Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Ankara Sanayi Odası (ASO) eylül ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, ülkede ve dünyada çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini söyledi.
Türkiye'de yönetimde istikrarı sağlam temeller üzerine inşa edecek CumhurbaşkanlığıHükümet Sistemi'nin tam manasıyla uygulanmaya başlanmasıyla dış kaynaklı bir savaşla karşı karşıya kalındığını ifade eden Turhan, "Bölgemizde ateş durmak bilmiyor. Bizi en çok ilgilendiren Suriye meselesinde Rusya ve İran ile çözüm arayışlarını sürdürüyoruz. Dünyada ise ekonomi başta olmak üzere tüm kartlar yeniden karılıyor." dedi.
Turhan, koloni yönetimi mantığıyla ticaret savaşları yapan ülkelerin amaçlarının dünya ticaretini tek elden yürütmek olduğunu, buna karşın Dünya Ticaret Örgütünün küresel ticaret savaşlarının dünya için büyük bir tehdit taşıdığını ve kazanının olmayacağını açıkladığını anlattı.
Dünyada olup bitenin iyi okunması gerektiğine dikkati çeken Turhan, İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesiyle dünyanın siyasi ve ticari olarak yeniden şekillendiğini, Türkiye'nin de o yıllarda hazır pazar olmak yerine kendi öz kaynakları ve insan gücüyle üretmeyi tercih ettiğini dile getirdi.
"Biz, tüm benliğimizle büyüyen Türkiye'den yanayız"
Turhan, Türkiye'nin yerli ve milli mücadelesinin temelinde o yıllardaki tarihi sapmayı tersine çevirmenin yattığını belirterek, şöyle devam etti:
"16 yıldır büyük başarılara imza attık. Biz başardıkça birileri de oyun üstüne oyun kuruyor. Terör olayları, darbe girişimleri, toplumsal kaos planları bunların başlıcaları. Biz bu oyunları bozdukça, oyun kurucular küresel ölçekli tehditlerini devreye koymaya başladılar, son ekonomik saldırı gibi. Amaçları, büyüyen Türkiye yerine uyuyan Türkiye. Büyüyen Türkiye, sanayi bacaları tüten Türkiye demek. Uyuyan Türkiye ise açık pazar halini almış Türkiye demektir. Biz, tüm benliğimizle ilkinden yanayız. Dünyayı yerli ve milli perspektiften okumaya bu göre adımlar atmaya kararlıyız."
Turhan, bu ülkede üreten herkesin kıymetli olduğunu vurgulayarak, daha fazla üretip sürümden kazanmak yerine, yüksek kalitede daha yüksek katma değerli ürünler üretmenin hedeflenmesi gerektiğini bildirdi.
Ürünlerin pazarlaması için ulaşım ve iletişim altyapısına 500 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarını aktaran Turhan, "Bu nedenle ülkemizi havaalanları, yüksek hızlı tren hatları, lojistik merkezler, bölünmüş yollar, limanlar, bilişim otobanlarıyla donatıp, dünyanın gıptayla izlediği dev projelere imza attık." diye konuştu.
Yatırımlarla ülkenin köklü konumunun kuvvetleneceğini, sanayicinin, ticaret erbabının önünün daha fazla açılacağını vurgulayan Turhan, yatırımlardaki nihai amacın ise milletin refahı ve "Made in Turkey" damgalı, tasarımından projesine, parçasından boyasına her şeyiyle milli ürünleri üretebilmek ve pazarlamak olduğunu söyledi.
Bakan Turhan, devlet olarak Ar-Ge ve girişim desteklerini artırdıklarını ancak bunun yeterince ilgi görmediğini belirterek, milletin istikbali açısından özel sektörün bu yanlıştan bir an önce dönmesi gerektiğini anlattı.
"Tasfiye Kararnamesi önümüzdeki günlerde yürürlüğe konulacak"
Bakanlığının ikinci gününde Türkiye Müteahhitler Birliği, Ankara Ticaret Odası ve ASO başkanlarının kendisini ziyaret ederek taleplerini ilettiğini ifade eden Turhan, taleplere ilişkin neler yapabileceklerini ilgili bakanlıklarla çalıştıklarını ve bu çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Turhan, hazırlanan Tasfiye Kararnamesi'nin gelecek günlerde yürürlüğe konulacağını vurgulayarak, "Bu kararnamenin amacı değişen, gelişen piyasa şartlarına göre, sözleşmelerin yürütülmesinde tarafların hak ve hukukunu korumak adına oluşan mağduriyeti gidermek." diye konuştu.
Aşırı fiyat artışı olan ve dövizle alınan malzemeler nedeniyle sözleşmelerdeki fiyat farkından dolayı oluşan mağduriyetlerin gündeme geldiğine dikkati çeken Turhan, fiyat farkı olan sözleşmelerde mevzuat gereği TEFE ve TÜFE oranlarını kullandıklarını, son durum itibarıyla bazı malzemelerde yüzde 24'lük orandan daha yüksek olduğunu dile getirdi.
Turhan, fiyatı yükselen ve dövizle alınan malzemelerle ilgili fiyat farkı hesap sistemi getirileceklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Bir kararnameyle taraflara, sözleşmenin idare tarafı olarak alternatifli öneriler getireceğiz, 'Ya tasfiye et ya devret ya da bu kurallara göre fiyat farkını kabul et ama hiçbir şekilde ülkeyi terk etme.' Sizler bizim için önemlisiniz. Bu ülkenin en kıymetli değerisiniz, bu ülkenin kalkınmasında dinamosunuz, bunu hiçbir zaman unutmuyoruz. Onun için işçi, işveren, esnaf, sanayici, üreten, tüketen hepimiz bu geminin içindeyiz. Biz bu geminin selameti ve menzile ilerlemesi için elimizden gelen her türlü kararı alacağız, gayreti yapacağız. Gemide bulunan herkesin kendine göre sorumlulukları var, bunların gereğini özellikle dar vakitlerde daha fazla yerine getirmek durumundayız, ülkemizin selameti, geleceği, birlik ve beraberliğimizi korumak için."