Geçen yılın sonunda kripto para piyasalarında olağanüstü bir hareketlenme oldu. Bitcoin fiyatları 5 bin dolardan yaklaşık 20 bin dolara kadar yükseldi. Sosyal medyada, gazetelerde ve televizyonlarda Bitcoin en çok konuşulan konuydu. Hayatında hiç kripto para lafını duymamış kişiler bile Bitcoin’den haberdar olmaya başladı. Kasım ayının dördüncü perşembesi kutlanan Şükran Günü tatilinde ABD’de 1 milyon yeni kullanıcı kripto para ekosistemine dahil oldu. Diğer ülkelerde de durum farklı değildi. Kripto para platformu kurucuları tarafından büyük bir “ralli” ya da “dalgalanma” süreci olarak tanımlanan bu dönem çoğu kişi için sürprizdi. Bu işe yıllarını vermiş kişiler bile bu kadar hızlı bir büyüme beklemiyordu. Doğal olarak bu rallinin sonuçları da ağır oldu. Birçok platform aşırı yüklenmeye dayanamadı. Bir günde on binlerce kişinin kayıt olması, para yatırması ve alım-satım işlemi gerçekleştirmesi kripto para platformlarının hem çok istediği hem de hazır olmadığı bir durumdu. Sistemi çökenler, bankalarla sıkıntı yaşayanlar hatta dolandırıcılığa maruz kalanlar bile oldu. Fakat Bitcoin fiyatlarının sürekli artması beklenemezdi. Elbette şenlik bitti. Ocak 2018’de Bitcoin kademeli bir şekilde 10 bin dolar seviyelerine kadar indi. Fiyatlar yüksekken yatırım yapan on binlerce yeni yatırımcı zarar etti, büyük paralar kaybedenler oldu. Geriye ise bir anda büyüyen bir ekosistem kaldı.
Blok zinciri teknolojisi ve Bitcoin aslında yeni kavramlar değil. Blok zinciri teknolojisi 25 yıldan fazla bir geçmişe sahip. Blok zincirinin en somut örneği olan Bitcoin ise dokuz yıl önce Satoshi Nakamoto isimli hala kim olduğu bilinmeyen biri tarafından ortaya çıkarıldı. Teknik tasarımı itibarıyla maksimum 21 milyon adet üretilebilecek Bitcoin’in hala para mı emtia mı olduğuna kimse karar veremiyor. Bitcoin ilk olmasına rağmen tek kripto para birimi değil. En bilinenleri Ethereum, Ripple, Litecoin ve Tether olmak üzere işlem gören kripto para birimlerinin sayısı 2 bin 700’ün üzerinde.
Fiyatların bu kadar yükseldiği ve kripto paraların oldukça çeşitlendiği bu sektörde en büyük büyüme ise kripto para borsaları tarafında yaşanıyor. Özellikle 2017’den sonra kripto para platformlarının sayısında patlama yaşandı. Bir nevi ‘yeni nesil borsalar’ olan bu platformların sayısı
dünya çapında 14 bini buldu. Şüphesiz 14 bin platformun içinde tecrübeli ve rüştünü ispatlamış borsalar var. Fakat özellikle 2017’deki ralliden etkilenmiş, kripto paraların popülerliğinden etkilenen ve hızla para kazanmak isteyen borsalar da mevcut. Regülasyon yok denecek kadar az dolayısıyla dolandırılma ihtimali de yüksek. Burada iş yatırımcıların seçimine ve risk analizine kalıyor. Platformları seçerken işlem hacmi, kullanıcı sayıları, güvenlik tedbirleri ve destek hizmetlerine bakmak gerekiyor. İşlem hacmi yüksek ve kullanıcılardan olumlu yorumlar alan platformların tercih edilmesi riski azaltıyor.
Bu noktada bazı borsaların sahte hacimler gösterdiğinden de bahsetmek gerekiyor. İşlem hacmini yüksek göstererek yeni kullanıcı çekmek isteyen bazı borsalar kendi içlerinde komisyon almadan ‘sahte’ diyebileceğimiz alım-satım işlemleri yapıyor. Oldukça yaygın olan bu durum maalesef sektörde güven problemi yaratıyor. Coinmarket.cap’de borsaların hacimlerini incelendiğinde iki çeşit bulunuyor. ‘Hacim’ ve ‘düzeltilmiş hacim’ olarak ayrılan bu iki segmentin ikincisinde komisyon alınmadan yapılan işlemler, borsaların açıkladıkları hacimlerden çıkarılıyor.
