Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’da gerçekleştirilen 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
AK Parti ülkemizde 81 milyon, ülkemiz dışında da yüzlerce milyon kardeşimizi kucaklayan bir erdemler hareketedir. AK Parti hizmetkarlığına talip olduğumuz bu büyük milletin kendi partisidir ve böyle kalmaya da devam edecektir. İlk günden itibaren bu davaya emek vermiş herkes için AK Parti öz evladı gibidir. Bayrağı hep gençlere, yeni nesillere devretmenin çabası içerisindeyiz.
Buradan gençlerimize özellikle seslenmek istiyorum. Sizlerden kendinizi AK Parti’nin ve onunla birlikte ülkemizin geleceğine en iyi şekilde hazırlamanızı istiyorum. Emanet kelimesi emin kökünden gelir. Emin demek güvenilir, korku ve endişe duyulmayan demektir. Bizim gençlerimizin her birinin emin sıfatıyla kendilerini yetiştirerek emanete sahip çıkacaklarına inanıyorum.
Gençlerimizin iktisattan hukuka, sanattan sağlığa kadar her alanda en iyiler arasına girmesi gerekmektedir. Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuuruyla ülkemize ve davamıza sahip çıkmaya hazır mıyız?
16 Nisan halk oylaması ve 24 Haziran seçimleri milletimizle aramızdaki güçlü ilişkiyi bir kez daha gösterdi. Görüldüğü gibi AK Parti, geçtiğimiz 4 yılda yaklaşık 19 ile 26 milyon arasında oy almıştır. AB üyesi ülkelerin birçoğunun nüfusundan büyük olan bu sayılar çok ciddidir. Milletimize layık olmak için daha çok çalışmalıyız. Bizim milletimize sadece vefa değil aynı zamanda can borcumuz da var. Bunun için sadece partimize oy verenlere değil milletimizin tamamına en iyi hizmeti sunmak boynumuzun borcudur.
"Her kriz beraberinde fırsatları da getirir"
Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birine maruz kalmasına rağmen, 2 aya kalmadan durumu kontrol altına aldık. Bunu söyleyerek asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptığımız bir durum tespitidir. Ekonomide sorunlarımız yok tabi ki var. Seçimlerden sonra zaten reformlara başlamıştık. Ancak bu durumla yaşadıklarımız arasında öyle büyük bir oransızlıkvar ki işin içinde başka şeyler arıyoruz. Şu gerçeği aklımızdan çıkarmamalıyız. Her kriz beraberinde fırsatları da getirir. Devlet yönetimi olarak bu krizin üstesinden gelebilmek için çalışıyoruz. Bizler göreve geldiğimizde ülkenin durumu ekonomik olarak neydi? O krizden aldığımız Türkiye’yi nereye getirdiğimizi unutmayın. Biz bu işin nedenini de tedavilerini de biliyoruz. O yüzden kısa süre içerisinde toparladık.
"Özel sektörümüz bu krizi fırsata çevirebilir"
Özel sektörümüz bu krizi fırsata çevirebilir. Yeniden toparlanma ve yükseliş dönemine girdiğimizi görüyorum. Bazıları işi fırsatçılığa çeviriyor. Döviz kuruyla alakası olmayan sektörlerde anlamsız fiyat artışları yapıldığı haberini alıyoruz. Bunun adı fırsatçılıkdır. Milletimizi fırsatçılara teslim etmeyeceğiz bunu böyle bilsinler. Bunlarla mücadele edeceğiz ve gereken yaptırımları yapacağız. Bizim ekonomi reçetimizde üretim vardır, tasarım vardır.
Ülkemizi kendi reçetelerimizle, kendi çözümlerimizle hedeflerimize ulaştıracağız. Her türlü yatırıma, desteğe açığız. Yeter ki bunun bedelini bize, egemenliğimize ve geleceğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. İşte o zaman külahları değişiriz.
Son günlerde finansal danışmanlık şirketi alınan bir şirket üzerinden yapılan tartışmalar ülkemizi aynı cendereye sokma gayretidir. Hiç kimse Türkiye’yi yeniden uluslararası kuruluşların boyunduruğu altına sokamaz. Ana muhalefetin başındaki zat şunu iyi bilsin, bayrağımızın dalgalanması, ezanımızın susmaması konusunda ne kadar kararlıysak bu konuda da o kadar kararlıyız.
