Kredi Garanti Fonu (KGF) tarafından kefalet verilen kredilere perşembe günü yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla birden fazla yeniden yapılandırma imkanı getirildi. ABD'li rahip Brunson'ın cuma günkü duruşma sonucu serbest bırakılması doları 5.90 liranın altına çekti. Ekonominin ünlü ismi Ali Ağaoğlu, rahibin serbest kalışının yeni haftada piyasalara etkisini değerlendirdi.
Ağaoğlu, KGF kredilerine getirilen birden fazla yapılandırma imkanının bankacıkı sektörüne etkisini değerlendirdi. Brunson’ın serbest kalmasının piyasalara muhtemel etkileriyle ilgili öngörülerini de paylaşan Ağaoğlu, dolar/TL’de resme ilk etapta 5.69 sonrasında 5.46 girebileceğini ve borsanın da bu rüzgardan olumlu etkileneceğini yazdı.
İşte Ağaoğlu'nun o yazısı:
Geçtiğimiz haftanın piyasaları en fazla ilgilendiren konusu rahip Brunson’un mahkemesinden çıkacak karar idi. Hafta başındaki yazımda olayın piyasalar için “papatya falı” haline geldiğinden dem vurmuştum. Son ana kadar da kararın ne yönde olacağı netleşmemişti.
Duruşma öncesinde Trump’ın “Brunson konusunda azami çabayı gösteriyoruz” mealindeki twitter mesajı bırakılacağı ihtimalini artırmıştı. Bir mahkeme kararının piyasaları bu denli ‘esir alması’ sıkça karşılaştığımız bir durum değildi. ABD ile ilişkilerin düzelmesinin ön koşulu olarak kabul edilen serbest bırakılması her ne kadar bir mahkumiyet ile birlikte gelse de sonuçta Brunson’un ertesi günü Beyaz Saray’da ağırlanması sorunun çözümü olarak algılandı.
Sıra reformlarda
Rahibin bırakılacağı bir süredir piyasalarca fiyatlanıyordu. Nitekim bir mahkumiyetle bırakılması nedeniyle piyasalarda kısa bir kararsızlık yaşandı. Haber öncesinde 5.85’lere kadar gerileyen dolar/TL kuru haber sonrasında 5.95’lerin üzerine çıksa da günün kapanışı 5.87 seviyelerinden gerçekleşti.
Brunson’un bırakılması sonrasında Trump, Erdoğan’a çok kez teşekkür etti. Ne de olsa Kasım’da ABD’de yapılacak ara seçimler öncesi önemli bir propaganda malzemesi elde etmiş oldu. Karşılığında Halkbank cezası ve/veya İran ile ticarette imtiyazlar ya da Hakan Atilla’nın mahkumiyetini Türkiye’de tamamlaması gibi bazı tavizler alınıp alınmadığı henüz bilinmiyor. Sanırım bunları zaman içinde öğreneceğiz. Her iki devlet de bu konuda resmi açıklamalar yapmayacaktır, satır aralarını okumak durumunda kalacağız.
Her ne kadar piyasalar Brunson vakasına odaklanmış olsalar da bu sorundan daha derin meselelerimiz var. Brunson; ABD ile ilişkiler ve özellikle de Suriye konusundaki anlaşmazlıkların bir mutabakata vardığına dair henüz net bilgiler ortaya çıkmış değil. Bu nedenle Brunson’un bırakılmasına piyasalar kadar fazla önem atfetmemek gerektiğini düşünenler tarafındayım.
Bu iyimserliğin yapısal değişimlerden kaynaklanmadığı, sadece günün kurtarıldığını düşünüyorum. Yapısal sorunlarımız, Brunson’un bırakılmasıyla çözülecek gibi değil. Geçen hafta S&P, 2018’in ikinci yarısında resesyona gireceğimizi, 2019’da da yüzde 0.5 küçüleceğimizi tahmin ediyor. Rahibin bırakılması bu tahmini boşa çıkarır mı hep birlikte göreceğiz.
Dolar 5.50'ye geriler mi?