Aradaki fark ise hayret verici... Bildirdiği hacimle ilk 100’de olan bir platform düzeltilmiş hacimde ilk 300’e bile giremeyebiliyor.
Dünya çapında birçok platform baş döndürücü çeşitlilikte teklifler ve seçeneklerle pazara giriyor. Rekabet de oldukça yüksek... Her borsa rekabette öne çıkmak için farklı taktikler uyguluyor. Bazı platformlar farklı bir komisyon veya ücret modeli sunarken diğerleri kendi kripto para birimlerini çıkararak kullanıcılarına dağıtıyor. Güvenlik önlemleri ile öne çıkan borsalar da kullanıcıları çekmek konusunda iddialı... Sonuçta ortada milyar dolarlık bir pasta var. Kripto para borsaları dünya genelinde yaklaşık 200 milyar doların üzerinde bir işlem hacmine sahip. Genelde bilgisayar mühendisi veya iktisatçı genç girişimcilerin el attığı sektör, özellikle ABD’de ve Asya’nın belli başlı ülkelerinde oldukça gelişti. Kripto para borsalarının en yüksek hacimli ve en bilinen örnekleri ise San Francisco merkezli Coinbase, Hong Kong merkezli BitMex, OKEx, Bitfinex, HitBTC ve Asya merkezli Binance ve Huobi...
Türkiye de sektörün önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. 2017’ye kadar sadece iki kripto para borsasının (BTC Türk ve Koinim) olduğu Türkiye’de son bir yılda büyük bir ivme yaşandı. Şu anda Türkiye’de işlem yapan 50’ye yakın şirket bulunuyor. Üstelik sayı her geçen gün artıyor. Yerli platformların aylık işlem hacmi ise 360 milyon dolara (yaklaşık 2 milyar lira) ulaştı. Dünyada en büyük 100 kripto para borsası arasında da genelde en az iki Türk şirketi bulunuyor. Fakat henüz küreselde işlem yapan Türk borsası yok. Sadece Türk Lirası ile işlem yapılan şirketler doğal olarak küreselde oluşan pastadan da pay alamıyor ve yarışta geri kalıyor. Yeni dönemde ise bu sorunun aşılmasına odaklanılmış durumda. Zaten en az iki Türk borsası 2019’da küresel piyasalarda da işlem yapmaya hazırlanıyor.
Öte yandan Türkiye pazarındaki yeni oyuncuların ekosisteme olumlu katkı sağlayıp sağlayamayacakları ise büyük bir soru işareti... Türkiye’deki işlem hacminin yeni aktörler ve kripto paralar konusundaki çeşitliliğin artmasıyla giderek yükselmesi elbette kaçınılmaz. Fakat yeni oyuncuların sektörde yerini sağlamlaştırmış BTC Türk, Paribu, Koinim ve Koineks gibi platformları geçmesi için iyi bir stratejiye ve altyapıya sahip olması gerekiyor. Üstelik regülasyon eksikliğ nedeniyle düşük bir masrafla ve kolayca platform kurmak mümkün. Bu da sektörde yeni bir ‘Çiftlik Bank’ hikayesi yaşanma ihtimalini artırıyor. Sektörün bu tarz sorunlar yaşamaması ise regülasyon eksikliğinin giderilmesiyle mümkün. Sektör artık belli bir noktaya geldi. Kripto para platformları arasında regülasyona örnek teşkil edebilecek şirketler var. Yasal düzenlemenin gelmesiyle sektördeki güven problemi de aşılırsa kripto para sektörünün büyümesinin önünde bir engel yok. Yerli platformların küresel pazara açılmasıyla Türkiye’ye yurt dışından para akışı sağlayacak yeni kapı aralanabilir. Platform kurucularının net bir mesajı var: “En azından yatırımcıları korumak adına sermaye zorunluluğu, bu işi yapacak insanlarda aranan şartlar ve müşterini tanı politikası gibi güvenlik tedbirleri konusunda belli standartların bir an önce gelmesi gerekiyor.” (NUREFŞAN KUTLU/FORBES TÜRKİYE DERGİSİ)