Hani insanın “Olmaz ki, böyle bir mantık hatası, böyle bir hesaplama hatası yapılmaz ki” diyesi geliyor. Geçen hafta açıklanan yeni ekonomi programında (YEP) yer alan veriler dayanak olarak kullanılmak suretiyle yapılan bazı hesaplamalar var ki, gerçekten de pes dedirtiyor.
Kastettiğimiz hatalar yılın ikinci yarısındaki büyüme ve dolar kuru tahminine ilişkin.
Büyüme hızının ne olduğu ve ne olacağı sokaktaki vatandaşı hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Kabul edelim; sokaktaki vatandaş GSYH kavramına da zaten çok yabancıdır, büyüme hızı kavramı ise biraz anlam ifade eder, o kadar. Vatandaş, “Türkiye ekonomisi bu yıl şu kadar büyüyecek” denildiğinde, “İlk yarı büyüme hızımız belli, demek ki ikinci yarıda şu kadar büyüme öngörüyoruz” hesabına da girmez.
Dolar kuru ise tabii ki herkesi ilgilendirir. En can alıcı ekonomi izleme verimiz zaten dolar kuru. O yüzden dolar kurunda ne öngörüldüğü yakından izlenir. Böyle olduğu için de hemen herkes dolar kurunda hem ne öngörüldüğüne çok yakından bakar, hem de akademisyenlerin, eski bürokratların bu konuda ne tahmin yürüttüklerine, gazetelerin ne yazdıklarına dikkat kesilir.
Şimdi gelin GSYH ve dolar kurunda YEP’i dayanak alarak nasıl tahmin yapılabileceği üstünde duralım ve daha da önemlisi hangi yöntemle yapılan tahminlerin temelden yanlış olduğunu aktaralım...
Dolarda yıl sonu kuru tahmin edilebilir mi?
Orta vadeli programlarda da yer almazdı, bu yıl yeni ekonomi programında da yer almadı; bu programlarda dolar kuru varsayımına yer verilmez. Ancak yıllık ortalama dolar kurunu hesaplamak çok kolaydır.
Programlarda GSYH’nin hem TL, hem dolar bazında büyüklüğü vardır. TL büyüklüğü dolar büyüklüğe bölünce de dolar kurunun yıl ortalaması bazında hangi düzeyde öngörüldüğünü kolayca bulabiliriz.
YEP’te bu yılın GSYH büyüklüğü cari fiyatlara göre 3 trilyon 741 milyar lira ve 763 milyar dolar olarak öngörülüyor. Buna göre dolar kuru varsayımı 4.90. Aynı hesaplamayı önümüzdeki yıllar için de yapmak mümkün.
Bu köşede 21 Eylül’de “Yılın şimdiye kadarki dolar kuru ortalaması 4.51, yıl ortalamasının 4.90 olması için de kalan dönemdeki ortalamanın 5.86’da tutulması gerekiyor” dedik. 5.86’da kalınıp kalınmayacağı ayrı bir tartışma konusu; ama hesaplama yöntemi bu.
Hemen belirtelim, dolarda yılbaşından düne kadarki ortalama 4.54’e çıktı, ay sonunda da 4.58’e ulaşılması bekleniyor, ama yılın kalan dönemi için tutturulması gereken 5.86’da değişiklik yok.
Dikkat ediniz, 5.86 bizim tahminimiz değil, YEP’teki 4.90’lık yıllık ortalamanın tutması için son üç ay ortalamasında kalınması gereken düzey. Aslında 5.86’yı tahmin eden de bu programı hazırlayanlar. Biz yalnızca örtülü biçimde ifade edilen 5.86’yı ortaya çıkarmış oluyoruz.
Gelelim dolarda belli bir tarihteki kurun tahmin edilip edilemeyeceğine.
Kestirmeden söyleyelim; böyle bir tahmin kesinlikle yapılamaz!
Bu tahmini yapanların yöntemi şöyle. Dolar geçen yılsonunda 3.78’di (o da yanlış aslında 3.81’di), yıl ortalaması 4.90 öngörülüyor, dolayısıyla “hangi sayının yarısı 4.90’ı verir” mantığıyla hareket ediliyor. Yarısı 4.90 olan sayıyı bulmak için 4.90 iki ile çarpılıyor, elde edilen 9.80’den 3.78 çıkarılıyor ve bulunan 6.02’lik kur, 2018 yılsonu kuru olarak tahmin hanesine yazılıyor.
Yani deniliyor ki, “Dolar yılbaşında 3.78’di, yılsonunda 6.02 olacak, böylece ortalama da 4.90 olarak gerçekleşecek”.
Peki, dolar dün 6.14 düzeyindeydi, geçen yılsonunda ise 3.81, yani bu iki sayının ortalamasına göre doların yılbaşından bu yana olan dönemdeki ortalaması 4.96 olmalıydı. Ama ortalama kaç, 4.54!
Yüzde 3.8’e nasıl ulaşılır?
YEP’te bu yılın tümündeki GSYH artış hızı sabit fiyatlara göre yüzde 3.8 olarak tahmin ediliyor. Hesaplamamız gereken oran şu: İlk altı aydaki oranı bildiğimize göre, ikinci altı ayda ne kadar büyümeliyiz ki yıllık oran yüzde 3.8 olsun.
Bu hesaplamayı yaparken oranlardan yola çıkmak akıl almaz bir hatadır. Hesaplama mutlak değer üstünden yapılır ve sondan başa doğru gidilir.
Geçen yılın tümündeki GSYH büyüklüğü 1 trilyon 694 milyar TL. Demek ki bu büyüklüğün yüzde 3.8 artarak 1 trilyon 758 milyara çıkması bekleniyor. 1 trilyon 758 milyarı bulduktan sonra bu değerden ilk yarı gerçekleşmesi olan 826.2 milyarı düşüyoruz. Dolayısıyla artık elimizde ikinci yarıda oluşması beklenen GSYH var, o da 931.8 milyar lira.
931.8 milyarı kıyaslayacağımız değer de geçen yılın ikinci yarısındaki GSYH büyüklüğü. O değer 915.2 milyar. Bulacağımız artış da yüzde 1.8. Oranı tam söylersek yüzde 1.78.
Doğru hesaplama bu. Yıllık yüzde 3.8 büyüme beklentisinden yola çıkarak ikinci yarıyı yüzde 1.3 ve yüzde 1.4 olarak hesaplayanlar da var. Bu oranları nasıl bulduklarını pek bilemiyoruz ama bir tahminimiz var. Sakın şöyle yapıyor olmasınlar!
Yılın tümünde yüzde 3.8 büyüme öngörülüyor; bileşik hesaba girmeden altışar aylık dönemde 3.8 büyüme sağlandığı varsayılıyor olsa, yani 3.8x2=7.6, bundan da ilk yarıdaki yüzde 6.3’lük büyüme düşülse, kalır yüzde 1.3.
Aynı yaklaşım bileşik oran üstünden sergilenirse bu kez yüzde 7.6 yerine yüzde 7.7 bulunur, 7.7’den 6.3 çıkarılınca da geriye yüzde 1.4 kalır.
“Bu mantık hatalarını sergileyip bu hesaplamaları yapanlar, değil iktisat fakültelerini bitirmek, birinci sınıfı bile geçemezler” diye düşünürken abartıyor muymuşuz?