ABD ile ilişkilerin olumlu yöne evrileceği beklentisi bu haftanın başında da devam edecektir. Ancak CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin Hazine’ye devri ile ilgili olarak kanunun Meclis’e gelecek olması genel algı açısından bazı olumsuzluklar yaratabilir. Ha keza geçtiğimiz yılın can simidi KGF kredilerinin; başlangıç tarihinden itibaren 156 ayı (13 yıl) geçmemek üzere birden fazla yeniden yapılandırma imkanı getirilmesi bankacılık sektörünü bir yandan rahatlatırken, diğer yandan bu denli uzun vadeli fonlama imkanlarının olmaması, sermaye yeterlilikleri konusunda sıkıntı yaratabilecek.
Uzun vadeyi ipotek altına alacak bu iki konu kısa vadeli “Brunson rallisini” çok fazla etkilemeyebilir. Ancak bu rallinin çok da uzun sürmesini beklemiyorum. Neden derseniz... Rahibin bırakılması; akreditifleri mi açacak, ülkeye yeni para girişini mi sağlayacak, ihtiyaç duyulan yapısal reformları mı hayata geçirecek? Bunları biz yapacağız. Geçen hafta “tatlıya bağlanan” rahip krizi bize sadece kısa bir zaman sağlayacak. Bu kazanılan zamanda hızlı adımlar atarsak ne ala... Yoksa resesyonda mıyız, stagflasyonda mıyız tartışmaları gırla gidecek...
Kısa vadeye bakacak olursak halen daha geçtiğimiz hafta belirtmiş olduğum 5.75-5.85 bandı önemini korumaya devam edecek. Geçen hafta Çarşamba günü 6.1214’ten geçen 50 günlük Basit Hareketli Ortalama’nın (BHO) altında, Cuma günü de 5.9125’ten geçen önemli bir trend çizgisinin altında kapanışlar oldu. Bu hareketler teknik analiz perspektifinden; dolar/TL kurundaki düşüşün 16 Ağustos’ta görülen 5.6985 seviyesine kadar devam edebileceğini, bu seviyenin de aşağı yönde kırılması durumunda 5.4665’in resmin içine girebileceğini söylüyor. Ancak bu seviyelere inilebilmesi için önemli bir yabancı fon girişine ihtiyaç var. Bu fon girişi olur mu, herkes kendi cevabını kendi verebilir diye düşünüyorum.
Altında yükseliş devam eder mi?
Geçen hafta başta ABD borsaları olmak üzere gelişmiş ülke hisse senetlerinde sert satışlar görüldü. Satışlar diğer gelişmiş ülke borsalarına da yansıdı. Altın da haftanın son günü çok sert bir şekilde yukarı hareket etti. 1.194 dolar/onstan güne başlayan altın, gün içinde 1.198’deki 50 günlük BHO’yı yukarı geçerek 1.226’ya kadar yükseldi. Haftayı da 1.224 ile yükseğine yakın bir seviyeden kapattı. ABD hisse senetlerinde düşüşler devam etmez, hele ki gümüş de altına eşlik etmezse altının bu yükselişi sürdürülemez. 1.200 dolar ve altına geri dönebilir. Hisselerdeki satış sürer gümüş de eşlik edecek olursa 1.239 dolara kadar devam edecek bir yükseliş olabilir.
Cari fazla iyi mi kötü mü?
Ağustos'ta 2.59 milyar dolar cari fazla vermişiz. Kurun 7.22 ile rekor kırdığı ayda doğal olarak ithalat önemli ölçüde gerilemesi cari fazlanın oluşmasının en önemli sebebi. Ancak bu bizim 2008’den bu yana alıştığımız bir durum değil. İthalata dayalı ihracat yapan bir ülke olarak bu fazlanın önemli kısmı eldeki stokların eritilmesi, yüksek kurlardan yeni hammadde alımı yapılmamasından kaynaklanıyor. Diğer yandan finans hesabında net olarak 14.3 milyar dolar çıkış yaşanırken, cari fazla rakamı bu çıkışın sadece küçük bir kısmını finanse edebilmiş görünüyor.
3.7 milyar dolar net hata noksan kaleminden karşılanırken 8.1 dolarlık daha büyük kısmı TCMB rezervlerinden ve turizm gelirlerinden gelmiş görünüyor.