyasını yürüten Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi herhangi bir nedenle eski HDP Eş Genel Başkanı’nın tutuksuz yargılanmasına veya beraatine karar verse dahi serbest kalması mümkün olmayacak. Demirtaş, artık İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasından dolayı verilmiş hapis cezası kesinleştiği için hapiste tutulmaya devam edecek.
Oysa AİHM, hali hazırda verdiği kararda ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. Maddesi’nin ihlal edildiğine hükmetmişti. Bu maddede, olağanüstü hal (OHAL) döneminde hak kısıtlamaları uygulanmasına dikkat çekilerek, “Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar, öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz” ifadesi yer alıyor. Dolayısıyla AİHM, Demirtaş’ın durumunda Türkiye’nin OHAL şartlarını kötüye kullandığına ve AİHS’i çiğnediğine karar vermişti.
İnsan hakları alanında hukukçu Kerem Altıparmak da, İstanbul Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi’nin bugün aldığı karar ile yeniden AİHS’in 18. maddesinin ihlal edildiğini açıkladı. Altıparmak, Twitter aracılığıyla “Eğer bir sistem çözmeyi hedeflediği alan karşısında çaresiz kalıyorsa onu da masaya yatırmak gerekiyor demektir. AİHS bugünkü Demirtaş kararının da gösterdiği üzere insan haklarının sistemli ihlaline çözüm üretemiyor. Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum da değil” görüşünü de paylaştı.
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli ise, yazılı bir açıklamayla bugünkü onama kararını değerlendirdi. Buldan ve Temelli’nin ortak açıklamasında, yargı kararının hukuki değil, siyasi olarak yorumlanarak, AİHM’e karşı bahane üretildiği dile getirildi. Açıklamada, “Bu karar ile Demirtaş ‘tutuklu’ konumundan ‘hükümlü’ konumuna geçmiş ve yürütme tam anlamıyla yargıya hükmederek utanılacak bir kurnazlığa ve hileye imza atmıştır. Bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan bu rezalet, Cumhurbaşkanı’nın yargıyı maşa olarak kullandığının açık kanıtıdır. Artık gizli saklı değil, kameraların önünde yargıya talimat vermektedir. Yargı ise yürütmenin elinde bir araç olduğunu kanıtlamıştır. Bu kararı alan yargı mensupları da, talimatı veren Erdoğan da şunu çok iyi bilsin: Bu halk, bu kararı unutmaz. Bu halk bu kararın sebebinin AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan olduğunu bilir. Bu halk bu kararın sebebinin Erdoğan’ın Demirtaş korkusundan kaynaklandığını bilir. Bu halk bunun hesabını er ya da geç sorar” denildi.
Açıklamada, ayrıca bu karar ile Demirtaş’ın yanı sıra önceki dönem HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkında verilmişi 3 yıl 6 ay hapis cezasının da onandığı bildirildi. Açıklamada, “Demirtaş ve Önder’in ağzından bugüne kadar “barış” dışında bir sözcük çıkmamıştır. Bizler onların bu ülkenin barışı için söylediği her sözün altına imza atıyor, bunun hesabını hukuk ve demokrasi yolunda soracağımızın sözünü veriyoruz” ifadeleri de kullanıldı. (Amerika'nın Sesi)