Sert fiyat dalgalanmaları ve genişleyen hareket marjlarında normalleşmeye doğru bir gidiş gözleniyor. ABD’li rahip Andrew Brunson’un yargılandığı davanın sonuçlanması, “Enflasyon ile topyekûn mücadele” kampanyası, dolar/TL kurunun 6,00 seviyesinin altına çekilmesi ve gün içerisindeki volatilitenin azalması öngörülebilir fiyatlamaların oluşmaya başlamasını sağladı. Bu da piyasalarda sakinleşmeyi getirdi. BIST 100 Endeksi, 96.657 seviyesinde bulunurken, dolar/TL 5,8731, gösterge faiz ise 26,80 düzeyinde. Gelişmeler piyasaların yılsonuna kadar nefes alacağını gösterse de kasım ayındaki ABD seçimleri ve sonrasında yaşanacak gelişmeler, ABD’nin yeni ambargolarla gelme ihtimali, gerilimi yüksek tutmaya devam ediyor.
Mevcut duruma baktığımızda ağustos ayında piyasalarda yaşanan kitlesel histeri yerini biraz daha sakinleşmeye bırakmış durumda. Fakat fiyat hareketlerine ilişkin rasyonalitenin ortadan kalkmasıyla başlayan panik hali hâlâ tam olarak geçmiş değil. Bunu Türkiye’nin kredi risk priminin bulunduğu seviyelerden görebiliyoruz. Türkiye’nin Kredi Risk Primi 397 seviyesinde. Veri hâlâ 317 seviyesinde bulunan Yunanistan’ın dahi üzerinde bulunuyor. Türkiye’ye yönelik sermaye hareketleri ancak Kredi Risk Priminin 150’li seviyelere gerilediğinde artıyor. Bu nedenle sermaye piyasalarında akışkan bir para girişini gözlemleyebilmek için henüz daha erken.
Hareketli fiyatlar
Piyasa psikolojisinin değişmesiyle birlikte fiyat hareketlerinde aşırı iyileşmeler de görebiliriz. Yatırımcıların ise bu noktada değere odaklanmasında yarar var. Büyük bankaların borsadaki defter değeri 0,30 ile 0,50 arasında değişiyor. Bu durum bankaların piyasa değerinin özsermayelerinin oldukça altında işlem gördükleri anlamına geliyor. Bankalar aşırı gerileyen fiyatları nedeniyle bir ayda yüzde 19 değer kazandı. Ancak bu artış dahi mevcut fiyatların defter değerlerinin çok altında işlem gördüğü gerçeğini değiştirmiyor. Fiyat hareketlerinde istikrarı bozan gelişmeler bitince hisselerde yükselişlerin çok sert oluşabildiğini görebiliriz. Bu süreçte fiyatlarda dalgalanma devam edebileceğini göz ardı etmemeli.
Borsaya yön veriyorlar
Borsadaki yükseliş ve düşüşlerin yüzde 57’sini on hisse senedinin hareketi belirliyor. Endeksteki yönü görebilmek için bu hisseleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu şirketler yaşanan bütün krizlerden güçlenerek çıkıyor. Kurumsallaşmaları, yeniliğe açık olmaları, değişen pazar koşulları ile rekabet edebilmeleri bu şirketleri zirvede tutuyor.
Yerliler dolar bozdurdu
Yurt içi yerleşik yatırımcılar 5 Ekim haftasında dolar sattı. Yurt içi yerleşiklerin kıymetli maden dâhil yabancı para mevduat ve fonları 5 Ekim’de bir önceki haftaya göre 927,5 milyon dolar azaldı. Yurt dışından döviz akışı yaşanıncaya kadar döviz bozma eğiliminin devamı etmesi önemli. Aksi halde dolar kurunda 6,00 liranın altında kalıcı olmaz.
Kurlar düşüş eğiliminde
Dolar/TL kuru, ABD’li rahip Andrew Brunson’un üzerindeki tedbir kararının kalkmasıyla birlikte haftayı 5,8732 seviyesinden tamamladı. Beklentinin gerçekleşmesinin ardından kur 6,00 lira seviyesinin altına kaydı. 10 Ağustos’ta test edilen 7,23 seviyesinden bu yana son sekiz haftadır dolar/TL kuru alçalan bir trendde geriliyor. Dolar/TL kuru son hareketiyle 50 günlük ortalamasına geriledi. Kurun bu seviyenin altına kayması 100 günlük ortalamanın bulunduğu 5,49 ve 200 günlük ortalamanın bulunduğu 4,90 seviyelerine doğru bir hareketin de önünü açtı. Kurun bu desteklerine gerilemesi içerisinde hareket ettiği alçalan trendi sürdürmesine bağlı. Alçalan trendin direnci 6,10 seviyelerine tekabül ediyor. Dolar/TL yukarı hareketlerinde 6,10 seviyesinin üzerine çıkmazsa 100 ve 200 günlük ortalamalarını test edebilir.
Enflasyonla mücadele
Öte yandan temmuz- ağustos döneminde yaşanan yükselişin yüzde 38’i geri alındı. 5,49’lara gerilemesi yüzde 50’lik geri çekilme seviyesinin test edilmesini sağlayacak. Yerlilerin döviz satışının devam etmesi, enflasyonla mücadele konusunda atılacak olumlu adımlar havanın daha da yumuşamasına yol açabilir. Bu seviyelerde dolar endeksinin seyri de önemli.
Yabancılar tahvile saldırdı
Yurt dışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) portföyü piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak 5 Ekim haftasında 389,3 milyon dolar arttı. Hisse portföyleri ise 5 Ekim haftasında 60,7 milyon dolar azaldı. Yabancıların hisse senetlerindeki payı yüzde 62,54 seviyesinde.
Dip seviyelerden bir hareketlenme yaşandığı görülüyor. Yabancı payında yaşanabilecek olası artışlar borsada güçlü bir hareketin başlangıcını oluşturacaktır.
Zeynep Aktaş / Milliyet