Biz geldiğimizde, IMF’e olan borcumuz 23 milyar dolardı. 2013’te bunu sıfırladık. Biz yeniden bu tırmanışı inşallah devam ettireceğiz. Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın olmayacağını çok iyi biliyoruz. Kendi ayakları üzerindeki Türkiye’ye kimse yeniden diz çöktüremeyecektir.
"Bunlardan (McKinsey) fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim"
Kamu özel ortaklığını Türkiye nasıl başardı bunu anlatın dediler G-20 Toplantısı’nda. Bu zat ücreti mukabil tutulmuş bir danışmanlık şirketi üzerinden aklı sıra bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Tüm arkadaşlarımıza söyledim, bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz. Bu zata değil ama bu zatın hezeyanlarıyla aklı karışmış olan varsa izah etmek isterim. Evet, bir dönem Türkiye savunmadan tarıma herşeyini Amerika'ya teslim etmiştir. Türkiye bu felaketi tek parti CHP ve milli şefi İnönü döneminde yaşamıştır.
"Türkiye'de ekonomik kriz yok, ekonomiyle alakalı bir manipülasyon var"
Ana muhalefetin başındaki zat Filistin'den girip rotayı ekonomiye çevirdi. Kriz diyor. Türkiye'de bir defa kriz yok. Önce bir ekonomiyi öğren. Türkiye'de ekonomiyle alakalı bir manipülasyon var, manipülatif bir hareket var. Bununla bir fatura kesmeye çalışıyorlar, sen de bu faturanın aktörleri arasında yerini alıyorsun. Türkiye'de ekonomik kriz yok, manipülasyon var. Bu konuda söyledikleri de aslında kendisinin meselenin ne kadar dıişında olduğunu gösteriyor. Ya ne kadar zavallısın. Resmi ziyaret yaptığımız ülkelere bize para verin diye yalvarıyormuşuz. Biz bu ülkelerden Türkiye'ye yatırımları konusunda destek istiyoruz. Biz para istemedik, istemeyiz. Kim kime yalvardı diye para verir? Biz gittiğimiz her yerde yönetimlere ve özel sektöre ülkemizin büyüklüğünü ve fırsatlarını anlatıp, yatırım davetinde bulunuyoruz. Yatırım daveti başka şeydir, para istemek başka şeydir. Kendilerinin SGK’yı nasıl batırdıklarını o dönemi yaşayan benim milletim çok iyi biliyor. Son Almanya seyahatinde, 5 yıl 10 aya mahkum olan sözde gazeteci vardı ya boşluğunu buldu oraya kaçtı, orada da rahat durmadı. Orada da kendisine sahip çıkacak olanları, sözde siyasetçileri buldu. Haber de bize gelince, 'Eğer bizimle beraber orada bulunacaksa biz müşterek bir basın toplantısı yapamayız. O zaman siz onunla basın toplantısı yaparsınız, daha sonra da biz onun olmadığı bir basın toplantısı yaparız.' diye haber gönderdik Eğer bizimle beraber orada bulunacaksa biz müşterek bir basın toplantısı yapamayız. Biz onun olmadığı bir basın toplantısını yaparız. 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birini siz bu ülkede barındırıyorsanız bunun stratejik bir ortaklığa yakışan yanı yoktur. Aynı şey bizde olsa biz elinden tutar size teslim ederiz. Benim ülkemde mahkum olmuş bir sözde gazeteciyi orada barındıyorsanız, bunun ortaklığa yakışan bir durum yoktur.
"Bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur"
8 şehidimiz oldu. Ben 8 şehidimize şahsım milletim adın Allah’tan rahmet diliyorum. Bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur. Biz buralara onlar sayesinde geldik. Tüm ailelerine, milletimize başımız sağolsun diyoruz. Bir ölür bin diriliriz. 8 şehidimiz mi var, o teröristler bilsinler ki bunu en az 800’le ödeyecekler. Şu anda zaten Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te kaçacak delik arıyorlar. O deliklerde bunları bitireceğiz. Kandil’de bitireceğiz, Sincar’da bitireceğiz. Bu milletin huzurunu, refahını yok etmeye bunların gücü yetmeyecektir.